Fiziksel engelli arkadaşlarımızın varlığının farkındayız. Ama ruhundaki fırtınalarla mücadele eden, iç engellerini aşmak için gayret sarfedenleri ne kadar hatırlıyoruz? Ülkesinin derdini sırtına yüklenen, dostlarının, ümmetin çilelerini kendi sıkıntısı bilen, bir eli yağda bir eli balda yaşaması mümkünken, kutlu davalara atılan ve önüne konan zorlukları aşmaya çalışanlardan haberdar mıyız? Yedi güzel adamdan biri olan, şair, mütefekkir, dava adamı Rahmetli Mehmet Akif İnan, engel tanımayan bir şahsiyet olarak zihinlerimize yerleşmiş, verdiği mücadelelerle ardından gelenlere örnek olmayı başarmıştır. Akif İnan üstadı çok görmek istemiştim. İnşallah ahirette,cennetinde Rabbim kavuşmayı nasip eder. Babasıyla karşılaşamasamda kızıyla tanışmıştım. Değerli ablam Banu İnan’ın sohbeti bende büyük bir heyecan uyandırmıştı. Aklıma gelen bir soruyu yöneltmiş, engelleri aşan Mehmet Akif İnan engelliler hakkında ne düşünürdü, çevresinde ona dost olan, onun dostu engelliler varmıydı? diye sormuştum ve rahmetli babası hakkında kendisinden bir yazı talepetmiştim. Sağolsun bizi kırmadı. Kaleminden dökülen, yüreğinden süzülenleri okuyucularımıza aktardı. Bizlerde paylaşmanın mutluluğunu duyuyoruz.

