Yetişkin yaşa gelmiş evladın için onun iyiliğini düşündüğünü gerekçe göstererek o talep etmeden yaptıkların hiç işe yaramadı değil mi? Üstelik “ben mi istedim, yapmasaydın” denilerek sen suçlandın.

Kendini feda ederek onun için düşündüklerin, öncelediklerin, yaptıkların, söylediklerin ne kadar çok. Tüm yaptıklarını hiç kendini düşünmeden, onun geleceğini düşündüğün için ve ona verdiğin değer nedeniyle yaptın.

Onun yapabileceği birçok şeyi bile onun işini kolaylaştırmak için sen düşünüp sen yaptın. Ayağına taş değmesin, zorluk yaşamasın, işleri kolayca hallolsun istedin.

Önerilerin, nasihatlerin, akıl vermelerin hep onun yararına idi. Onun aklından bile geçmeyen fikirleri sen onun yerine bulup ona söylüyordun. Elinden gelen gelmeyen her şeyi onun yerine sen yapıyordun. Kendisi için gerekenlerin çoğunu yapmıyor, senin zorlamalarınla yaptıklarını da eline yüzüne bulaştırıyordu.

Gösterdiğin yoldan gitse, senin söylediklerini yapsa, her şey onun için çok güzel olacaktı, biliyordun. Aslında sen düşünüyor, tüm hazırlıkları yapıyor her şeyi planlıyordun, söylüyor, hatırlatıyordun. Ona sadece eyleme geçmek kalıyordu. İşi bu kadar kolaydı ama yapmıyordu. Sen ise bir türlü anlayamıyordun. Neden diyordun yaaa neden? Bazen sitem ediyor, söyleniyor bazen de kızıyordun.

Geçmiş deneyimlerin, hayat tecrüben, düşüp kalktığındaki aldığın yaşam derslerin ona çok iyi rehber olabilirdi, biliyordun. Yaşamında başından geçmiş tüm örnekleri anlatıyor senin yaptığın hataları yapmamasını, senin düştüğün tuzaklara düşmemesini sağlamaya çalışıyordun. 

Ama olmuyordu…

Demem o ki;

Yetişkin kişi senin çocuğun da olsa kendisi talep etmeden, istemeden onun iyiliğine diye düşünsen de hele de danışmadan ve onayını almadan sakın bir şey yapma.

Senin yapmaların, onun kendisi için bir şeyler yapmasına engel oluyor, fark et. Hayat tecrübesi oluşturmasına, yaşam deneyimi kazanmasına, bazen düşüp yaralanıp kendisinin kalkıp yaralarını iyileştirmesine fırsatı olamamış oluyor.

O yürürken önüne çıkan taşları sürekli sen kaldırmaya kalkarsan, kendi başına kaldığı zaman önüne çıkan ilk engelde tökezleyip düşecek, düşüyor da zaten görüyorsun. Ben demiştim demelerin de işe yaramıyor, deme.

Senin yolun, yol göstericiliğin, deneyimlerin ve geleceğin ne getireceğini bilme becerin o sorup kendisi bilmek istemedikten sonra ona katkı sağlamıyor, vazgeç.

Sen onun için bir şeyler yapmaktan vazgeçtiğinde o kendisi için hala bir şeyler yapmıyor ve sen de bunun için üzülüyorsan, ona söylenip, sitem edip hatta küsüp onu suçlamak yerine kendi üzüntünle kendin baş et.

Belki de senin yolun onunkinden sadece farklıdır, seninkinden farklı olması onun yanlış yolda olduğunu göstermeyebilir, görmeye çalış. Bunun için biraz uzaktan seyretmek gerek, seyret.

Birisi kendisi için bir şey yapmıyorsa senin onun için yaptığın da işe yaramıyor, denedin gördün, artık öğren. Bir şey yapmadan öylece izlemek çok zor olabilir evet ama o zorluğa dayan.

O kişi çocuğun olduğunda daha da zor. Fakat sana zor gelen bu durumla sen kendin baş edeceksin, baş et.

Onun iyiliğine diyerek verdiğin önerilere uymuyorsa, gösterdiklerini görmüyor söylediklerini yapmıyorsa bu durum seni anlamadığını, sana değer vermediğini göstermez, yanlış anlama. Sadece önerilerine uymayı, söylediklerini yapmayı tercih etmediğini gösterir, farklı anlamalar yükleme.

Hele de içinden kırıp döküp dağıtmak geliyorsa sakın, sakın…

Ve yeniden hatırla;

Ne düzeyde ne içerikte ve ne şekilde olursa olsun, bir insanın kötü hissetmesine neden olarak iyi bir şey yaptırma şansı yoktur…