Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları, Kuzey Kıbrıs'ta Girne Alsancak ve Yeiltepe-Ilgaz bölgesinde daha önce tanımlanmamış bir gece kelebeği türü keşfetti. "Scrobipalpa chardonnayi" adı verilen yeni tür, bilim dünyasında büyük bir ilgiyle karşılandı.
Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Özge Özden ve Avusturyalı Entomolog Dr. Peter Huemer'ın ortak çalışmasıyla keşfedilen bu yeni tür, morfolojik ve genetik açıdan daha önce literatüre geçmiş türlerden belirgin şekilde ayrılıyor. Keşif, "Zootaxa" dergisinde yayımlandı ve dünya bilim literatürüne kazandırıldı.
Yeni Keşif, Kıbrıs’ın Biyolojik Çeşitliliğine Katkı Sağlıyor
Kıbrıs’a özgü bir tür olan "Scrobipalpa chardonnayi", morfolojik olarak gri-mavi renkte, turuncu-kahverengi lekelerle bezeli ve üç siyah nokta taşıyor. Yapılan DNA analizleri, yeni türün, bilinen türlerden yaklaşık yüzde 6 genetik farklılık gösterdiğini ortaya koydu.
Keşfin ardından açıklama yapan Prof. Dr. Özden, “Dünya genelinde türler hızla kayboluyor. Böyle bir dönemde yeni bir tür keşfetmek, hem ülkemiz hem de dünya bilimi için çok değerli” dedi. Prof. Dr. Özden, bu keşfin, özellikle biyoçeşitlilik alanında yürütülen uluslararası iş birliği çalışmalarının bir ürünü olduğunu vurguladı.
Kıbrıs’ın Doğal Zenginlikleri Gün Yüzüne Çıkıyor
Yakın Doğu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, üniversite araştırmacılarının Kıbrıs’ın biyolojik çeşitliliğini dünya bilimine kazandıran çalışmalarını gururla takip ettiklerini belirtti. “Daha önce ‘Günsel’ adıyla literatüre giren Kıbrıs’a özgü örümcek türünün ardından şimdi de yeni bir gece kelebeği türü keşfettik” diyen Prof. Dr. Günsel, “Bu keşif, Kıbrıs’ın doğa tarihini kayıt altına almak adına önemli bir adım daha” ifadelerini kullandı.
Biyolojik Çeşitliliği Koruma Çabalarına Katkı
Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, üniversitenin bu tür bilimsel keşiflerle dünya literatürüne katkı sağladığını belirterek, “Bu keşif, sadece üniversitemizin değil, Kuzey Kıbrıs’ın eşsiz biyolojik çeşitliliğini de dünyaya tanıtıyor. Bu tür çalışmalar, biyolojik çeşitliliği koruma çabalarına önemli bir katkıdır” dedi.