Osmanlı Sultanı 2. Abdülhamid’in 5. Kuşaktan torunu olan Nilhan Osmanoğlu, dedesinin mülkiyeti olan taşınmazları isteyeceklerini söylemesi gözleri Sivas’a dikti. İstanbul’da Galatasaray adasıyla başlayan tartışmada Sivas’ta yer alıyor. Osmanlı Sultanı 2. Abdülhamid döneminde Sivas’ta yapılan eserler arasında Kongre Müzesi de yer alıyor. Akıllarda ki soru ise “Kongre müzesi Nilhan Sultan’ın mı olacak” var.

2. Abdülhamid’in şahsi mal varlığına ilişkin 3 tapu kayıt defteri Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünde bulunuyor. 2. Abdülhamid'e ait 1869-1908 yıllarına ait Anadolu, Ortadoğu, Balkanlar ve Trakya'da 7 bin 756 taşınmazın tapu kaydı bulunuyor. Kayıtlar içinde tarla, bağ, bahçe, mera, koru, çiftlik, konak, hane, değirmen, maden, zeytinlik, kahvehane ve dükkan gibi birçok taşınmaz yer alıyor. Abdülhamid'in Anadolu'da 2 bin 369 taşınmaz kaydı da var. İstanbul, İzmir, Balıkesir, Çanakkale, Tekirdağ, Adıyaman, Denizli, Giresun, Aydın, Sivas, Burdur, Manisa, Kırklareli ve Edirne illerinde yer alıyor. Bu taşınmazların bir milyon 256 bin 947 dekarı halen 2. Abdülhamid'in üzerinde kayıtlı. 391 bin 573 dekarı Hazine'ye, 8 bin 627 dekarı da şahıslar adına geçmiş gözüküyor.

II. Abdülhamit'in geride bıraktığı varlıklara talip olan 32 mirasçının olduğu biliniyor. Suada'nın yanı sıra İstanbul'un çeşitli yerlerindeki mülkler, konaklar, kasırlar ve arsalar mahkeme yoluyla mirasçılar tarafından alınmak isteniyor. Bu mirasın bir bölümü ise tapu kayıtlarında Sivas’ta çıkıyor. Hukukçular, mülkün Osmanlı Sultanı 2. Abdülhamit'e ait olduğu kanıtlanırsa mülkiyet hakkının alınabileceğini belirtiyor. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 1 No'lu Protokolü'nde, mülkiyet hakkının kutsal olduğu ve ancak kamu yararı varsa alınabileceği ifade ediliyor.

NİLHAN OSMANOĞLU “BAŞVURACAĞIZ”

2. Abdülhamid’in 5. Kuşak torunu olan Nilhan Osmanoğlu, katıldığı bir televizyon programında dedesinin şahsi tapulu malları için başvuruda bulunacaklarını söyleyip “Çok yerler var. Herkesin bildiği Su Ada var. İstiyoruz demeyelim buna, şahsi tapulu yerler. Buranın tapusu Sultan Abdülhamid han üzerine. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmayı düşünüyoruz. Biz sadece bunları talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

SİVAS’TA NE VAR

Konunun Sivas’ı bağlayan kısmında ise önemli bir yer olan ve günümüzde Kongre Müzesi olarak kullanılan eski Sivas İdadisi yer alıyor. Bunun haricinde 2. Abdülhamid döneminde yapılan pek çok eserin de varlığı biliniyor.

SİVAS İDÂDÎSİ KİTABESİNDE ABDÜLHAMİD VURGUSU

Kongre Müzesi olarak bilinen meydanda ki Osmanlı eseri kitabesinde Abdülhamid tarafından yaptırıldığı açık bir şekilde ifade ediliyor. 1890 yıllarında Vali Sırrı Paşa ve Hâlil Rifat Paşa, gündüzlü idâdî olmak üzere temellerini atmıştır. 1892 tarihinde Mazlum Paşazade Mehmed Memduh Bey zamanında bitirilmiştir. Bugün Kongre Binası olan yapıda sergilenen kitabesinde;

“Şevketlü Gazi Abdülhamid Han-ı Sani Hazretlerinin zaman-ı Saltanatlarında rütbe-i bala ricalinden Mazlum Paşa-zade Mehmed Memduh Beg Efendi’nin Sivas Vilayeti Valiliğinde işbu Mekteb-i İ’dadi-i Mülki inşa olundu. 12 Rebiül-evvel sene 1310, Mahmud Edib-i Sivasi” ibaresi yer almaktadır.

NE OLACAK

Mülkiyet hakkı konusunda fikir birliğine varan hukukçular, şahsi tapuların ispatlanması halinde mülkiyet sahiplerine devredilebileceğine yönelik görüş bildiriyor. Tv programlarında açıklamalarda bulunan 2. Abdülhamid’in 5. Kuşak torunu Nilhan Osmanoğlu, dedelerinin mallarını alabilmek için mahkemeye başvuracaklarını söylemişti. Kongre Müzesi’nin bu durumdan nasıl etkilenip etkilenmeyeceğini ise zaman gösterecek.

10 YILLIK ZAMAN AŞIMI

Osmanlı Devleti'nin sona ermesinin ardından Türkiye Cumhuriyeti tapu mevzuatına yönelik birçok yeni uygulama başlatılırken, bunların en önemlilerinden birini "Tapulama" veya "Kadastro kanunu" olarak adlandırılan tasfiye kanunu oluşturuyor. Türkiye topraklarının ölçülerek maliklerinin belli usullere göre belirlenmesini sağlayan bu kanunda, "10 yıllık zaman aşımı süreci" de bulunuyor. Düzenlemeye göre, tescili yapılan arazinin maliklerine 10 yıl içerisinde mahkeme yolu ile itiraz hakkı tanınıyor. Şayet bu sürede itiraz edilmezse, konu Osmanlı dönemine ilişkin belgeli tapu senetleri olsa bile, kayıtlar kesinleşmiş oluyor ve herhangi bir hak talebinde bulunulamıyor.