Sivas’ta “Eğitim ve İş Birliği “ toplantısı gerçekleştirildi.

Mesleki liselerdeki eğitim kalitesini artırmak,mesleki ve teknik eğitimi güçlendirmek, özel mesleki ve teknik okulların açılışlarını sağlamak, desteklemek amacı ile düzenlenen toplantıya Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ercan Demirci’nin başkanlığında

Mesleki ve teknik eğitim genel müdürü Osman Nuri Gülay,Bakan danışmanları Haydar Şahin,İsmail Güler,İbrahim Yasak ve daire başkanı Recep Altın katıldı.

Saygı duruşunda bulunulması ve ardından istiklal marşının okunması ile başlayan t oplantının açış konuşmasını yapan Sivas İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa Altınsoy geçmişte imamhatip liseleri ile birlikte meslek liselerine de darbe vurulduğunu söyleyerek,  “Ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişmesini sağlayabilmesi, küresel rekabette yerini alabilmesi 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için mesleki eğitimin daha verimli hale getirilmesi gerekmektedir. Hele bir de ülkemizin nitelikli insan gücüne ihtiyacı düşünüldüğünde kaliteli teknik ve mesleki eğitime  yönelik stratejiler ve politikalar büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle de bu toplantımız büyük önem arz etmektedir. Sultan şehrimizin kadim şehir Sivasımız coğrafi konumu itibarı ile ülkemizdeki bir çok sanayi kuruluşlarının kavşak noktasındadır. Sanayi yatırımların da dördüncü teşvik bölgesinde yer alan ilimiz pek çok yatırımcının dikkatini çekmekte ve  her geçen gün şehrimizde yeni sanayi siteleri kurulmaktadır. Bize düşen görev ise sanayi sektörünün bel kemiği olan kalifiye eleman ihtiyacını mesleki ve teknik okullar mahareti ile karşılamaktır. Bu hem ilimiz hem de ülkemiz için önemli ve erzem bir durumdur. Bizim bir sloganımız vardı “Meslek lisesi memleket meselesi” Ancak gelin görün ki yirmi yıl öncesinde meslek liseleri ideolojik bakış uğruna katledildi. İmam hatipleri kapatacağız diye hepsi toptan bir kefeye koyularak mesleki liseleri de aynı kategoriye sokuldu. İmam hatiplere darbe vurulurken meslek liselerine de darbe vurulmuş oldu. Tabi daha sonra hükümetimizin çeşitli çalışmaları ile hem imam hatiplerde bir toparlanma oldu şimdi ise mesleki liselerinin  eğitiminde  önemli bir  toparlanma olmaktadır” dedi.

“Sivas’a gerekli desteği sağlayacağız”

Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve teknik eğitim genel müdürü Osman Nuri Gülay ise Sivas’ta mesleki eğitim için nasıl bir katkı gerekiyorsa  bakanlık olarak bu katkıyı sağlayacaklarının altını çizdi. Sivas ilimizde meslek liselerinde 13 bin 498 öğrencinin olduğunu hatırlatan Gülay,”Bunun Türkiye’deki oranına baktığımızda şu anda kırk birlerde, Türkiye ortalaması kırk dörtlerde, dolayısı ile üç puanlık bir ortama da düşüş var. Bizim bakanlık olarak hedefimiz bunu ortaöğretimdeki payı yüzde ellilere çıkartmak. Okulların durumuna baktığımızda ülke genelinde mesleki okullarımızın yüzde dokuzu ikili eğitim yaparken, Sivas’ta tüm okullarımız normal öğretim yapıyor. Demek ki derslik başına düşen öğrenci sayısı da makul bir seviyede. Dolayısı ile çok bir fiziki yönden ihtiyacın olmadığını düşünüyorum. Meslek okullarına bağlı  pansiyonların yüzde 24’ü boş. Ülke genelinde de yüzde 26’sı boş. Hedefimiz özellikle meslek öğrenmek isteyen çocuklarımızla bu pansiyonlarda getirip yerleştirip okutmamız meslek sahibi yapmamız gerekiyor.  İstatistiki rakamlara baktığımızda yüz bin civarında teknik elemanın y ani öğrenci kadrosunun boş gezdiğini görüyoruz. Ama diğer taratanda hem sayın valimize hem belediye başkanımızla yapmış olduğumuz ziyarette görüşmelerde ülkemizin diğer illerinde olduğu gibi burada da sanayilerin nitelikli iş gücü beklentilerini açıkça  dile getirdiler” şeklinde konuştu.

Tüm dünya ahilik sistemini örnek almıştı

Son olarak konuşan Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ercan Demir ise geçmiş yıllarda birçok ülkenin ahilik kültürü ve lonca sisteminden devşirilen modellerinin dünya ülkelerinde zengin oluş için kullanılan bir yöntem olduğunu belirterek,”Mesleki eğitim özellikle bu coğrafya da bizim genetiğimize işleyen bir farkındalığımızın olduğu bir hakikat, özellikle tarihimizde ahilik sistemi sonrasın da lonca sistemi aslında sadece bu bölgede bu coğrafya da yaşayan bizler açısından bir  kazanım değil,bütün dünya açısından bir kazanım olmuş. Özellikle ahilik kültürü ve lonca sisteminden devşirilen modeller bugün dünyanın özellikle teknolojide üretimde gelişmiş ülkeleri açısından büyük bir zengin oluş için kullanmışlar. Çoğu zaman belki kaynak göstermemişler. Ama nihayetinde onun meyvelerinden istifade etmişler” ifadelerini kullandı.

Biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu coğrafyanın kılcal damarlarıyız

Bir milyon 4 civarında öğretmenin bulunduğunu söyleyen Demir şunları kaydetti: “Yaklaşık 20 milyon küsur örgün yaygın öğrencimiz var. Türkiye’nin en büyük kamu kurumu değil.en büyük organizasyonuyuz. Ve 1830’lu yıllardan itibaren temeli atılmış bir hafızaya sahibiz. Hiçbir kamu kurumunun ve hiçbir sivil teşekkürünün olmadığı kadar Türkiye’nin bütün kılcal damarlarında biz varız. Her şehirde varız,her ilçede varız. Her köyde varız. Her mahallede varız. Biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu coğrafyanın kılcal damarlarıyız. Ve bu kılcal damar üyesi ile bu coğrafyanın çocuklarının yetişmesi  mutlu müreffeh bir hayat yaşaya bilmeleri hususunda ödev bize verildi ve bu ödevi yerine getirmek hususunda bir sorumluluğu üzerimizde taşıyoruz. Bunun bilincinde olmalıyız. Ki bilincindeyiz. Bunun bilinci ile yetinmemeliyiz. Ki yetinmiyoruz. Biz çocuklarımızı yani gözlerimizin nuru geleceğimizin bir anlamda teminatı olan çocuklarımızı hem kendilerine mutluluk vermek  hem coğrafyamıza huzur getirmek hem dünya ölçeğinde de dünyaya barışı tebliğ etmek ata inşa etmek hatta inşa ettirmek hususunda onlara gereken donanımı bilgiyi ve  görgüyü vermeliyiz.”