Eşinle ilişkinde en önemli sorununun konuşamamanız olduğunu söylüyorsun ve ekliyorsun;

“Eşimle konuşamıyoruz…

Beni dinlemiyor,

Beni anlamıyor,

Sorunlarımızı konuşmaya başladığımda, hep aynı şeyleri konuşuyorsun ve her konuda beni suçluyorsun diyor ve çekip kapıyı çıkıyor,

Bir sorunumuzu konuşmaya çalıştığımda hemen kendini savunmaya geçiyor ve haklı çıkmaya çalışıyor,

Bir şey anlattığımda “amma da büyütüyorsun, çok abartıyorsun” diyor,

Konuşabilmek için ne yaptıysam işe yaramıyor. Ya kavga çıkıyor ya eline telefonunu alıp kanepeye uzanıyor ya da çekip gidiyor. Ben yine aynı dertlerimle baş başa kalıyorum.

Bir de hem çekip gidiyor hem de geldiğinde hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. Üstelik benim de hiçbir şey yokmuş gibi davranmamı bekliyor. “İki günlük dünyada dert ettiğin şeylere bak, her şeyi boş ver biz günümüze bakalım” diyor. İşte bu durum beni daha çok çıldırtıyor. Ben sorunları halletmeden nasıl iyi olabilirim nasıl günümüze bakabilirim ki. O zaten vurdumduymazın teki, dünya yıkılsa umurunda olmuyor. Beni de kendisi gibi gamsız yapmak istiyor ama o iş öyle olmuyor. Beni insan yerine koyup beni dinlemezse, beni anlamazsa bu işin sonu iyi görünmüyor.

Öyle bir durumdayım ki artık beni sevdiğinden bile şüpheliyim. Sen beni sevmiyorsun beni sevseydin en azından beni dinlerdin diyorum. “Seni sevmesem seninle boşanırdım, tabi ki seviyorum” diyor ama bana inandırıcı gelmiyor. Gerçekten sevseydi, beni bu kadar üzmezdi, bu kadar yokmuşum gibi davranmazdı. Ne düşündüğümü ne hissettiğimi ne istediğimi kendiliğinden anlardı. Hatta benim istediklerimi ben söylemeden düşünür yapardı ama nerdeeeee… Hiç ümidim kalmadı.”

Eşin de diyor ki;

“Ne zaman bir araya gelsek başka konuşulacak konu yokmuş gibi hemen sorunları ortaya koyuyor. Sorunlar da sorun olsa bari, bana göre ortada bir şey yok. Ama onun için, gözün üstünde kaş sorun. Sorunların tek suçlusu olarak da beni görüyor. Onu dinlemiyor muşum, anlamıyor muşum, benimle konuşulmuyormuş zaten… Öyle söylüyor.

Ya doğru dürüst konuşsa niye dinlemeyeyim. Hep bir suçlama, hep bir ezme hep bir sindirme… Böyle konuşmalara kim dayanır. Ayrıca ben onu anlıyorum. Söylediği her şeyin bir çözümü var. Hatta ne yapması gerektiğini de söylüyorum ama bir kulağından giriyor ötekinden çıkıyor, anca kendi bildiği doğru.  O dert etmeyi, sorun çıkarmayı seviyor. O kadar büyütme, takma kafana diyorum. Şöyle güzel güzel oturalım, TV seyredelim, gelmiş geçmişe bir sünger çek, unut gitsin diyorum ama ne mümkün, o illa deşeleyecek, illa kanatacak. Aynı şeyleri bin kere yüzüme vuracak. Taaa 10 yıl önceki meseleleri, şimdi olmuş gibi hatırlıyor. Hala unutmadı. Ben duymaktan, artık unut demekten bıktım, o ortaya getirmekten bıkmadı. Ben de aynı şeyleri artık duymak istemiyorum. Konuşmayalım bunları dediğimde de yine suçlu ben oluyorum.

Ayrıca onun gözünde ben ne iyi bir eşim ne de iyi bir insanım. Hatta işe yaramazın tekiyim. Bana böyle hissettiriyor. “Sen benim için önemlisin” diyor ama sadece sözde kalıyor. Yine aynı suçlamalar devam ediyor. Vallahi canımdan bezdim.

Sürekli suçlayan, aşağılayan, ezen biri ile ne konuşayım ki? Ben de yine aynı şeyleri konuşacağını anlayınca ya evden çıkıyorum ya da alıyorum elime telefonu telefonla ilgileniyorum. Benimle hiç ilgilenmiyorsun diye suçluyor ama en azından kavga çıkmıyor.”

Yukarıdaki durum pek çok evli çiftin ortak hali…

Eğer sen de kendini, evliliğinde bu sarmalın içinde hissediyorsan aşağıda yazacaklarım işine yarayabilir;

Önce aşağıdaki soruları kendine sor;

  1. Eşinin seni dinlememesinde, anlamamasında ve konuşamamanızda senin rolün ne?
  2. Eşinin seni ezmesinde, aşağılamasında ve suçlamasında senin rolün ne?

Sonra;

Soruların yanıtlarını kendine ver. Yanıtların üzerinde düşün. Yaşadığın sorunlara kendi katkın olduğunu fark etmek acı gelebilir. Bunu sindirmek için elinden geleni yap. Acıtsa da kendini ne kadar haklı görsen de durumu kabul et.

Daha sonra,

Rolünü değiştir:

Öfkeli ve olumsuz davranışlardan vazgeç,

Suçlayıcı ifadeler kullanmaktan vazgeç,

Yaşadıklarınla ilgili sorumluluk al,

Durumun olumlu taraflarına daha çok odaklan,

Sorununu net ve kısa bir şekilde özetle,

Suçlamadan ve ben dili ile ifade et,

Sorununun çözümü için kendinin ne yapacağını söyle ve yap,

Evlilik ilişkinin istediğin gibi olması için, eşinden bağımsız olarak kendini geliştirmeye olumlu katkı vermek için çaba harcamaya ve daha iyisini yapmaya karar ver ve kararlarını vazgeçmeden uygula,

Sorununun çözümü için eşinden ne beklediğini “………… yaparsan/yapmazsan sevinirim” şeklinde ifade et. Eşin istediğin katkıyı verebilir/vermeyebilir, kendisi bilir.

Not: Rolünü değiştirdiğinde olacaklara bak…

Arzu ettiğin gibi olmuyor mu? İlişkiniz konusunda kararını ver.

Özünde diyorum ki; Yaşadığın duyguların, düşüncelerin ve davranışların ve ilişkinize getirdiği sonuçların sorumluluğunu al!