Ahilik Kültür Haftası dolayısıyla düzenlenen programda Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Beşir Köksal Sivas Valisi Alim Barut’a yılın ahilik onur ödülünü verdi. Sivas Valisi Alim Barut ise yılın ahisi seçilen Muharrem Ercins’e plaket verdi.     Mehmet TIRPAN Ahilik Kültür Haftası dolayısıyla Atatürk Kongre ve Etnoğrafya Müzesi bahçesinde program düzenlendi. Programda konuşan Sivas Valisi Alim Barut Ahilik kültürü ve ahiliğin günümüze kadar gelmiş olmasının dikkat çekilmesi gereken bir önemi olduğunu belirterek; “Geçmişi olmayan milletlerin geleceği de olamaz. Ahilik ve ahilik kültürü Sivas’a ve Sivaslıya çok yakışmış. Ahiliğin yüzyılları aşan bir felsefesi ve uygulaması var” dedi. Geleceğimizi geçmişimiz üzerine kurduğumuzu hatırlatan Vali Alim Barut; “Ahiliğin günümüze kadar gelişi ile Sivas arasında büyük bir benzerlik buldum. Anadolu’ya geldiğimizde Selçuklu, Osmanlı ve günümüze kadar ahilik teşkilatları çeşitli safhalardan geldiler ve geçtiler. Selçuklu diyoruz, Osmanlı diyoruz Cumhuriyet dönemi diyoruz. Şöyle bir etrafımıza baktığımızda da Sivas’ın sembolleri olan Selçukluyu Osmanlıyı ve Cumhuriyet Dönemini görüyoruz. Ahilik sadece esnaf ve sanatkara ilişkin değil. Tabiî ki geçtiğimiz yıllarda ahiler esnaftı ama ortaya koyduğu ilkeler tamamı ile millet olma vasıfları, insanca yaşama hayatta huzurlu refaha ulaşacak şekilde yaşamanın prensiplerini ortaya koyuyordu. Bunun gibi onlarca yüzlerce ahiliğe ilişkin esaslar var ve bu esaslar hayatımızın tamamını kapsayacak şekilde. Ahilik günümüzde yaşatılması, bilinmesi ve gençler tarafından algılanması gereken bir müessese. Ahilik felsefesini almamız ve günümüz şartlarına uygun olarak uygulamanın felsefesini ortaya koymamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. ECDADIMIZIN YAPTIKLARINI HATIRLAMAMIZ GEREKİYOR Belediye Başkanı Sami Aydın ise, bütün esnafların ahilik Bayramını tebrik etti. Ahilik noktasında ecdadımızı örnek veren Belediye Başkanı Sami Aydın; “Öyle bir ecdadın torunlarıyız ki bize her şeyi bırakmışlar. Biz tarihi eserler dediğimiz zaman sadece Selçuklu’nun, Osmanlı’nın mimari eserleri aklımıza geliyor. Aslında bunların her biri bize ecdadımızın nasıl yaşadığını, yaşama felsefesinin nasıl olduğunu net bir şekilde ortaya koymuş olmasına rağmen biz bunların yeteri kadar değerlendirildiği kanaatinde değiliz” dedi. Eskiden ahiliğin geçerli olduğu dönemlerde bir çırağın usta olması için belli bir kuralların olduğundan bahseden Aydın; “Bir çocuk bir ustanın yanında başlar yıllarca ustasının prensipleri talimatları doğrultusunda çalışır ve günü geldiği zaman ustası ona derki evladım artık sen usta oldun sen kendi işyerinin sahibi olabilirsin sen ustalığın gereklerini yerine getirdin ve bunu ustası söyledikten sonra o dönemin heyetine sunar heyet huzurunda bugün yaptığımız gibi güzel bir organizasyonla o kişinin usta olması törenle topluma ilan edilir. Öyle ki burada o kişinin usta olması için sadece o işi iyi bilmesi yeterli değildir. Ahlaki değerlerin her birini bir bir yerine getirecek birikime ve kültüre kavuşmuş olması gerekir. Bilgi ve kültüre ulaşan insanların yanlış yapması mümkün olmaz. Ecdadımızın yaptıklarını tekrar tekrar hatırlamamız gerekiyor. İnanıyorum ki esnaflarımız bu bilinçte olacaktır. Her şeyin sadece para olmadığını bu tür organizasyonlar bize anlatacaktır” ifadelerini kullandı. AHİLİK TİCARET İLE AHLAKI BULUŞTURAN HAYAT FELSEFESİDİR Sivas Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği Başkanı Beşir Köksal’da; “Kardeşlik, birlik, beraberlik gibi değerleri özünde toplayan Ahilik, ticaret ile ahlakı buluşturan bir hayat felsefesidir. Ortaya koyduğu temel ilkelerle toplumun tüm kesimlerini kaynaştıran, bütünleştiren ve millet olma bilincini Anadolu topraklarına yayan bir düşünce sistemidir” dedi. Ahiliğin kurucusu Ahi Evran-ı Veli, Hoca Ahmet Yesevi’den aldığı meşaleyi Anadolu topraklarına taşıyarak buraların bir Türk yurdu olmasına büyük katkı sağlayan; dürüstlüğü, , eşitliği şiar edinmiş bir gönül adamı olduğunu kaydeden Köksal; “Ahi Evran-ı Veli, aynı zamanda çok yönlü bir ilim ve fikir adamıdır. O, bir filozoftur, hekimdir, eczacıdır. Hayatıyla ve mesleğiyle örnek bir insan, nefis terbiyecisi ve sabrın temsilcisidir. Günümüzde “ahilik” esnaf ve sanatkâra özgü bir kavram olarak algılanmakta; ahilik denince esnaf, esnaf denince de ahilik akla gelmektedir. Ancak, bu kavramın günümüze ve geleceğe ışık tutan daha derin ve geniş anlamı da vardır. Ahilik, toplumda yaşayan herkesin birbirlerini yaklaştıran, kaynaştıran, dost edindiren ve dayanışma kurulmasına sağlayan bir olgudur. Ahilik, birlik ve dayanışmayı sağlayan en önemli unsurdur. Türklerin Anadolu’da bin yıldan beri yaşamaları ‘Ahilik’ sayesinde olmuştur. Ahilik, din, dil, ırk ve cinsiyet farkı gözetmeyen, herkese eşit muamele yapılan bir anlayışın simgesidir. Zengin, fakir ayrımı yapmaz. Çalışmak, üretmek alın teri ile kazanmak ahilikte bir ahlak kuralıdır. 7 asır evvel Anadolu medeniyetlerinin bizlere bıraktığı en önemli miraslardan birisi Ahuluk felsefesidir. Bizler bu değerli mirası asırların şartlarına uygun ve daha da güçlendirerek yüceltmişsek ne mutlu bizlere. Ahilik Haftasının ülkemize ve bütün insanlığa güzellikler getirmesini temenni eder, konuşmama bir ahi nasihatı ile son vermek istiyorum. “Harama bakma, haram yeme, haram içme. Doğru, sabırlı, dayanıklı ol. Yalan söyleme. Büyüklerinden önce söze başlama. Kimseyi kandırma. Kanaatkar ol. Dünya malına tamah etme. Yanlış ölçme. Eksik tartma. Kuvvetli ve üstün durumda iken, affetmesini, hiddetli iken yumuşak davranmasını bil ve kendin muhtaç iken bile başkalarına verecek kadar cömert ol” ifadelerini kullandı.