Görme engelli bir üniversite öğrencimiz var, burs almak için bir kuruluşa başvurusunu yaptı, burs verecek kurum bir bankadan hesap açtırmasını istedi. Arkadaşımız, üniversiteye başladı, okuma yazması kabartma olarak var, aile hesap açarken sıkıntı yaşanmasın diye, noterden, kaşe ve mührünü de yanında taşımasını istiyor. Arkadaşımız üç günden beri banka kapısında. Kendi imzasını kabul etmiyorlar, noterin kaşe ve mührünü de reddediyorlar. Annesine ve yakınına noter onaylı vekâlet vermesi isteniyor. Ben de arkadaşımızla birlikte bankaya gittim. Kendilerine aşağıda yazacağım kanunları hatırlattım. Ama ne fayda. Onlar kendi banka tüzük ve kanunlarında görme engellilerin hesap açması için bunların yapılması gerektiğini söylüyorlar. Yaptığınız ayrımcılık dediğimizde ise, biz ayrımcılık yapmıyoruz diyorlar. Ne BDDK’yı takıyorlar ne Noterler Birliğini. Bankanın ismini açıklamayacağım. Çünkü şikâyet hakkımızı kullanacağız. İnşallah son olur. Bankacılık düzenleme ve denetleme kurulunun maddesini aşağıya yazacağım. Belki de köşe yazımızı okuyup bu inatlarından vaz geçerler.

BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU

Hukuk İşleri Daire Başkanlığı

Sayı <. 90102173-645[9345] 14664 ' 06/06/2014

Konu: Görme Engellilerin Yaptıkları Bankacılık İşlemlerinde İmza Kullanımı

TÜRKİYE KATILIM BANKALARI BİRLİĞİ

Görme engelli vatandaşlarımızın okuma yazma bildikleri, imza atabildikleri hâlde banka görevlilerince bankalarda gerçekleştirdikleri işlemler sırasında kendilerinden tanık göstermelerinin istendiği, bazı banka görevlileri tarafından 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) "İmza atamayanların durumu " başlıklı 206 ncı maddesine atıf yapılarak, imza atıp atamayacaklarına bakılmaksızın görme engellilerin de imza atamayanlar kapsamında değerlendirildiği, bu uygulamaların aynı bankaların farklı şubelerinde dahi farklılık arz ettiği yönünde şikâyetler alınmıştır.

Bilindiği üzere, 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanunun 1 nci maddesi ile anılan Kanunun amacı "'engellilerin temel hak ve özgürlüklerden faydalanmasını teşvik ve temin ederek ve doğuştan sahip oldukları onura saygıyı güçlendirerek toplumsal hayata diğer bireylerle eşit koşullarda tam ve etkin katılımlarının sağlanması ve engelliliği önleyici tedbirlerin alınması için gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlamak" olarak ifade edilmiştir. Anılan Kanunun 23 ncü maddesi ile değişik 1512 sayılı Noterlik Kanunun "İlgilinin işitme, konuşma veya görme engelli olması" başlıklı 73 ncü maddesi; " Noter, ilgilinin işitme, konuşma veya görme engelli olduğunu anlarsa, işlemler engellinin isteğine bağlı olmak üzere iki tanık huzurunda yapılır, ilgilinin işitme veya konuşma engelli olması ve yazı ile anlaşma imkânının da bulunmaması hâlinde, iki tanık ve yeminli tercüman bulundurulur. " hükmünü ve 24 üncü maddesi ile değişik 1512 sayılı Noterlik Kanunun "İmza yerine işaret, mühür veya parmak izi kullanılması" başlıklı 75 inci maddesinin ikinci fıkrasında ise; "Bir noterlik işleminde imza atılmış veya imza yerine geçen el işareti yapılmış olmasına rağmen, ilgilisi ister veya adına işlem yapılan ve imza atabilen görme engelliler hariç olmak üzere noter, işlemin niteliği, imzayı atan veya el işaretini yapan şahsın durumu ve kimliği bakımından gerekli görürse, yukarıdaki fıkradaki usul dairesinde ilgili, tanık, tercüman veya bilirkişinin parmağı da bastırılır. Mühür kullanılması halinde parmağın da bastırılması zorunludur. " hükmünü amirdir. Ayrıca, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun "imza " başlıklı tarihli ve 6111 sayılı Kanunun 213 üncü maddesi ile değişik 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasında ise, "Görme engellilerin talepleri halinde imzalarında şahit aranır. Aksi takdirde görme engellilerin imzalarını el yazısı ile atmaları yeterlidir. " hükmünü haizdir.

Söz konusu hükümler kapsamında, görme engellilerin yapacakları işlemler yönünden, işlemlerde tanık bulundurulması hususunda engellilerin talepleri aranmakla birlikte, talebin bulunmaması durumunda görme engellilerin attığı imzalar yeterli kabul edilmektedir. Bununla birlikte, HMK'nın "İmza atamayanların durumu" başlıklı 206 ncı maddesi imza atamayanların durumuna ilişkin düzenleme getirmekte olup, görme engellilere veya görme engellilerin "imza atamayanlar" kapsamında değerlendirileceğine ilişkin bir hüküm ihtiva etmemektedir.