Gönüllerde Engel Olmasın

Zamanın süzgecinden geçen insanoğlu birçok sorumluluklar yüklenmiştir.Evet, ahir zamandayızve zor günler geçiriyoruz ama kulluk bilincimizi hiçbir zaman unutmamalıyız.Dünyaya geliş amacımızı yani...Kalubela’da bir söz verdik ve mahlukatın en yücesi olan insana yakışır şekilde davranmak için imtihanlara tabi tutulduk.Kalbinizin mutmain olması, vicdanımızın rahat ve sevap hanemizin bol olması için, en önemlisi Rabbimizin rızasını kazanmak için doğru yoldan ayrılmamalıyız. Dünyanın birçok yerinde zulüm gören bir Müslüman için yüreğimiz yanmıyorsa, çare bulmak için çabalamıyorsak hiçbir şey yapamasak da bir dua bile edemiyorsak merhamet duygularımızı sorgulamalıyız. Zamanın neler getireceğini bilemeyiz, hepimiz kaderimize teslim olduk, lakin dualarla sadaka vererek hayır işleyerek Rabbimize yalvarmalı, merhamet dilemeliyiz.Herkes kaderini yaşar; kimisi yaşarken birçok talihsizliğe uğrar, kaza gibive kalıcı hasarlarla engelli bir birey olarak hayatına devam eder yada engelli olarak doğabilir.Yani hayat neler getirir, bilemeyiz.Bu durumda hepimiz birer engelli adayıyız.Bütün canlılara merhamet etmeliyiz ve yardımcı olmalıyız, onları kaderine bırakmak doğru değildir.Engelli vatandaşlarımızın kendi sağlık durumlarının elverdiği ölçüde hayata kazandırmalı, üreterekhayatlarını bir şekilde idame etmelerini sağlamalıyız. Bu devlet ve hukuki yaptırımlarla sağlama alınmalı ve devlet engellilere birçok iş imkânı sağlamalıdır.Kamu kuruluşları, dernek ve sendikalar da içlerinde engellilerle ilgili komisyonlar kurmalı, projeler üretmelidir.Bu komisyonlar birbütünlük içinde destek almalıdır ki engelliler hayatlarını idame ettirebilsinler. Hatta engellilere devlet tarafından birçok kolaylık da sağlanmalıdır.Görmeyenlere özel araba, kabartma harfli Kur’an-ı Kerim, özel bilgisayarlar, özel okullar gibi ve bedensel özürlülere ayrı platformlar ya da zihinsel özürlülere özgü geliştirici çalışmalar ve onları tek başlarına ayakta tutabilecek destekler gibi.Çünkü engelliler ebeveynleri olmadığı zaman hayatlarını yalnız sürdürmekte çok zorlanırlar ve ebeveynleri en çok bunun için kaygılanırlar. Babam Memur-Sen ve Eğitim Birsen’i tüm zorluklar içinde kurduğu zaman bütün engelleri aşmıştı.“Bir adım atarsak kafesi kırılır.Belki birden erir zincirlerimiz”diye seslendi. Yani atılan her adım her engeli aşabilir mesajını verdi. Babam Şiir ve Medeniyet adlı yazısında “Başkalarının acısı size çarptığında bir lastik top misali geriye sıçrıyorsa, hiçbir oyuk oluşturmuyorsa içinizde hüzün günübirlik hay ü huyun düşüncesinde nefesleniyorsanız öte dünyada hesaba çekilmek gereği fantezi hanenizde konuklamamışsa şiirler okumalısınız” der.Şiirin gerçek özü Rabbimizi tanıma işi ise eğer bu yazıdan anlayacağımız Rabbimin emirlerinden olan yardımlaşma yani diğergamlıktır. Ayağı olmayanatekerlekli sandalye alarak ya da ameliyat ettirerek ayak olmak, gözü olmayana birçok kolaylık sunacak, hayatını kolaylaştıracak eşyalar almak, kolu olmayana ameliyat ile takma kol gibi yardımlarda bulunulabilir.Zira onların da tam bir birey olduğunu hatta daha duyarlı duygulu bireyler olduklarını hissettirerek destek verilebilir. Onlara birçok iş sahası açılır, üretkenlikleri sağlanabilir, böylece hayatı daha mutlu ve huzurlu yaşarlar kendilerini yalnız hissetmezler.Hatta yanlış mecralara kaymalarını engellemek için yani Nemrudi birçok sahanın onlara yardımcı gibi görünüp kendilerinin menfaatlerine hizmet etmelerine engel olunabilir.Babam hayatta olsaydı bunlar için elbette birçok çalışma yapar Sendikada kurulan Engelliler Komisyonu’na mutlaka destek verir ve daha geniş ortamlarda bulunmalarını sağlayarak seslerini duyururdu. Babam birçok kişiye engelliler de dâhil herkese kol kanat geren, maddi manevi yardımcı olmaya çalışan özverili bir insandı. Türkiye’deki tüm Eğitim Birsen ve Memur-Sen şubelerinin engelliler komisyonu toplantılarınaiştirak etmesini sağlayarak, destek vererek, onlarla istişare ederek sorunlarına maddi manevi çözüm bulma yollarını arardı babam hayatta olsaydı. Zaten bu tip çalışmalarda da bulunmuştur mutlaka. Sendika bünyesinde de engellilere yer verilerek onların üretkenliği geliştirilebilir.Şu üç günlük dünyada paylaşılamayacak hiçbir şey yoktur ve elele verilerek sorunların üstesinden gelinebilir. Babam “Her eylem yeniden diriltir beni. Nehirler düşlerim göl kenarında”diye seslendiği dizelerindeki gibi düşlerinin nehirlerine birçok şeyi sığdırdı. Tüm imkânsızlıkları; hak ve adalet için, mazlumların gözyaşlarına çare bulmak için,İslam davası için medeniyetimiz ve öz kültürümüzün gençlere aktarımı için ömrünü adadı.Yani Hak için hakka çare olmaya çalıştı, insana yatırım yaptı ve çok şükür ki insanlar onu hiç unutmadı, dua almaya devam ediyor.Babam için dünya menfaatleri,makam mevki ve maddiyat hiçbirzaman önemli olmadı.Özellikle engelli gençlerimize elimizden gelen imkânları sunmalıyız ki yanlış yollara gitmesinler, maneviyatlarızarar görmesin.Bunun için herkes elinden geleni yapmalıdır.Çünkü onlara bazı geçici imkân sunarak tuzaklarınaçeken mecralar tehlikeli yollara sürükleyebilirler.Bunun için engellilere yönelik faaliyetler artırılarak okullar,rehabilite merkezleri, kurumlar, vakıflar kurulabilir;eksiklere göre sayıları artırılabilir.Sendikada bu konuda engellilere destek verebilirlerçünkü sendikalar zor günler için ve insana hizmet için var. Her insan bir dünyadır, her insan özel ve değerlidir.Biraz empati ve vicdanla herkes üzerine düşen görevi yapabilir. Evet, engeller aşılabilir yeterki yüreklerde engel olmasın.

Selman DEVECİOĞLU

Banu İNAN