Celâl ÇELİK’in hayat hikâyesini Sevgili Efkan Vural Hocamızdan alıntılayarak siz okuyucularımızla paylaşmaya devam ediyoruz.

Celâl ÇELİK’in hastalığı ilerledikçe stresi de aynı oranda artmaktadır. İş yerinde ortam çok sessizdi. Aynı odada 6 kişi çalışıyorlardı. Celâl, odaya her girenin sanki kendisine baktığını düşünürdü. Bu öyle bir duruma geldi ki sokakta, evde her bakıştan rahatsız oluyordu. Herkesin kendisine baktığını görünce sanki kendisini istemiyorlar düşüncesine kapılıyordu. Celâl, bütün bunlardan kurtulmak ve hastalığının ilerlemesi nedeniyle işinden istifa etmeyi düşünüyordu. Sonunda istifa dilekçesini müdürüne verdi. Dilekçeyi gören müdürü çok şaşırmıştı. Celâl başarılı, çalışkan ve şirket için önemli bir kişiydi. Müdürü istifa etmesinin sebebini sorduğunda, Celâl psikolojik durumunu anlattı. Durumdan patronun da haberi olmuştu. Celâl’in babasını çağırdılar. Celâl’i tedavi ettirmesini istediler. Masrafları şirketin karşılayacağını söylediler. Böylelikle Celâl’in istifası kabul olmaz. Celâl tedavi görerek işe tekrar başlar.

Celâl’in yürümesi iyice zorlaştı. Kirada oturdukları evin 5. katta olması nedeniyle iniş çıkışları çok zor oluyordu. 1998 yılında giriş kattan bir daire satın alırlar. Satın aldıkları bu ev sayesinde Celâl ÇELİK’le tanışma fırsatı buldum.

Yeni aldıkları dairenin balkonundan sokağa düz bir bağlantı kuruldu. Celâl tekerlekli sandalye ile eve girip çıkıyor. Sokağa çıkıyor ve parklara gidebiliyor. Hafta sonları Harikalar Diyarı’na giderek havuzun kenarında dinleniyordu.

Celâl, 1998 yılının Aralık ayında ağır bir depresyon geçirir. Hastanede tedavi görür. İlaçların etkisiyle iyice hâlsiz düşer. Kendini çok kötü hissediyordu. Celâl hastanede yatarken çok önemli bir şey fark etti. Orada kendi durumundan daha kötü durumda olanları gördükçe kendisinin onlara nazaran daha iyi olduğunu fark etti. Kendi hâline şükretmeye başladı. Celâl, 20 günlük tedavinin ardından rahatlar. Hastaneden taburcu olur. Çok özlediği annesinin yemeklerine tekrar kavuşur.

Celâl rahatlamıştı, morali iyiydi. Tekrar çok sevdiği işine başladı ve önündeki yığılı kartları zamanından önce tamamlayarak yine arkadaşlarının takdirini kazandı. Celâl işinde çok başarılıydı. Çalışma hayatının 10. yılında bir törenle kendisine “10. Yıl Plaketi” verilir. Celâl çok mutlu olmuştu.

Celâl’in hastalığı epeyce ilerlemişti. Emekliliğinin yaklaşması ile acaba emekli olabilecek miyim endişesine kapılır. Emekli olmadan önce öleceğini düşünür, emeklilik sonrası plan kurmazdı.

Celâl, başarılı bir iş hayatını Temmuz 2010’da tamamlar ve emekli olur. O, bilgi paylaşımını çok severdi. Çalışırken “Türk Bilgi Grubu” adında bir mail grubu oluşturdu. Her gün onlarca faydalı maillerle insanları aydınlatıyordu.

Emeklilikten sonra yazı yazmaya başlar. Kendi hayatını anlattığı “En Büyük Engel Nedir” adlı kitabını yazar. Birlikte oluşturduğumuz web sitesinde aylık yazılar yazar, Engelliler penceresi linki altında bazı yazıları yayımlanır.

Celâl artık internette birçok gazete, dergi ve bloglarda günlük yazılar yazar.

Emekli olduktan sonra şeker komasına girer. Hastaneye kaldırılır. Günlerce yoğun bakımda kalır. Uzun bir tedavi sonrası normale döner. Ancak o bir şeker hastasıdır artık. Babası ona her gün insülin yapar. Ne yazık ki birkaç yıl sonra babası da kalp rahatsızı olur, anjiyo olur, stent takar ve akabinde şeker hastası olur. Şimdi baba oğul şeker hastasıdır. İkisi de insülin kullanır. (Allah ikisine de şifa versin)

Celâl yatağından internet yoluyla tüm dünyayı dolaşır, haberleri okur, radyo dinler, televizyon izler, gelişmeleri takip eder. Günlük yazılarını çeşitli blog ve sayfalarda yayınlar.

Bu uğraşlar yanında bir de kıl dönmesi yüzünden ameliyat olur. Günlerce yüzüstü yatar. Şeker hastalığının etkisiyle de iltihabın kesilmesi aylar sonra olur. Yüzüstü yatarken bile Celâl faaliyetlerini sürdürmeye çalışır.

Şimdilerde Celâl’in sağlık durumu iyi. Kışları Ankara’da, yazları Konya Ereğli de yaşamını sürdürür.

Evet, gördüğünüz gibi Celâl ÇELİK’in 41 yılık ömrünün yaklaşık 20 yılı çile ve sıkıntılarla geçti. Bütün bu sıkıntılara rağmen hayattan kopmadı ve sağlıklı birçok insanın yapamadığı şeyleri başardı. Yaptıklarıyla herkese faydalı olmaya çalıştı.

İşte bütün bunlar için Sevgili Celâl ÇELİK şu unutulmaz tespiti yapmıştır:

Her Şeye Rağmen Yaşamak Çok Güzel