15 Temmuz gecesi hiç kuşkusuz sadece darbe girişimi ile değil, demokrasi kahramanları ile de anılacak. Boğaziçi köprüsünde tek başına tank ve askere meydan okuyan 34 yaşındaki gönülden Sivaslıyım diyen Safiye Bayat’ta o günün kahramanlarından biri. Demokrasiye sahip çıkmak için köprüde destansı bir mücadele verdi. HÜSNE AKKAYA Safiye Bayat, 34 yaşında, evli ve iki çocuk annesi. Türkiye onu Boğaziçi Köprüsü’nde darbecilere tek başına direnen kadın olarak tanıdı. Komutanların karşısına geçmiş onlara bir şeyler anlatmaya çalıştı, tartaklandı. Ancak yılmadan askerle konuşmaya devam etti. Gönülden Sivaslıyım diyen Bayat o gece yaşadıklarını anlattı. Bayat cuntacıların kalkışmasını televizyondan öğrendi. Çocuklarını evde bıraktı. Güzeltepe’deki evinden köprüye yürüyerek gitti. Bayat o gece sırt çantasını hazırladığını belirterek: “Süratle dışarıya çıktım. Yürüdüm Çengelköy’e... Yollar bomboştu benzin istasyonu kapalıydı, restorantlar kapalıyıdı. Etrafta sessizlik hakimdi. Etrafta hiç kimse yoktu. Yürüyerek Beylerbeyi’ne ulaştım.”dedi. Polis engelledi ama o ısrar etti Köprüye geldiğinde polislerin onu durdurmak istediğini, ancak dinlemediğini aktaran Bayat, ısrarla köprüye gitmek istediğini ve sonunda polislerin ona izin verdiğini söyledi. Israrcı ve cesur adımlarla köprüde ilerleyen Bayat o anları şöyle anlattı. “Boğaziçi Köprüsü'ne ilerledim. Komutanlarını gördüm. Üç tane tank vardı. Ben hem askerleri incelemeye çalışıyorum. Askerleri sayıyorum. 34 tane saymışımdır. Baktım, tüfeklerine baktım. Benim köyümdeki tüfeklerle aynı değil. Çok böyle ağır... Diyorum bunlarla kimleri vuracaklar? Ben hâlâ düşünüyorum. Ne yapıyolar bunlar? Ne için geldiler bunlar? Tankların burada ne iş diyorum sadece tehdit ve taciz ediyorlar beni.” 'Senden korkmuyorum' Bayat, askerin karşısına dikildiğini, ve “Siz burada ne yapıyorsunuz?”diye sorduğunu söyledi. Askerlerin komutanlarına kendisini vurmalarını söylediğini belirten Sivaslı Bayat,“Biri diyor 'Komutanım bunu içeri alalım mı?', biir diyor 'Vuralım mı?', biri diyor 'Öldürelim mi?' Sonra onları susturdu beni yanına çekti. Bir hışımla yanağıma dayadı silahını, havaya ateş açtı. Kıvılcımlar böyle yüzümden aşağı indi. Ben de ellerimi kelepçe yapıtım hiç pozisyonumu değiştirmeden. ‘Sen dedim şimdi bununla mı korkuttun’ dedim.... ‘Senden korkmuyorum’ dedim. ‘İstersen vur öldür, gitmiyorum hiçbir yere dedim. O kelime hâlâ mıh gibi aklımda. Bu çok ağır bir kelime yani onları galeyana getirmek için... ‘Git burdan’ dedi ‘vururuz’. Askerlerine emir veriyor... ‘Havaya ateş açın, menzillenin, siper alın’. Ateş açacaksınız, yani vuracaksınız.” Yaralılara yardıma giderken vuruldu Bayat askerle konuştuğu anda yaralanmadı ancak daha sonra açılan ateşte sağ bacağından yaralandı. O an yaralılara yardıma gidiyordu. Yardıma giderken kurşunların hedefi oldu. O anları ise şöyle anlattı. “Bir anda hepsini teker teker indirdiler. Hiç acımak yok... Çocuk da gitse kadın da gitse hiç eyvallahları yok. Amaçları sadece öldürmekti. ‘Bir bayan yaralandı’ dediler. Ona giderken beni vurdular. Beni indirdiler yani.” Yere yattığında hiç tanımadığı bir kişi onun üzerine kapaklanarak Safiye Bayat’ı korumaya çalıştı. Bacağındaki kanı durdurmak için turnike yaptı ve hastaneye götürdü. Bayat hâlâ kendisini korumaya çalışan ve hastaneye getiren kişinin kim olduğunu bilmiyor. Ona dua ediyor. Bayat’ın sağlık durumu iyi, bir süre daha hastanede tedavi altında kalacak.