Müslüman bir anne babadan doğmak, müslüman bir çevrede yaşıyor olmak ve müslümanca değerler üretmek İslam gibi bir dine mensup olan insanlar için çok büyük bir nimettir.

Çok etkileyici bir ayeti sizlerle paylaşmak istiyorum. Öyle bir ayet ki hem içselleştirmemiz gereken hem de duvarlara, panolara hatta cadde sokaklara asmamız gereken verdiği mesajlarla hayatımıza anlam katan bir ayet.

İyi ve güzel işler yapan, ‘Ben Müslümanlardanım!’ diyen ve insanları yalnızca Allah’a davet eden, kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?” Fussilet Sur, 41/33

Bu ayette bir müslüman duruşu ortaya konulmakta, “Müslüman”lıktan öte başka herhangi bir isimle anılmaya ihtiyaç olmaması gerektiğine dikkat çekilmek istenmektedir.

Prof. Dr. Hayrettin KARAMAN hocamız bu konu ile ilgili der ki;

“Şu halde Müslümanlara göre en güzel söz, İslam’ı yaşayarak ‘Ben Müslümanım!’demektir ve bu sözden daha güzeli olamaz; ancak bunu yapan ve söyleyen kimse mutluluğun yoluna girmiş olur!”

Yine konuyla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı yapmış olan Prof. Dr. Ali BARDAKOĞLU hocamızın sözlerine kulak vermek yerinde olacaktır;

Müslümandan söz ediyorsak, iç dünyasında samimiyetle Allah’a ve dinin diğer inanç esaslarına bağlı olan ve inancını hayatına yansıtan bir kimseden söz ediyoruz demektir. O da sadece belli ibadetleri yerine getirmekle, sözle ve görüntüyle olmaz. Din, hayatımızın her yönünde eseri olan bir rahmet olmalıdır.

Şayet iyi Müslümandan söz edeceksek, güvenilir ve dürüst olma, doğruluk, çalışkanlık ve üretkenlik, temizlik, nezaket, hiçbir insanın sizin elinizden, dilinizden ve davranışınızdan zarar görmemesi, kendiniz için istediğinizi başkası için de gönül ferahlığıyla isteyebilme, yanıbaşınızdaki insanın hak ve hukukuna saygı, kamu malını emanet bilme ve koruma, kimsesizi gözetme, istikamet sahibi olma gibi ne kadar erdemli davranış varsa onların hepsinden söz etmeliyiz.

Ahlakı önemsizleştirirsek dinin içini boşaltmış, özünü, şekle kurban vermiş oluruz. Hz. Peygamber güzel ahlakı örneklendirmek ve tamamlamak için gönderilmiştir. Ahlakın yegane kaynağı din değildir, bir insanın ahlaklı olabilmesi için mutlaka dindar olması şartı aranamaz. Ancak, bir dindar mutlaka ahlaklı olmak zorundadır. Ahlakı önemsemeyen bir dindarlık anlayışı, bizi ikiyüzlülüğe, çifte kişiliğe götürür. Bu da dini tabirle riyadır, samimiyetsizliktir.

Bugün Müslümanlar olarak önemli bir sorunla karşı karşıyayız; şekiller özü gölgeledi, araçlar amaç oldu ve sonunda güvenilir insan olma özelliğimiz zayıfladı!”

Uzun lafın kısası İslam tüm insanlığın en son kurtuluş adasıdır. Tüm insanlık her zamankinden daha çok bugün İslam’a muhtaçtır. Kıymetli hocalarımızın serzenişleri doğrultusunda ahlakı Kur’an olan, peygamberi kendisine rol model alan güzel müslümanlara fazlasıyla ihtiyaç vardır.

Selam ve dua ile!..