Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi ve Trakya Belediyeler Birliği’nin işbirliği ile Tekirdağ’a gelen Deprem Bilimci Jeolog Prof. Dr. Naci Görür’ün verdiği ‘Deprem Bilinci’ Konferansı, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Yılmaz İçöz Sahnesi’nde geniş çaplı bir katılımla gerçekleştirildi. Görür, "Depreme dirençli kentler oluşturmadığımız sürece biz her depremde ağır darbeler yemeye ve ağır faturalar ödemeye devam ederiz" dedi.Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) - Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren Trakya Belediyeler Birliği Müdürü Cemal Ogün Kürümoğlu, Trakya Bölgemizde yaşanabilecek deprem felaketine karşı önlemler alınması, gerekli hazırlıkların yapılması ve afet risklerinin azaltılmasının, halkın can ve mal güvenliğinin korunması açısından büyük önem arz ettiğini belirtti.
Daha sonra kürsüye gelerek, Tekirdağ’ın deprem bölgesinde olduğu gerçeğini hiçbir zaman unutmadıklarını ve bu gerçek doğrultusunda depreme hazırlık çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Trakya Belediyeler Birliği ve Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, 2014 yılından bu yana afet risklerini azaltmaya yönelik pek çok projeye imza attıklarını belirterek, "Zemin etüdünden kentsel dönüşüme, ölçüm istasyonlarından afet toplanma alanlarına, araç ve ekipman yatırımından vatandaşlara yönelik deprem eğitimine kadar çok geniş bir yelpazede çalışmalar yürütüyoruz. Afet bölgelerinde yaptığımız teknik incelemeler esnasında edindiğimiz deneyimi yetkinliğe dönüştürürken Tekirdağ halkının can ve mal güvenliğini sağlamaya yönelik yatırımlar yapıyoruz" dedi.
PROF. DR. NACİ GÖRÜR: “DEPREM ÜLKEMİZ İÇİN GERÇEK BİR BEKA SORUNUDUR”
Türkiye genelinde ve Tekirdağ özelinde deprem gerçeği ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Naci Görür, depremin ülkemiz için en önemli ve gerçek bir beka sorunu olduğunu dile getirdi.
“Deprem dirençli kentler oluşturmak zorundayız" diyen Prof. Dr. Görür, "Halkımızın, ana kent bileşenlerinin depreme dirençli hale getirilmesini talep etmesi ve yetkilileri bu konuda zorlaması gerekmektedir. Olası bir Marmara depremi ülkemiz için tamir edilemez yaralar açabilir. Ekonomik bağımsızlığımızı kaybedecek duruma gelebiliriz. Depreme hazırlık sadece para ile olmaz önce gerekli anlayışa ve zihniyete sahip olunması gerekiyor. Bir sabah kalkacağız ve yine 10 binler ölecek, bunu kabullenmemeliyiz. Depreme dirençli kentler oluşturmadığımız sürece biz her depremde ağır darbeler yemeye ve ağır faturalar ödemeye devam ederiz” diye konuştu.
Tekirdağ özelinde Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın durumu ve olası bir Marmara depreminin Tekirdağ’a etkileri konusunda da açıklamalarda bulunan Prof. Görür, Kuzey Anadolu Fayı’nın en tehlikeli fay hattı konumunda olduğunu belirterek, “Marmara Bölgesi’nde sismik bir boşluk söz konusu. Bu sismik boşluk dolmak zorunda. Dolayısıyla Marmara’da bir deprem olması kaçınılmaz. 1912 Şarköy depremi sonrasında Tekirdağ Fayı kırılmış olabilir. O bölgede yaptığımız araştırmalarda gördük ki denizin altında o bölgede taze bir kırık söz konusu. Yani 1912 depreminde Tekirdağ fayı kırılmış ve enerjisini boşaltmış olabilir. Bu Tekirdağ için iyi bir durum ama bu demek değildir ki Tekirdağ için her şey bitmiş. Diğer faylarda Tekirdağ’a çok uzak değil ve Marmara’da olacak olası bir deprem Tekirdağ’ı da etkileyecektir.” dedi.