İçindeki kötülükleri durdurmayı başarırsan, iyiliklerle yüreklere yürüyebilirsen, ev ev merhamet şebekeleri kurarsan, aydınlığın anıtını yükseltirsen senden ala insan mı olur?...
         Vicdanını diri tutarsan, fıtratına yatırım yapmayı ihmal etmezsen, aklına ruhuna ve benliğine vahiyle abdest aldırırsan senden ala insan mı olur?..
         Kavgayı,  ve kaosu değil kardeşliği önemser, kin nefret öfke ve buğzla değil sevgi, muhabbet ve merhametle yaklaşırsan Karunca değil Kur'an ca davranırsan senden ala insan mı olur?..
         İçerisinde hiç bir çarpıklık, eğrilik, yanlışlık, eksiklik, tutarsızlık, tenakuz ve pürüz bulunmayan bir kitabı başucu kitabı edinen/hayat rehberi haline getiren, onunla her daim tanışık ve barışık bir hayat yaşayan, onu okudukça kendisinde yepyeni bir bilinç uyanıklığı meydana gelen kimseyi bir düşünün hele!.. İşte o insanın insanlığının da müslümanlığının da kalitesi tartışma götürmez!..
         Sözlerin her türlüsünü dinleyip en güzeline uyan/tabi olan bir kimseyi düşünün hele. O kimse öyle bir kitabı kendisine rehber edinmiş ki o kitapta dini yalnız Allah’a has kılması isteniyor kendisinden. Ve o kimse de tertemiz bir inançla, arı, duru ve halis bir duyguyla Allah'a yöneliyor.  Rabbimizin
"Halis inancın yalnız Allah'a yönelmesi gerekmez mi?" (Zümer Sur, 39/3) uyarısını dikkate alarak saf, arı, duru, katıksız, şirkten bid'at ve hurafelerden arınmış, tertemiz bir dini yaşamı öngören bir kimsenin müslümanlığının kalitesi tartışma götürür mü hiç?...
         Gücün sözcülüğüne soyunanlarla sözün gücüne inananların kalitesi elbetteki bir olmayacaktır. Şeytanî güçlere kulluk yapma eğilimden kaçınanların, sesin desibelini değil sözün gücünü yükseltenlerin müslümanlık kalite ve kalibresi elbette yüksek olacaktır!..
         Kılavuzu vahiy olanla kılavuzu şeytan olanın durumu bir olur mu hiç? Hafızamızda ki Kur'an mı hayatımızda ki Kur'an mı bizi kurtaracak? Elbette ki her birimizin hayatımızın her bir evresi Allah'ın rengiyle renklenmesi gerekir. Bakara Suresi 138. Ayette buyrulduğu gibi
"Kim hayata Allah'tan daha güzel renk verebilir ki?” Hayatını Allah'ın şekillendirdiği, Allah(cc)'ın ‘dur!’ dediği yerde duran ‘bak!’ dediği yerden bakan bir kimsenin Müslümanlığının kalitesi elbette tartışma götürmez bir durum olacaktır!..
         Hayatında ifrat ve tefrite kaçanlarla, denge ve adaleti gözetenlerin durumu elbette bir olmayacaktır. Allah'tan umudunu kesen dolayısıyla iblisleşenlerle Allah'a secde ederek bel bağlayan dolayısıyla Ademleşenler elbette bir olmayacaktır. Özetle Habili tavırlar sergileyen Müslümanlığın kalitesi ile Kabilce tutum içerisinde olanın Müslümanlığın kalitesi bir olmayacaktır!..

         "Yaratan, yarattığını bilmez mi hiç?" (Mülk Sur, 67/14) Dönüşün yalnız O(cc)'na olacağını bilen, O(cc)'nun sinelerdeki özü dahi bildiğini bilen, O(cc)'nun kuluna şah damarından daha yakın olduğunu bilen bir kul nasıl olurda O(cc)'nunla arasına duvarlar örebilir/setler çekebilir ki? Allah(cc)'la bağını kuvvetli tutan bir kulla Allah(cc)'la bağını koparan kimse bir olabilir mi?
         Elbette ki
"Allah(cc) varsa anlam vardır, anlam varsa hayat vardır!" diyerek anlamlı, ahlaklı ve amaçlı hayat süren bir kulun kalitesi tartışılmaz!..

         Kısaca; İnsan olmadan müslüman olunmaz. Müslümanlar  insanlık kalitesini artırarak yeniden müslümanlaşmalıdır. İslam, insanlığın en son kurtuluş adasıdır.  Bu ada öyle bir ada olabilmeli ki iblisleşenler değil ademleşenler etkin olmalı/yer bulmalıdır. Orada sorunlu müslümanlık hayat bulamamalı ama sorumluluk bilincine sahip müslümanlar hayata müdahil olabilmelidir.

         Selam ve dua ile!..