Bu çerçevede, görme engelli bireylerin imza atma ehliyetine sahip olduğu gözetilerek, görme engelli bireylerin imza atması gereken işlemlerde yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri doğrultusunda işlem tesis edilmesi ve bu duruma aykırılık teşkil eden uygulamaların giderilmesi hususunda bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

e-imzalıdır

Mukim ÖZTEKİN

Başkan

25 Mar Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün Görme Engellilerin Noterlik İşlemlerine İlişkin Görüşü

ADALET BAKANLIĞI

Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü


Konu: Görme Engellilerin Noter İşlemleri

İmza atabilen görme engellilerin noterlerde yaptıkları işlemlerde: işlemin iki tanık huzurunda yapılması uygulamasının zorunluluk olarak dayatılmayıp işlemin iki tanık huzurunda yapılıp yapılmayacağı kararının görme engelli bireyin özgür iradesine bırakılmasının, bu düzenlemelerle varılmak istenen nokta göz önünde bulundurulduğunda hem kanun koyucunun hem de bilhassa avukatlık, psikologluk, öğretmenlik, üst düzey yöneticilik vb. meslekleri icra eden görme engelli bireylerin iradelerine daha uygun olacağı belirtilerek imza atabilen görme engellilerin özellikle düzenleme şeklindeki işlemlerinin zorunlu olarak iki tanık huzurunda yapılması uygulamasının, mevzuat hükümlerine uygun hale getirilmesinin sağlanması için uygulayıcılar nezdinde gerekli işlemlerin yapılması talebinin içeren ilgi yazınız ile konu incelendi.

Bilindiği üzere Noterlik Kanununun Dokuzuncu Kısmının “Uyulması Gerekli Genel Hükümler” başlıklı Birinci Bölümünde yer alan “İlgilinin işitme, konuşma veya görme engelli olması” başlıklı 73 üncü maddesi 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun ile yapılan değişiklikle; “Noter, ilgilinin işitme, konuşma veya görme engelli olduğunu anlarsa, işlemler engellinin isteğine bağlı olmak üzere iki tanık huzurunda yapılır. İlgilinin işitme veya konuşma engelli olması ve yazı ile anlaşma imkânının da bulunmaması halinde, iki tanık ve yeminli tercüman bulundurulur.” hükmünü ve yine Noterlik Kanununun 5378 sayılı Kanun ile değişik 75 inci maddesinin 2 nci fıkrası da “Bir noterlik işleminde imza atılmış veya imza yerine geçen el işareti yapılmış olmasına rağmen, ilgilisi ister veya adına işlem yapılan ve imza atabilen görme engelliler hariç olmak üzere noter, işlemin niteliği, imzayı atan veya el işaretini yapan şahsın durumu ve kimliği bakımından gerekli görürse, yukarıdaki fıkradaki usul dairesinde ilgili, tanık, tercüman veya bilirkişinin parmağı da bastırılır. Mühür kullanılması hâlinde parmağın da bastırılması zorunludur.” hükmünü içermektedir.

Yine, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun, imza atamayanların durumu başlıklı 206. maddesi, Kanunun “İspat ve Deliller” başlıklı dördüncü kısmının, “Belge ve Senet” başlıklı İkinci bölümünde düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası, “İmza atamayanların mühür veya bir alet ya da parmak izi kullanmak suretiyle yapacakları hukuki işlemleri içeren belgelerin senet niteliğini taşıyabilmesi, noterler tarafından düzenleme biçiminde oluşturulmasına bağlıdır” hükmünü ihtiva etmektedir. Madde metninden de açıkça anlaşıldığı gibi, imza atamayanların senet niteliğini taşıması istenen hukuki işlemlerinin, noterler tarafından düzenleme biçiminde yapılması gerektiği öngörülmüştür.

Ancak, HMK ile aynı tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanununun “İmza” başlıklı 15 inci maddesinin 3 üncü fıkrası, “Görme engellilerin talepleri halinde imzalarında şahit aranır. Aksi takdirde görme engellilerin imzalarını el yazısı ile atmaları yeterlidir” hükmünü içermektedir. Noterlik Kanununun 73 üncü maddesine koşut olan bu düzenlemeyle kanun koyucu, görme engellilerin kural olarak tek başlarına imzalarıyla kendilerini bağlayan bir işlem yapabileceklerini, ancak talepleri halinde tanık da bulundurabileceklerini benimsemiştir.

Bankalar bu kanunları ya okumuyor ya da görmezden gelerek kör rolü yapıyorlar. Şuanda görme engelli bilgisayar kullanıyor, maillerini okuyor ama hâlen neden düzenleme yapılmayıp, ilkel dayatmalarla karşımıza çıkıyorlar.