İl Kültür ve Turizm Müdürü Kadir Pürlü, “2017 yılı İzzettin Keykavus Yılı olsun” dedi. Suat Duman İl Kültür ve Turizm Müdürü Kadir Pürlü, 2017 yılında Şifaiye Medresesi’nin 800 yaşına gireceğini söyledi. Darüşşifanın yapılışından bugüne kadar ayakta durduğunu söyleyen Pürlü, bir öneri ile kamuoyunun karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz günlerde Koordinasyon toplantısında konuyu dile getiren ve Sivas Valisi Alim Barut başta olmak üzere kurum yetkililerinden destek bekleyen Pürlü, “2017 yılında Şifaiye Medresesi 800 yaşına girecek. Böylesine muazzam bir eseri kazandırandan Allah razı olsun. Bu sebeple bizler de bir çalışma başlatmak istiyoruz. 2016 yılı nasıl Kadı Burhanettin Yılı ilan edildiyse, 2017 yılı da Selçuklu Sultanı İzzettin Keykavus ve Tıp yılı ilan edilsin. Bizler de bu konuda çalışmalar yapalım; etkinlik takvimimizi oluşturalım” ifadelerini kullandı. Selçuklu eserlerinin Sivas’a ayrı bir hava kattığını, ecdad yadigarı olduğunu söyleyen Pürlü, “Bu eserleri korumak ve kollamak en büyük hedefimiz olmalı. 800 yıldır ayakta olan bu eser gelecek nesillere de sapa sağlam ulaşmalı” dedi. ŞİFAİYE MEDRESESİ Şifaiye Medresesi (Keykâvus Dârüşşifâsı, Dârü’s-sıhha), 1217 yılında Anadolu Selçuklu Devleti sultanı I. İzzeddin Keykavus tarafından Sivas'ta darüşşifa olarak yaptırılan; Osmanlı devrinde medrese olarak kullanılan yapı. Dünyanın günümüze kadar gelebilen en eski hastanelerinden biridir. Kitabesinde “dârü’s-sıhha” olarak tanımlanan yapı, şehir merkezinde Medreseler Sokağı üzerinde (eski Tokat Caddesi), Çifte Minareli Medrese'nin tam karşısındadır. Yaklaşık 3400 metrekarelik alanı ile Türkiye Selçuklu dârü’ş-şifalarının en büyüğüdür. Tuğla işçiliği, çinileri, kitabelerinin çokluğu, süslemeleri ve kabartma figürleri ile birçok yenilik taşıması ve vakfiyesinin bir suretinin günümüze ulaşması sebebiyle, Anadolu Selçuklu sağlık kuruluşları içinde önemli bir konumdadır. Yapının güney eyvanı I. İzzeddin Keykavus’un türbesidir. Şifahane'nin en önemli bölümü çini süslemelerle kaplı türbe cephesidir. Dört eyvanlı açık avlulu medrese tipinde inşa edilen medrese 48 x68 m ebadında dikdörtgen planlı, tek katlı kesme taştan yapılmıştır.690 m2’lik avlusunda, etrafı revaklarla çevrilmiş otuz oda bulunur. Yapımında taş, tuğla malzeme ve çini kullanılmıştır. Taçkapı, pencere bordürlerinde ve ana eyvan yüzeyinde süslemeye önem verilmiştir. Taçkapı kemerinin köseliklerinde ki iki aslan figürü gücü ve sağlığı sembolize eder. Kapı, iç içe geçmiş yıldız biçimindeki zarif motiflerle süslüdür.Taçkapıdan sonra geçilen koridor, ikinci bir kapı ile avlulu medreseye açılır. İç kapının tam karşısındaki ana eyvanın hekimlere ayrılmış muayenehane kısmı olduğu tahmin edilmektedir. Girişin tam karşısındaki sivri kemerli ana eyvanın iki yanında insan yüzü kabartmaları bulunur. Bir tarafta açları iki yanda örgülü bir kadın başı kabartması , diğer tarafta çevresinden güneş ışınları çıkan sakallı bir erkek başı kabartması vardır. Her iki figürün çevresinde de kelime-i tevhid yazılı olup kadın kabartmasının altında suret-i kamer, erkek kabartmasının altındaysa suret-i şems yazılıdır. I. İzzeddin Keykâvus’un türbesi yapının güney eyvanındadır. On köşeli türbenin cephesinde Selçuklu sanatının en zengin sırlı tuğla ve mozaik-çini süslemeleri bulunur. Kapının arkasında yıldız örgü ile süslü mihrab yer alır. Mihrab kemerini dolaşan yazı şeridi de Kur'ân'ın Tevbe Suresinden bir ayettir. Türbe mihrabının önündeki çinili sanduka I. İzzeddin Keykâvus’a aittir. Türbede sultanınkinden başka, eşi Selçuk Hatun ve hanedanın diğer fertlerine ait olmak üzere irili ufaklı on iki sanduka daha vardır. Türbe cephesinin üstündeki on dört parça çini levhadan oluşan tek satırlık Arapça celî sülüs çini kitâbede , İzzettin Keykavus'un kendi ağzından olduğu sanılan; "Biz sarayların geniş mekânlarından, kabirlerin dar bölmelerine getirildik. Vah! Ne yazık ki bu ölüm hadisesinde geçici olan dünyadan el çekip ahirete göçüş, 617 yılı Şevval’in dördüncü günü gerçekleşti.”" anlamına gelen bir yazı kuşağı yer alır. Bu tarih onun ölümünü değil, kitabenin yazıldığı tarihi gösterir; çünkü İzzeddin Keykavus 1220 yılı başlarında ölmüştür.Sol pencere üstündeki geometrik geçmeli panoda Arapça usta kitâbesinde “Amel-i Ahmed bin Bedel el-Merendî.” (Merendli Bedel oğlu Ahmed’in eseri.) yazar. Merendli Bedel oğlu Ahmed'in türbe çinilerini yapan sanatkârın adı olduğu düşünülür.