Bizlerin bildiği, ders kitaplarından okuduğumuz birçok iletişim yöntemi vardır, ancak son zamanlarda ben de bir iletişim yöntemi keşfettim, çok mutluyum. Kalpten kalbe, gönülden gönüle sükût ederek sessiz iletişim. Belediye Engelliler Kültür Merkezi’nde kurs verdiğim dönemlerde, daha önceki zamanlarda işitme engelli dostlarımla tanıştım, bu dostların içinde yeri bizim için farklı olan abim, sırdaşım Mustafa EPİK kalpten kalbe iletişim kurduğum güzel insanlardan biri oldu. İşaret dili öğrenemedim, Mustafa Abi’yle telefon mesajları üzerinden anlaşıyoruz, yan yana gelince de o konuşuyor genelde ben dinliyorum. Bir de hem duyamayan hem de konuşamayan Mehmet Abi gibi sevdiğimiz abilerimiz var. Yan yana gelince onların taşıdıkları sevgileri fark eder, yüreklerinden yüreğime bir sevgi akar, kendilerini gördüğüme çok mutlu olurum. Masumiyet ifade eden duruşlarından etkilenirim.

İçinde bulunduğumuz anda insanlar birbirlerini kırıyor, incitiyor. Aile içinde eşlerden tutun herkes yanındakilere bağırarak söyleyecekleri çirkin sözleri karşılıklı sarf ediyor.

Ancak bir bilgenin dediği gibi, “İnsanlar kızdıkları kişilere söyleyecekleri cümleleri yüksek sesle ifade edince kalpler birbirinden uzaklaşıyor ve araya şeytan giriyor.” Bu cümleden de anlaşılıyor ki sükûnet anlaşmazlıkları ortadan kaldırıyor.

Kalpten kalbe iletişimde Hasan Can ve Yavuz Sultan Selim hikâyesi bizlere misal oluyor.

Mısır seferine çıkacakları gün Yavuz Sultan Selim ve maiyetindekiler kayıkla Üsküdar’a geçerler. Nedendir bilinmez, sultan yoldaşı, sırdaşı Hasan Can’a takılır:

-Yumurta sever misin bre Hasan Can?

Hasan Can cevap verir;

-Evet sultanım, hem de çok.

Aradan yıllar yollar geçer. Mısır savaşı sona erer. İstanbul’a dönülür Yavuz Sultan Selim ve Hasan Can yine kayıktadırlar. Bu sefer yön Sarayburnu tarafınadır. Yavuz, Hasan Can’a seslenir; Hasan Can hemen mevzu açılmadan cevabı verir

-Rafadan, sultanım.

Beraber düşünmek, birlikte hissetmek, hemhâl olmak böyle bir şey sanırım.

Üstat Neşet ERTAŞ’ın dediği gibi “Kalpten kalbe bir yol vardır bilinmez.”

Güzel dostlarıma, işitme engelli kardeşlerime abim Mustafa EPİK’e selam olsun. Bilhassa bizlerin her zaman yanında olan işitme engellilerin, görme engellilerin dedesi, bizim gurbetteki yoldaşımız, dertlerimi paylaştığım, güzel insan Recep TOPARLI Hocamıza selam olsun