“Siz ey iman edenler! Eğer Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle hareket ederseniz, size hakkı batıldan ayıracak bir ayrım gücü verir; dahası kötülüklerinizin üzerini örter ve sizi bağışlar; çünkü Allah'tır sınırsız lütuf, sonsuz kerem sahibi olan!” Enfal  Sur, 8/29

            Bir kimse Kur'an'ı okusunda o ayetler o kimsenin hayatına değer katmasın ha!.

            “Kuran, uyutan bir melodi ve hafifçe esen bir meltem değildir; O, canlandıran bir şarkı ve batılı söküp atan bir kasırgadır!” Bir kimse “Müslümanım!” diyerek göğsünü gere gere dolaşsın da Kur'an'ın bu gerçekliği ile yüzleşmesin ha!.

            Sahi kimiz biz? Niye varız? Amacımız nedir?

            Varlığımızı bizi var edene adamıyacaksak ne işe yarayacağız?

            Bizi var edenin varlığından haberdar olmayacaksak, var edenin sözlerinin sözlerin en güzeli olduğunu bilmeyeceksek, bizi biz yapan değerlere sahip çıkmayacaksak bizi bizim dışımızdakilerden farklı kılan ne olaki?

            “Müslümanım!” diyen bir kimseye elbette “Ciddimisin?” diye sorarlar?  Evet Ciddi misin arkadaş?

            Eylem ve söyleminde, özünde ve sözünde ciddi misin?

            Konuşurken fütursuzca, yaklaşırken sinsice, davranırken kaba nobran, ilişkilerde itici...

            Merhamet senin mahallene uğramıyorsa, uçlarda geziniyorsan, yalan iftira hakaret konusunda hassasiyetlerin kaybolmuşsa, hep keser gibi kendine yontuyorsan, hayrada şerrrede fren oluyorsan, sahiciliği değil sahteciliği tercih ediyorsan, tüm gelişmeleri kendinden menkul görüyorsan, benden/bizden olsun çamurdan olsun anlayışındaysan!..

            Kimsin sen arkadaş? Lütfen bir aynaya bak!

            Saçın başın görüntün darma duman koş kuafore, güzellik salonlarına, moda evlerine!..

            Araban çekişten düşmüş, kabortada çizik oluşmuş, yıllık bakımı gelmiş, kışlık lastiklerin vakti gelmiş koş sanayiye, oto aksesuara!..

            Sahi sen kimin kızından aşağısın ki? Arkadaşın spor lüks arabaya binerde sen binemez misin? Komşun yalı da oturur, süper lüks dayalı döşeli mekanlar tercih ederde sen hala varoşlarda, kıyı semtlerde nasıl oturursun?

            “Allah'ım olmayanlara da ver!” diyerek ağzını doldurarak dua edersin de yanı başında çöpten ekmek toplayan, açlıktan karnına taş bağlayan, hastalıklardan inim inim inleyip eczaneden ilaç alacak parası olmayan fakir fukara hiç umrunda olur mu senin?

            Dostum! Ciddi misin?

            Bir düşün bakalım her şeyin var ama neyin eksik senin?

            Allah'lı yaşamazsan neye yararsın ki sen?

            Allah'lı yaşamak Allah'ı, anlamı, ahlakı ve adaleti öncelemeyi zorunlu kılar.

            Allah'lı yaşamak fakir fukaraya, garip gurabaya, yolda darda kalmışa sahip çıkmak demek, nefsini değil neslini öncelemektir.

            Allah'lı yaşamak vatan için, millet için, ümmet için ve tüm insanlık için değer üretmektir.

            Millet sana bir kürsüyü, bir sınıfı, bir okulu, bir kurumu, bir fabrikayı, bir şehri, bir köyü, bir silahı, bir uçağı bir otomobili emanet edecek sen ise o emanetlere hıyanetlik edecek ve millete ihanet edeceksin.

            Olmaz. Olamaz. Olmamalı arkadaş.

            Kürsüye çıkan sövüp sayıp hakaret edemez, politika yaptığını zanneden bir kimse milletin milli ve manevi değerleri ile alay edemez.  Muhalefet ediyorum diye milletin destansı mücadelesine laf söyleyemez. Oy toplamak uğruna bu ülkeyi tek şef döneminin garabet ve ucubet hallerine geri götüremez.

             Sözlerin en güzeli en güzelin sözüdür. En güzelin sözüne tabi olanlar en güzelin sözcüğülünü yapmalıdır.

            Gücün sözcülüğünü yapanlar batılın değirmenine su taşıdıklarını bilmeliler. Sözün gücüne inananlar da bilmelidir ki ayette buyrulduğu gibi :

            “Hak gelince batıl zail olur!”

            Müslümanlığın onur ve vakarını üzerinde taşıyan bir kimse  Adem'in oğlu Habil gibi olmayı, Karunlaşmayı değil Harunlaşmayı seçmeli, Allah ile aldatanların oyununa gelmemelidir. Ve  o kimse tercihini zalimlerden yana değil mazlumlardan yana kullanmalıdır.

            Müslümanlığın onur ve vakarını üzerinde taşıyan bir kimse kitabına uydurmayı değil kitaba uymayı yeğlemeli, bizde yepyeni bir bilinç uyanıklığı meydana getiren kitaba sımsıkı sarılmalıdır.

            Ey dostum!

            Evin araban atın katı yatın değil kişiliğin, karakterin, şahsiyetin zedelenmiş, hırpalanmış be !

            Ne yapacaksın peki?

            Yine fütursuz, ölçüsüz, biçimsiz davranmaya devam mı?

            Ya da kapıkulluğuna devammı?

            Tek bir şansın var bilesin!.

            Allah'lı, ahlaklı, anlamlı ve adaletli davranmak. Dostuna da düşmanına da.

            Unutma!

            Sende bende hepimiz de yepyeni bir bilinç uyanıklığı meydana getiren, bizlerde sorumluluk bilinci oluşturan, içerisinde şek ve şüpheye yer vermeyen, içerisinde her çağa özgü vahyi mesajlar barındıran ve bize hakkı batıldan ayırmaya yarayan bir ölçü veren tek bir kitap vardır oda Kur'an'dır. Kur'an sözlerin güzelidir.

            O halde şimdi O güzel olan sözlerin içinde  kendini bulmak, kendini çekap etmek, aklını yüreğini benliğini her tür araz durumlardan kurtarıp süsleme vaktidir!

            Tercih senindir. Ya batıla ve yardakçılarına karşı gardımızı alarak hep birlikte var olacağız.

            Ya da!..

            İkinci şıkkı dilime bile almak istemiyorum. Zira Ümmetin hali ortada!..