SÜMEYRA DENİZ

Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) Sivas İl Müdürlüğü Konferans Salonunda düzenlenen programda öğrencilere Din İstismarı İle Mücadele konusu anlatıldı. Programın açılış konuşmasını yapan İl Müftü Vekili Mehmet Şahin, “Dini istismar ederek bozgunculuk yapan, kan döken ve aslında kendi çıkarları için Müslümanların maddi ve manevi varlığına göz diken bu hain şebekeler en çok zararı gençlerimize vermeye çalışmıştır” dedi.Panelin konuşmacıları, Diyanet İşleri Başkanlığı 1. Hukuk Müşaviri Selami Açan’ın oturum başkanı olurken Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Ahmet Oğuz, Ankara Müftülüğü Vaizi Neşe Okuroğlu konuşmacı oldu. Oturum Başkan’ı Açan, “İslam’ın inanç, ibadet ve ahlak esaslarını tahrife yönelen, İslami değerli kullanarak insanları sömüren  ve güç devşirmeye çalışan  FETÖ ve DEAŞ gibi yapıların “Dini nasıl istismar ettiklerini siz gençlerle paylaşacağız” dedi.Konuşmacı Vaize Neşe Okuroğlu ise “Din istismarı konusu, bugün İslam ümmetinin birlik ve beraberliğini tehdit eden ciddi bir güvenlik meselesine de dönüşmüştür. Dini olduklarını ve İslam’ı temsil ettiklerini iddia ederek bozgunculuk yapan, kan döken FETÖ, DEAŞ, gibi terör örgütleri, en büyük zararı Müslüman toplumlara, birlik ve beraberliğimize, geleceğimize ve gençlerimize vermektedir.” diyerek şunları kaydetti; “DEAŞ ve benzeri şiddet örgütlerinin son yıllarda artması ve Müslüman gençlerin bu örgütlerin tuzağına düşmesi, dini değil, iktisadi, siyasi, toplumsal ve kültürel nedenlerden kaynaklanmaktadır. Afganistan ve Irak’ın işgali, 11 Eylül saldırıları, Filistin sorununun çözümsüzlüğe mahkûm edilmesi, Arap Baharı’ndaki demokratik taleplerin anti-demokratik yollarla bastırılması ve dünyanın İslam coğrafyasında yaşanan zulme sessiz kalması Müslüman ülkelerde ümitsizlik ve çaresizliğin yayılmasına neden olmuştur. Ezilen, en temel haklarından mahrum edilen, baskı altında yaşamaya mecbur bırakılan insanların öfke ve intikam duyguları istismara açık hale gelir. Bilhassa sağlıklı bir din eğitimi de alamayan gençler, içinde bulundukları şartları değiştirememenin ve haksızlıkla mücadele etmede yalnız kalmanın acısıyla kolay avlanabilir hale gelmiştir. Irak işgalinin ardından bölgede uygulanan sinsi politikalar, halkı ırklar veya mezhepler üzerinden bölen ve birbirine düşüren uygulamalar, kesintisiz hale getirilen şiddet, hapis ve işkenceler, yurtlarından edilen binlerce insan, radikal eğilimli örgütlere istedikleri fırsatı vermiştir” ifadelerine yer verdi.