10- Senden önce de Peygamberler yalanlanmıştı. Yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine sabrettiler, nihayet onlara yardımımız yetişti. Allah’ın kelimelerini değiştirebilecek kimse yoktur. Sana da Peygamberlerin haberlerinden bir parça gelmiştir. (Enam 34 B. Bayraklı)

-Birileri çıkıp, peygamberimizin ağzından yalan uyduruyor ve “Âdem su ile çamur halindeyken ben peygamberdim” dedirerek, Peygamberimizi son peygamber olduğu gibi ilk peygamber de yapıyor. Hâlbuki peygamberimizden önce birçok Nebi gelip geçtiğini bu ayet ile beraber birçok ayet haber veriyor.

11-Dediler ki: “Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya” De ki: “Şüphesiz, Allah bir mucize indirmeye kadirdir. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.” (Enam 37 B. Bayraklı)

-İnanmayanlar daha evvel ki peygamberlerden mucize istedikleri gibi Peygamberimizden de mucize istemişlerdi. Fakat kendi iradesi dışında mucize baskısıyla Müslüman olunmayacağını gerçek bilen mucizeyi yaratan Yüce Allah’dı.

12-Yerde yürüyen ne kadar hayvan, kanatlarıyla uçan ne kadar kuş varsa, bütün bunlar sizin gibi bir topluluktur. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Onlar sonun da Rableri önünde toplanırlar. (Enam 38 B. Bayraklı)

-İnsanlar haricinde ki hayat sahibi olan kuşlar, balıklar ve sair de varlıklarda bir ümmettir. Ne için yaratıldılarsa onlar da Allah’ın huzurunda toplanacaklardır.

13-De ki: “Ne dersiniz, size Allah’ın azabı gelse veya kıyamet gelip çatıverse siz, Allah’tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru sözlü iseniz söyleyin bakalım!” (Enam 40 B. Bayraklı)

-Aklını kullanan istediğini kim verebiliyorsa ondan ister. Ahiret saadetini tek verecek olan Allah’tır. Yine de insanların çoğu Allah’ı bırakıp ellerini başkasına açarlar.

 

14-De ki: “Size ben ne ‘Allah’ın hazineleri bana aittir’ ne de ‘Gaybı ben bilirim’ diyorum; yine size, ‘Ben bir meleğim’ de demiyorum: Benim görevim, sadece bana bildirilene uymaktır!” De ki: “Hiç görmeyenle gören bir olur mu? Siz hâlâ düşünmeyecek misiniz? (Enam 50 A. Bayındır)

15-Allah peygamberine buyuruyor ki: Benim yanım da Allah’ın hazineleri yok, gaybı da bilmem. Ben melekte değilim. Benim görevim, sadece bildirilen vahye uymaktır. Der ama yine de Peygamberin gaybı bildiğini, melekten de üstün olduğunu ve kâinatın da onun için yaratıldığını iddia ederler.

16-Sırf Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam O'na yalvaran (fakir)leri, (inkârcılar istiyor diye) yanından kovma! (Sen fakirlerle berabersin diye ekâbir takımı iman etmese de) onların hesabından sana (hiçbir sorumluluk) düşmez ve senin hesabından da onlara bir şey düşmez. Bu yüzden onları kovarsan zalimlerden olursun. (Enam, 52- C. Külünkoğlu)

-Zenginlere, ekâbirler, varlıklarından ve ya konumlarından dolayı ilgi gösterip, yoksulları avam sınıfı diye hor görmek Allah’ın nehyettiği kötülüklerdir.

17-Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır; onları O'ndan başkası bilemez. O, karada ve denizde ne varsa bilir. O'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. Yerin karanlıkları içindeki tek bir tane, yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır. (Enam, 59- B. Bayraklı)

-Her şeyin bilgisi Allah indinde bir kitap ta kayıtlıdır. Onun bilgisi dışında bir şey olmaz ve gaybı da Allah’tan başkası bilmez.

18-Kulları üzerinde yegâne hâkim odur. Size gözetleyiciler (melekler) gönderir. Sonunda birinize ölüm geldiği zaman, elçilerimiz hiç bir kusur etmeden onun canını alırlar. (Enam, 61- Ş. Piriş)

-Allah kulunun her şeyine hâkimdir. Kulunu gözetleyen melekler gönderir ve zamanı gelince de ölüm melekleri ileriye almadan, geriye bırakmadan canını alırlar.

19-Dünya hayatına dalarak eğlenceyi ve geçici zevklerini din hâline getiren kimseleri kendi hâline bırak. Fakat şunu da onlara hatırlat ki, her insan işlediklerine karşılık ipotek altına alınacak ve ne kendisini Allah’a karşı koruyacak ne de kayıracak kimsesi olacaktır. Ve kendisi için en yüksek fidyeyi verse bile, bu ondan asla kabul edilmeyecektir. İşte bunlardır işlediklerine karşılık ipotek edilecekler; ısrarlı inkârları sebebiyle onların istihkakı, (gelecek için) yakıp kavuran zehir gibi bir (umutsuzluk), (geçmiş için) şiddetli bir azaptır. (Enam, 70- M. İslamoğlu)

-Ahirete ibadetsiz gelenler ipotek altına alınır, onları Allah’a karşı koruyacak, fidye ile kurtaracak ve de şefaat edecek kimse de olmaz. Onları can yakıcı bir azap beklemektedir.

20-Allah hakkında yalan uyduran ya da kendisine hiçbir şey vahyedilmediği hâlde “Bana da vahyedildi” diyen ve “Allah’ın indirdiğine benzer şeyleri ben de indirebilirim” iddiasında bulunan kimseden daha zalim biri olabilir mi? Ölüm sancısıyla kıvranırken melekler ellerini uzatarak “Ruhlarınızı teslim edin! Allah’a doğru olmayan şeyler atfettiğiniz ve O’nun mesajlarına karşı kibrinizden dolayı bugün onur kırıcı bir cezaya çarptırılacaksınız!” dediklerinde, bir görmeliydin o zalimleri! (Enam, 93- M. İslamoğlu)

-Allah hakkında yalan uyduran, bana da vahiy geldi diye yalan söyleyen zalimler: Yazdığı kitabın asılları Levh’i Mahfuzda diyen ve ölüm gecesini düğün gecesi yapanlar; Cebrail’in getirdiği vahileri kitaplaştırdım diyen Arabiler, Kürdiler, onur kırıcı bir azap ile karşılaşacaklarını biliyorlar mıydı acaba?