Sivas'ta çocukluk çağında izlediği belgesel filmlerin etkisiyle yaban hayatına ilgi duymaya başlayan üniversite öğrencisi Mustafa Aslan, 4 yılda 250 kuş türü ile çeşitli kara hayvanlarını görüntüleyerek doğadaki yaşam üzerinde farkındalık oluşturmaya çalışıyor.

İlkokul yıllarında akranlarının aksine çizgi film yerine belgesel filmler izlemeyi tercih eden Aslan (24), ilk fotoğraflarını babasının yurt dışından getirdiği filmli fotoğraf makinesiyle çekmeye başladı.

O dönemde evcil hayvan fotoğraflarıyla okulun panosunu süsleyen Aslan, profesyonel yaban hayatı fotoğrafçısı olma hayaline ise üniversite yıllarında kavuştu.

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencisi Aslan, ilk profesyonel fotoğraflarını 2017 yılında çekti.

Aslan, yaklaşık 4 yıldır Sivas ve çevresi başta olmak üzere Türkiye'nin birçok yerinde yaban hayatını hem fotoğraflıyor hem de görüntülerini kayda alıyor.

Sayıları gittikçe azalan hayvanları görüntüleyerek çocukluk hayalini gerçeğe dönüştüren Aslan'ın sosyal medya hesaplarındaki paylaşımları ise binlerce beğeni alıyor.

Aslan, yaptığı açıklamada, doğa ve yaban hayatı tutkusunun ilkokul yıllarında başladığını söyledi.

Çocukluğunda izlediği belgesel filmlerin etkisinde kalarak yıllar sonra bu alana yöneldiğini anlatan Aslan, "Akranlarım çizgi filmlerle ilgilenirken ben belgesel yapımları izliyordum. Sonrasında üniversite yıllarında yaban hayatı fotoğrafçılığına merak sardım ve bu işe başladım. Yaklaşık 4 yıldır da yaban hayvanlarını doğal ortamlarında görüntülüyorum." dedi.

"BU HAYVANLARIN HEPSİ BİRER MİLLİ HAZİNE"

Aslan, Türkiye'nin birçok bölgesinde 250 kuş türünü görüntülemeyi başardığını belirterek kurt, dağ keçisi, tilki, sincap gibi memelileri de görüntülediğini ifade etti.

Birçok yaban türünün kuraklık ve kaçak avcılık nedeniyle neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığına dikkati çeken Aslan, "Bu hayvanların hepsi birer milli hazine. Bunlar tükenirse geri dönüşü yok. Dolayısıyla hepsini korumamız lazım. Korumak için de insanların bu farklı hayatı tanıması lazım. Tanımadığımız bir şeyi koruyamayız. Bunu bir zincir gibi düşünün. O yüzden ben de Türkiye'nin yaban hayatını insanlara tanıtıyorum." diye konuştu

Aslan, yaşamının büyük bir kısmının doğada geçtiğini vurgulayarak çekimler esnasında birçok kez aracının bataklığa saplandığını, zaman zaman da çoban köpeklerince kovalandığını anlattı.

Güzel kareler yakalamak için genellikle gün doğmadan yola çıktığını aktaran Aslan şöyle devam etti:

"Evden çıkarken tüm yiyecek ve içeceğimi hazırlıyorum. Çünkü gittiğim yerlerde hiçbir restoran veya kafe bulunmuyor. Bazen günde 500 kilometre yol yaptığım oluyor arabayla. Bazen de çok küçük bir alanda uzunca bir süre kalıyorum. Senenin yaklaşık 120 gününü bu işe ayırıyorum."

Aslan, yaban hayatı fotoğrafçılığının canlılara zarar vermeden doğayla baş başa kalınabilecek en güzel işlerden biri olduğunu sözlerine ekledi. (AA)