Tüketiciyi Destekleme Derneği (TÜKDES) Genel Merkez Çözüm Merkezi Üyesi Ayşe Keskin, çağımızda açlık sorunu yaşayan, sağlıklı gıdaya ulaşmada zorluk çeken, yetersiz beslenen çocuklar ve yetişkinler sebebi ile tüm dünyanın gıda üretimi, yönetimi ve paylaşımı konusunda sınıfta kaldığını belirtti.
16 Ekim Dünya Gıda Günü`nde değerlendirme yapan Keskin, herhangi bir araştırmaya, istatistiğe gerek duymadan sadece atılan çöplere bile bakıldığında israfın had safhada olduğunun görülebileceğini belirtti. Ayşe Keskin, “Oysa, yeryüzünde hiçbir inanış yoktur ki; israfı men etmemiş, paylaşımı ve merhameti tavsiye etmemiş olsun. Bugüne kadar gıdanın konu edildiği sayısız araştırma, makale, kitap, kısa film, proje, afiş, panel gibi yapılması ve yazılmasına rağmen farkındalık oluşturulup, dikkat çekilememesi, sorunların çözülememesi bu konunun “sil baştan“ daha ciddi, daha kalıcı, daha gerçekçi, elle tutulur, gözle görülür bir şekilde ele alınmasının, bu yönde politikalar izlenmesinin elzem olduğunu bizlere göstermektedir. Belki de en büyük sorunumuz topraktan uzaklaşıp; bir ürünün bize hangi aşamalardan geçerek, nasıl üretildiğini, geldiğini bilmeden, direkt soframızda bulmamızdır. Mümkün mü ki; bir buğday, bir pirinç tanesinin üretiminde emeği olan ya da bu zahmete şahit olan kişi onu rahatlıkla çöpe atabilsin! Ömrünün çoğunu “ekmek parası“ kazanmak için harcayan insanlar kazandığı ekmeği, gıdayı, parayı bir çırpıda çöpe atabilsin. İşte bunun içindir ki; en başta yapmamız gereken, günümüzde elindeki hazır ürünü bile işlemeye üşenen insanlar çoğunluktayken, doğa şartlarıyla, toprakla mücadele edip, o ürünlere tek tek eli değen, üreten çiftçimizi ve üreticimizi baş tacı etmeli, emeğinin karşılığını hakkıyla vermeliyiz. Çocuklarımızı toprakla buluşturmalı, eğitim hayatında sık sık üretim yapılan yer ve kişilerle buluşturmalı, ellerindeki gıdanın onlara nasıl ulaştığını o körpe beyinlerinde yer etmesini sağlamalıyız. Yetişkin eğitimleri kanalıyla dengeli ve sağlıklı beslenme, gıdanın işlenmesi, korunması, saklanması konusunda büyüklerimizi eğitmeliyiz. Unutmamalıyız ki; ağzımızdan giren her besin, sindirim sistemi yoluyla artık bizim adeta yakıtımız olmakta, hücrelerimize geçmekte sağlıklı ya da hasta olmamızı sağlayan ilk etkenler arasında yer almaktadır. Sağlığa elverişli olarak üretilmeyen, doğru yöntem ve tekniklerle hazırlanıp, saklanmayan, sağlığımıza katkısı olmayan her ürün onca emeğin, çalışmanın, kaynağın heba olması demektir" diye belirtti.
"Paylaşım yemeğin fotoğrafını paylaşmak değildir"
Ayşe Keskin, "Paylaşım dediğimizde; günümüzde moda olan yemeğin fotoğrafını paylaşmak olarak değil, inancımızda ve geleneğimizde olan lokmamızı paylaşmayı tekrar yaşamalı ve yaşatmalıyız. Gıdaya sahip çıkmak sağlığımıza, ekonomimize, emeğimize, kısacası hayatımıza sahip çıkmaktır" diye anlattı.