MEHMET TIRPAN

Sivas Barosu Başkanı Av. H. Yılmaz Demir, Son zamanlarda kamuoyunu sıkça meşgul eden ve gündemde sıcak kalması için özel çaba sarf edilen ve hali hazırda 11 Baro Yönetim Kurulunun almış olduğu kararla Türkiye Barolar Birliğini seçim yapmak üzere olağanüstü genel kurul çağrılarını endişe ile takip ettiklerini söyledi.

Birkaç gün önce 11 Baro tarafından yapılan ortak açıklama ile, Türkiye Barolar Birliğine 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 115/2 maddesi gereği Başkan ve Kurul üyelerinin seçilmesi gündemli genel kurul çağrısı yapıldığını hatırlatan Başkan Demir, “Öncelikle ifade etmek gerekirse Avukatlık Kanunu’muz da seçimli olağanüstü genel kurul yapılacak haller tahdidi olarak sayılmıştır. Bunlar ise seçilme yeterliliğinin kaybedilmesi, istifa ve ölüm halidir” dedi.

Seçimli Olağanüstü genel kurul yapılmasının hukuken mümkün olmadığını buna rağmen seçimli olağanüstü genel kurul çağrısı kararı almanın açıkça hukukun üstünlüğünü yok saymak olduğunu aktaran Demir, “Hukukun üstünlüğünü savunmak Baroların en temel görevleri arasında yer almasına rağmen Hukuku yok saymanın kabul edilebilir bir yanı bulunmamaktadır. Yine son dönemde gerek Yargı Reformu Strateji Belgesinin kanunlaşması sürecinde gerekse mesleki sorunlarımızın her platformda dile getirildiği ve bu sorunların çözülmesi için çok önemli adımların atıldığı bir dönemde, TBB yi olağanüstü genel kurul çağrısının kabul edilebilir yönü bulunmamaktadır. Seçimle gelen seçimle gider kuralı demokrasilerin özüdür. 2021 Yılı Mayıs ayında yapılacak olan Olağan Genel Kurula kısa bir zaman kalmışken bu tarihi öne alma çabaları ve girişimleri anlamsız olup siyasi ve ideolojik saiklerle yapılan girişimlerdir. Bir kaç yıldır ülkemizin maruz kaldığı vahim ve ciddi olaylar sonrasında Bir olma Birlik olma, Devlet ve Millet olma olgusunun her alanda savunulması gerekirken ve yine mesleğe katkı sağlamak üzere birleştirici ve bütünleştirici adımların atıldığı bir zeminde genel kurula çağrı kararları Birliğe ve de avukatlık mesleğine zarar vermekten öteye geçmez. İzah edildiği üzere Seçimli olağanüstü genel kurul yapılması mümkün değilken kamuoyunda yanlış algı oluşturmak bize mesleğimize ve birlik beraberliğe zarar verir. Buradan hareketle karşılıklı iyi niyetli, akılcı ve yapıcı iletişimin kime neye zararı olabilir. Sorunların çözümü ile eleştirel yaklaşımların Baro Başkanları Toplantısı gibi konuşabileceğimiz bir müzakere ortamı varken, orada konuşmanın tartışmanın müzakere etmenin kime neye, ne gibi bir sakıncası vardır! Gerek Ülkemiz ve gerekse tüm hukuk camiası için önemli olan konularda her zaman milli bir duruş sergileyen Türkiye Barolar Birliği 'ne karşı alınan bu tavır, yaklaşım ve davranışlara karşı çıkarak, usul ve mevzuata aykırı Seçimli Olağanüstü Genel Kurul çağrılarının geri alınmasını, Türkiye Barolar Birliğinin ise söz konusu seçim gündemli genel kurul çağrılarını usulden reddetmesi gerektiğini kamuoyuna saygıyla duyururuz” ifadelerini kullandı.