Hakkı batıla karıştırmayın ve bilerek de hakkı gizlemeyin! Ve namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve rükû edenlerle rükû edin! (42-43)

İnsanlara iyiliği emrediyor da kendinizi unutuyor musunuz? Hâlbuki siz kitabı okuyorsunuz. Siz hiç akıl etmiyor musunuz?

(Allah’tan) sabır ve salat (dua) ile yardım isteyin. Şüphesiz bu davranış içerden huşu duyanlardan başkasına ağır gelir. (45)

Allah’tan huşu eden) böyleleri, Rablerine kavuşacaklarına ve sonunda ona döneceklerine kesin gözüyle bakarlar. (46)

Ey İsrail oğulları! Hatırlasanıza size verdiğim nimetleri ki onu size verdim ve sizi zamanınızda diğer milletlere üstün kıldım. (47)

Hiçbir kimsenin başkasına fayda vermeyeceği, şefaatin, fidyenin olmayacağı ve yardımın yapılmadığı günden sakının. (48)

ŞEFAAT HAKKINDA İZAH: Bu ayet niye özel? Çünkü bu ayette, Hesap günü, yani kimin cennete, kimin cehenneme gideceği belli olacak günde "Kimsenin kimseye faydasının olmayacağı, Şefaatin, fidyenin kabul edilmeyeceği ve kimseye yardım yapılmayacağı" bildiriliyor. Yine: "Kendisinde pazarlığın, dostluğun ve şefaatin olmayacağı gün gelmezden önce." Bakara 254 Ve Zümer suresinden iki ayet: "De ki: (Ey Nebi!) Şefaatin Hepsi Allah'a aittir." Zümer 44 -(Ey Muhammed!) Hakkında azap-cehennem kesinleşmiş olanı sen mi ateşten kurtaracaksın? Zümer 19- Kendilerini O Allah'a karşı savunacak bir dost ya da Onun katında şefaat edecek biri olmadan Allah'ın huzuruna çıkmaktan korkanları vahiyle uyar ki, Ona karşı sorumluluk bilinciyle hareket etsinler." Enam 51 Bu konuda daha çok ayetler olmasına rağmen bu kadar yeter diyorum. Peygamber efendimizin mahşer günü şefaat hakkı olduğunu iddia edenler, "Allah en sevdiği Peygamberine şefaat izni veremez mi?" diyorlar. Tabi, verebilir de verdiğini Kur'an da bildirmiyor. Ama Peygamberimiz demiş ki: "Benim şefaatim ümmetimden büyük günah işleyenlere olacaktır." Hadis âlimleri bu sözünde hadis olmayıp uydurma olduğunu tespit etmişlerdir. Diğer taraftan Peygambere şefaat izni verilmiş olsaydı, Peygamber Efendimiz vefatından kısa zaman önce amcasına, halasına ve kızı Fatıma ya Kendinizi Allah'ın elinden güzel amellerinizle satın alın, size ben de yardım edemem" der miydi? Özetle Dinde torpil olmaz, herkes amelinin karşılığını bulur. Aksı durum adaletsizlik olur ki Haşa Allah adaletsiz değildir.

Sizin için denizi yarmıştık da sizi nasıl kurtarmıştık. Sizin gözlerinizin önünde ise Firavun ’un kuvvetlerini boğmuştuk. (50)

Ve yine Musa ile kırk gece için anlaşmıştık da sonra onun yokluğunda kendinize zulmederek buzağıyı ilah edinmiştiniz. (51)

Ve sizi bunun ardından belki şükredersiniz diye bağışladık. (52)

Ve hatırlayın (doğru yolu bulmanız için) Hakkı batıldan ayıran kitabı vermiştik. (53)

Hanı demiştiniz ki: Ey Musa, Allah'ı bize göstermedikçe sana inanmayız. Ve o anda sizi yıldırım çarptı hem de gözünüzün önünde. (55)

(Ölü bir toplum haline geldikten sonra) belki şükredersiniz diye sizi yeniden dirilmiştik. (56)

Hanı biz sizden bir söz almıştık. (Sina) başınıza dikerek, size verdiğimiz (Vahye) sımsıkı sarılın ve içinde olanları hatırlayın. Umulur ki, sakınırsınız. (63)

Ama sonra da verdiğiniz sözden vazgeçtiniz. Eğer üzerinizde Allah’ın lütuf ve rahmeti olmasaydı şüphesiz siz mahvolanlar dan olurdunuz. (64)

Elbette sizden cumartesi yasağını çiğneyenleri bilirsiniz. Bunun üzerine onlara “Maymunlardan beter olun” demiştik. (65)

(Ya Musa!) Bizim için Rabbine dua et de (O ineğin) rengi ne ise bize açıklasın! (Musa) dedi ki: O Rabbim diyor ki, parlak sarı bir sığırdır. Onun rengi bakanlara huzur verir. (69)

Onlar dediler ki: Rabbine bizim için dua et de o nasıl bir şeydir bize iyi açıklasın! Çünkü o sığır bize biraz karışık geldi. Biz yine de Allah dilerse, onu buluruz. (70)