İçimizdeki sesimiz ne kadar çok konuşuyor değil mi?
Hiç yorulmuyor, hiç bıkmıyor, hiç susmuyor, durmadan ve sürekli konuşuyor…
Üstelik bu ses, çoğu zaman hiç de iyi şeyler söylemiyor.
Sen ne yaparsan yap, hep bir kusur arıyor, hep bir eksik taraf görüyor ve çoğunlukla olumsuz şeyler söylüyor. Yaşamında yolunda giden hiçbir durum yokmuş gibi davranıyor.
Hatta daha da ileri gidiyor ve geleceğine dair hep bir felaket senaryosu oluşturuyor. Adeta elini kolunu bağlıyor.
Peki neler söylüyor?
Sen yapamazsın,
Başaramazsın,
Beceremezsin,
Seni kimse sevmiyor, 
Sana kimse değer vermiyor,
Fazlalıksın,
Çirkinsin, 
Şişkosun,
Zayıfsın,
Karasın,
Ne biçim gülüyorsun,
Ne biçim yürüyorsun,
Ne biçim konuşuyorsun,
Ve daha neler neler…
    İşin acı tarafı sen de bu seslerin gerçek ve kendine ait olduğunu sanıyorsun…
Şimdi yapacağın şu;
    O sesleri dışarıdan bir bakış açısıyla yeniden dinle ve değerlendir;
İçinde o hiç durmadan konuşanlar kimler?
    Annen mi?
Baban mı?
Öğretmenlerinden biri mi?
Arkadaşın mı?
Komşunuz mu?
Kuzenin mi?
Akrabalarından biri mi?
Kim?...
Sonra değerlendir;
    İçinde konuşan o sesi duymuyor olsaydın sen öyle olduğunu düşünür müydün?
    Yanıtın “hayır”sa
Gerçek sen i fark et, 
Sen gerçekte neysen ve nasılsan o halini kabul et, sev, sarmala,
İç sesinin sahibi ve hâkimi ol ve o sesi sen konuştur,
İçini ve dışını diğerlerinin esaretinden kurtar,
Kendinin sahibi kendin ol, 
İyinle kötünle, doğrunla yanlışınla, güzelinle çirkininle, kendine özgü kal.
Kendine soracağın şu sorulara yanıtın net olsun;
-    Mevcut durumum için elimden gelenin en iyisini yaptım mı?
Yanıtın “evet” olana kadar çaba harca.
-    Şu anda yapabileceğim başka bir şey var mı?
Yanıtın “hayır” olduğundan emin ol.
Sonra;
Yaşamına keyif katmaya odaklan ve devam et…