Sümeyra DENİZ

 

Selçuklularda özellikle Allah korkusu sebebiyle yapılan bir çok medrese yer almaktadır. Kitabelerinde yazan bilgiler de bu açıkça belirtilir. Bu medreselerden Sivas merkezde ayakta kalan yalnızca 4 tanesi vardır. Onlardan birisi de Şifaiye Medresesi’dir. Şifaiye Medresesi 1217 yılında Sultan İzzettin Keykavus tarafından bizzat yaptırılmıştır. Genç yaşta hastalığa yakalanan Sultan İzzettin Keykavus, bu sebeple tıp ilminin önemli derece de üzerinde duruyordu. Genel anlamda bakıldığında zaten Selçuklular Sivas‘ta imar konusunda ciddi çalışmalar yapmıştı. 1217 yılında tamamlanan Şifaiye Medresesi’nin hemen sonrasında yani 1271 yılında 3 medrese birden inşa edildi. (Gök Medrese, Çifte Minareli Medrese ve Buruciye Medresesi) Selçuklu Hükümdarı İzzettin Keykavus’un türbesi Sivas’ta bulunuyor. Şifaiye Medresesi’nde İzzettin Keykavus’un türbesinin bulunması müthiş derece de önemlidir. Çünkü ilk kez sultanlardan birisi türbe içerisine defnedilmiştir. Medrese ve Türbe içerisinde önem teşkil eden bazı yanlar vardır. Şifaiye Medresesi’ne bakıldığında tüm Selçuklu yapılarında olduğu gibi gösterişli ve ihtişamlı bir taç kapı ziyaretçilerini karşılıyor. İçerisinde eyvanların bulunduğu dersliklerin yer aldığı bölümler yer alıyor. 3 eyvanın bir tanesi Sultan İzzettin Keykavus’un türbesidir. Şifaiye Medresesi’ne girişte ana eyvanın üst tarafına bakıldığında sağda ve solda birer kabartma yer alır. Bu kabartmalar kadın ve erkek siluetleridir. Birisinde Kamer-i Ay, diğerinde ise Suret-i Şems yazar. Yine her ikisinin altında ise La ilahe illallah yazısı yer alır. Taç kapı mukarnaslı bir yapıya sahiptir. Yani ışık gölge oyunlarının oluşması için yapılan şaşalı bir yapının varlığını burada hissedebilirsiniz. Taç kapının en üst kısmında 2 tane kabartma vardır. Bu kabartmalar bugün tahrip olsa da tarihi vesikalarda gelen bilgilere göre birisi aslanı diğeri ise boğayı simgeler. Aslan gücün ve kuvvetin simgesi, boğa ise sağlığı sembolize eder. Şifahanenin güney eyvanı türbe kısmıdır. Burada Selçuklu Sultanı İzzettin Keykavus ve hanedana mensup bireyler yatmaktadır. Türbe kapısı çini işlemelerle bezenmiştir. Bu işlemelerde çeşitli şiirler, hadisler ve kitabeler yer alır. İşlemelerin sağ alt tarafında 2 satırlık Arapça yazıda çiniyi yapan ustanın mührü ve ismi yer alır. Ustanın ismi Ahmet Bin Bekir Marendi’dir. Türbe kapısının hemen üzerinde türbenin kitabesi ve farsça bir şiir yer almaktadır. En üstte bulunan kitabede, “Yazıklar olsun ki biz geniş görkemli saraylardan dar kabirlere girdik. Zenginliğimizin ve servetimizin çokluğunun bize faydası olmadı. Saltanatımız yok olup zevalin eşiğinde fani dünyadan baki dünyaya ölüm yolculuğu gerçekleşti. Bu yolculuk 617 yılının 4 Şevval’inde gerçekleşti” (4 Kasım 1220) Yine türbe kemerinin içerisinde mozaik tekniği ile bir şiir yer almaktadır. Burada yazanlar ise; “Dünya’da padişahlar uzun zaman hüküm sürdüler. Onların okları Ülker Yıldızı’na ulaştı. Kılıçları da Cevza’yı avladı. Şimdi onların haline bak ki, ölüm elinden mızrakları parça parça, kılıçları tel tel oldu” yazıyor.  Görüldüğü üzere İzzettin Keykavus sadece türbesi için burayı yaptırmamış günümüze kadar gelen ancak bugün amacı dışında kullanılan Selçukluların en büyük hastanesini inşa ettirmiştir. Sivas Kale Mahallesi, Selçuklu Sokak, Şifahiye Medresesi’nin güneyinde bulunan bu türbe, Selçuklu Sultanı I.İzeddin Keykavus (1184-1220) tarafından ölümünden 3 yıl önce 1217 yılında yaptırılmıştır. Ölümünden sonra da vasiyeti üzerine buraya gömülmüştür. Türbenin içerisinde 13 adet sanduka bulunmaktadır.