Abdülaziz Hoca kendi üslubunca anlatıyor: Şimdi Peygamber Efendimiz bir savaştan dönmüşte, “Küçük cihattan geldik, büyük cihada başladık” demiş. Yani gerçek düşmanla kılıçlı, silahlı cihat küçük oluyormuş, Nefisle cihat büyük cihat oluyormuş. Böyle büyük cihadı herkes havada kapar. Adam canını ortaya koyacak, her an öldürülme tehlikesi olacak ve o küçük cihat olacak, Ben nefsimle uğraşıyorum, oda büyük cihat olacak. Haydi oradan. Uydurma hadis, kabul edilemez.

Beş ayrı Hocadan “Levlak” Hadisi.

Bütün mevzuat kitaplarında uydurulmuş bir söz olduğu kabul edilen “Levlake levlak, lema halektül Eflak” Yani Cenabı Allah, diyesiymiş ki, “Ey Muhammed sen olmasaydın, sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım.”

Bütün hadis araştırmacıları bu söz hadis değildir, uydurmadır demelerine rağmen Hocalarımızın çoğu Hutbelerinde, vaizlerinde; Tarikatçıların hepsi sohbetlerinde ve kitaplarında ısrarla bu sözü hadisi kudsi olarak okumaktadırlar. Günümüz Hocaları bu konuda ne diyorlar, onu görelim:

Profesör Faruk Beşer anlatıyor: Efendimizden böyle bir söz sadır olmamıştır. Bu sözün doğruluğunu tartışabiliriz. Ama bu söz Peygamberimizin sözü olsaydı tartışamazdık. Ancak ne anlama geldiğini tartışırdık. Ama Efendimizin sözü olmadığına göre doğru da olabilir, yanlışta olabilir. Ama Efendimizin sözü olmadığını muhaddisler söylüyorlar. Şimdi bazı sevilenleri çok zirveye çıkaran, bazı amellere hatıra gelmeyen sevaplar yazan döken hadisleri bakıyorsunuz belli Sofi meşrepler daha çok naklediyor ve kabul ediyorlar. Çünkü bu tür sözler tasavvufçuların anlattıklarına, düşüncelerine daha uygun düşüyor.

Dolayısıyla Din, ya da hadis sofilerden alınmaz. Muhaddislerden, Fakihlerden, müfessirlerden alınır. İmamı Rabbani bir sofi olarak böyle söylüyor: “Eğer Fıkıh, Tefsir, Hadis gibi zahiri ilimlerle Tasavvuf ilimleri arasında tenakuz veya çatışma varsa, Tasavvufun dediği batıl kabul edilir ve atılır” diyor.  “Velev ki bu ihtilaf kıl kadar bile olsa, atılır” diyor.

Meşhur Cübbelimiz ise şöyle anlatıyor: Mevzu ne demek? Mevzu uydurmadır, öyle mi biliyorsunuz? Böyle bir bilginiz var değil mi, mevzu uydurmadır. Peki, buna misal veriyorum: “Levlake levlak, Lema halektül Eflak” diyor Allah! Habibi sevgilisine. “Sen olmasaydın, sen olmasaydın Felekleri de, Melekleri de yaratmazdım.” Şimdi bu hadisi kaynaklarda ararsanız, diyor ki Mevzudur. Yani mevzudur ne demek? Uydurma! Ancak burada âlimlerin uydurma demelerinin maksadı manası yanlıştır demek değildir. Yani bu söz Peygamberimizin ağzından “Levlak” sözü çıkmamıştır.

Yorum: Cübbeli Efendiye sormak lazım? Bir söz uydurma ise manası nasıl doğru oluyor?

“LEVLAK”, sözünün kaynağı: A. Bayındır Hocanın yardımcısı anlatıyor:

Pavlusun koloserilere mektubu. İncil’in bir bölümü, orada şu ibareler var: İsa için şöyle deniyor: Görünmez Tanrının görünümü, bütün yaratılışın ilk doğanı odur. Nitekim yerde ve gökte görünen ve görünmeyen her şey, Tahtlar, Egemenlikler, yönetimler, Hükümranlıklar onda yaratıldı. Her şey onun aracılığı ile ve onun için yaratıldı.

Abdülaziz Bayındır: “Ne oldu şimdi, her şey İsa için yaratıldı.” Her şeyden önce var olan odur, her şey varlığını onda sürdürmektedir. Yerde ya da gökte İlah diye adlandırılanlar varsa da, nitekim pek çok İlah, pek çok Rab vardır ama bizim için bir tek Tanrı Baba vardır. O’ her şeyi kaynağıdır, bizler hep onun için yaşıyoruz. Tek bir Rab var, oda İsa Mesih’tir. Her şey onun aracılığı ile yaratıldı, bizde onun aracılığı ile yaşıyoruz.

Bu söylenenler Hıristiyanlığı bozan Pavlos’un mektupların da geçiyor. Bu söz bizim bazı uydurma hadis kitaplarına “Levlake levlake lema halektül eflake” Yani, “Sen olmasaydın, sen olmasaydın ben bu kâinatı yaratmazdım” şeklinde geçmiştir. Teknik tabirle bu sözün hadis olduğunu söyleyen bir tek âlim yoktur. Her kes uydurma olduğuna ittifak ediyor. Uydurma hadisleri toplayan mevzuat kitaplarında bu söz uydurma olarak kaydedilmiştir. Bizimkilerde bakın şu kaynakta geçiyor diye, uydurma olduğunu gizleyerek hadis diye naklediyorlar.

Mustafa İslamoğlu anlatıyor:

“Levlake Levlake Lemma Halektül Eflak” (Sen olmasaydın, sen olmasaydın varlığı yaratmazdım) sözü sahih değildir, zayıf ta değildir, uydurmadır. Bu söze Hadis demek Resulüllah’a iftira olur.

1-Allah’a iftira olur. Çünkü Allah’ın varlığı yaratmasını şarta bağlamış olursun. Allah bir şeye mecbur bırakılmaz. “La tüs’el Amma yef’al ve hüm yüselun.” (Allah, yaptığından hiçbir şekilde sorumlu değildir, ama insanlar sorumludurlar.) Allah’a vacip mi vardır. Bu Allah’ı sınırlamaktır.

2-Efendimizin doğumu belli, anası-babası belli, yaşantısı belli, ölümü belli, tarihi bellidir. Efendimizin söylemediği bir şeyi ağzına koymak Efendimize iftiradır. Efendimiz bundan daha küçüklerine şiddetle karşı çıkmıştır. Mesela: “Ya Hayrel Beriyyeh” (Ey insanlığın en hayırlısı) diyen bir adama, “Ağzını topla O’ İbrahim idi” diye geri çevirmiştir. Yine Hz. Yunus hakkında ki ayetler inip te, Hz. Yusuf’un vazifeden kaçtığını okuyunca insanlar ileri geri konuşmuşlar. Efendimiz insanların önüne çıkmış ve “Ey insanlar kardeşim Yunus bin Meddah hakkında öyle konuşmayın. Vallah’i o benden geri değildir” demiştir. Efendimiz bu hassasiyette iken bu yalan sözleri Efendimizin ağzına koymak ona hakaret değil midir? Duysa ne derdi?

- - - - -