MELTEM DUMAN

Ruhun gıdası olan müzik her kuşaktan dinlenmeye devam ediyor. Kapatılmayla beraber boş vakitlerin artmasıyla daha fazla oluşan müzik dinleme kültürü hergeçen gün yaygınlaşıyor. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Mehmet Akif Yüce, normalleşme ile halkın mevcut müzik bağımlılığından kopmadığını, salgın sürecinde müziğin öneminin arttığını söyledi.

2008 yılında tesadüfen müziğe başladığını belirten Mehmet Akif Yüce, Bir pazar günü Çifte Minare’nin oradan geçerken kendisini uzun yıllar etkileyecek bir manzara ile karşılaştığını belirterek müziğe başlama serüvenini anlattı.

Sokakta canlı müzik yapanları görüp etkilendiğini anlatan Yüce, kendisine bende yapabilir miyim?- sorusunu sorarak gitar ve kurs arayışına düştüğünü söyledi.

Henüz lise 3. Sınıfta müziğe başladığına vurgu yapan Mehmet Akif Yüce, “Müzik his işidir. Her kesimden dinleyicilerimiz var, Z kuşağı diyeceğimiz genç kesim, rock ve pop tercih ediyor. Orta yaşta insanlar ise seslendirdiğimiz müzikler sayesinde gündelik stresten uzaklaştıklarını ifade ediyorlar. Bizlere kaliteli bir zaman geçirdikleri için minnettar olduklarını söylüyorlar. Buda bizi mutlu ediyor. Ben aynı zamanda müzik öğretmeniyim. Sahneleri özledim için ara ara o ortamı denk geldiğim sıra soluyorum. Her sektörü etkileyen salgın bizim camiayı da tabiki olumsuz etkiledi. Birçok arkadaşım kapatılma ile nerede ise aç kaldı. Normalleşmeye geçilmesi, bir nebze işlerimizi olumlu etkiledi. Ancak tam anlamıyla toparlanma olmadı.” şeklinde konuştu.

Kültürümüzün vazgeçilmezi olan türkünün değerinin açık ara tartışılamaz olduğunun altını çizen Yüce, zamanla birçok müzisyenin karalama politikası yapan Türküye antipati duyan kesimlere inat her kitlenin zamanla özüne dönerek Türkü kültürünü yaşattırdıkları için mutlu olduğunu ifade etti.

Son olarak Yüce, pandemi sürecinde internet aracılığıyla tiktok-instegram gibi  çeşitli platformlarda hafta sonları canlı yayınlar yaparak halkın motivasyonlarını artırdıklarını da sözlerini ekledi.