Mehmet TIRPAN

Vakıflar Bölge Müdürü Cemal Karaca, Cumhurbaşkanlığı´nın himayelerinde 2016 yılında restorasyonu başlatılan Divriği Ulu Cami ve Darüşşifasındaki restorasyon çalışmaların devam ettiğini aynı zamanda ziyaretçilerinde belirli günlerde kabul edileceğini söyledi.

Çalışmaların mevsim şartlarından etkilenmemesi için eserin üzeri çelik konstrüksiyon çatı yöntemiyle kapatıldığının altını çizen Karaca, “Çalışmaların 2021 yılına kadar tamamlanması hedefleniyor. Divriği Ulu Camiyi ziyaret etmek isteyenler için ön kısma platform oluşturuluyor. Kapılar ziyaret edilecek şekilde hazırlıklar yapılıyor. Bazen yurt dışından gelen misafirlerimiz oluyor onlara aracı oluruz. Diğer zamanlarda da Cumartesi ve Pazar günleri 12:00 ile 14:00 arasında ziyaretler devam edebilecek” dedi.

Divriği Ulu Camiyi, Kale Camii´ni yaptıran Mengücek Beyi Şahinşah´ın torunu ve Süleyman Şah´ın oğlu Ahmed Şah tarafından 1228 yılında yaptırılmaya başlandığını ve anıtın baş mimarının Ahlatlı Hürremşah olduğunu aktaran Karaca, “Bu eşsiz yapı Anadolu Türk tarihinin en önemli yapısıdır. Mimari etkileri oluşturan kompozisyon, cephe güzelliği, malzeme seçimi, plastik anıtsal etki ışık-gölge yönünden de üstünlük taşır. En küçük taşına kadar şaheser olan camii ansiklopedilere sığmayacak kadar büyüleyici güzelliklere sahiptir. UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası olarak kabul edilmiştir. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası olarak bilinen külliye, cami, darüşşifa ve türbeden meydana gelmektedir. Anadolu Selçuklu Devleti´ne bağlı Mengücek Beyliği döneminde inşa edilen Ulu Cami, Süleyman Şah´ın oğlu Ahmet Şah tarafından; Darüşşifa ise eşi Melike Turan Melek tarafından yaptırılmıştır. 1228 yılında başlanıp 1243 tarihinde tamamlanan yapı kompleksinin Baş Mimarı Muğis Oğlu Ahlatlı Hürrem Şah´tır. Başta kapılar ve sütunlar olmak üzere, külliyenin bir çok yerinde bulunan, Ahlatlı ve Tiflisli ustaların ellerinden çıkan taş işçiliğini yansıtan motifler tüm dünyanın ilgisini çekmektedir. Bu eseri farklı ve özgün kılan bir diğer özellik de, uzaktan bakıldığında simetrik olduğu düşünülen, fakat özünde asimetrik olan bezemelerde yer alan on binlerce motifin hiç birinin bir daha kendini tekrar etmemesi; kâinattaki farklı varlıkların muhteşem bir ahenk ve denge içerisinde olduklarının taşa nakşedilerek gözler önüne serilmesidir.Mimari üslubu, süsleme ve örtü sistemlerinin dengeli ve uyumlu tasarımıyla önem kazanan bu şaheser, dünyada, görülmeye değer eserler listesinin başında yer almaktadır. Seyahatnamesi ile meşhur bir Türk yazarı ve seyyahı olan Evliya Çelebi, tekkeyi şöyle tarif etmiştir: ´Methinde diller kısır, kalem kırıktır´ Görenleri kendisine hayran bırakan bu muhteşem abide eser, sanat tarihçileri tarafından ´Divriği mucizesi´, ´Anadolu´nun Elhamrası´ gibi ifadelerle tanımlanmıştır. 1985 yılında UNESCO tarafından ´Dünya Kültür Mirası´ listesine alınan, İslam mimarisinin başyapıtı, aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı´nın koruması altında bulunuyor” ifadelerini kullandı.