Müslümanlar arasında en çok tartışılan konulardan biri de şüphesiz “GAYB” meselesidir. Kur’an-ı kerimde bir Gayb ve bir de Şehadet âleminden bahsedilmektedir. Bunlardan, şehadet âlemi, “insanın bilgi edinebildiği; Gayb âlemi de bilgi edinemediği sahayı ifade eder. Gayb, herhangi bir vasıta veya duyu organlarımızla bilgi edinme imkânımızın olmadığı alan olduğuna göre akılla, ilimle anlaşılmayan her şey insan için Gayb konusudur. Kur’anı kerimde altmış yerde geçen bu kelime, beşeri bilginin ulaşamadığı her şey hakkında kullanılmaktadır. Kur’an-ı kerim de yüce Allah, Müminleri “Gayb’a” inanırlar” diye vasfetmektedir. (Bakara,3) İslam âlimleri bu gaybi haberleri üçe ayırmışlardır: 1- Geçmişin gaybi haberleri. 2- yaşanılan zamanın gaybi haberleri (Hz. Peygamber devri) 3- Gelecekle ilgili gaybi haberler. Yüce Allah, bazı gaybi haberleri Resullerine bildireceğini haber veriyor: “İşte bunlar gaybın haberlerindendir, sana vahyediyoruz.” Ne sen, ne de kavmin, bundan önce bunları biliyor değildiniz. (Hud 49) “Bu gayb haberlerindendir, sana onu vahyediyoruz. Sen onların yanında değildin.” Yusuf, 102 “Senden önce Peygamberler gönderdik. Onlardan sana (Kur’an’da) bildirdiklerimiz var, bildirmediklerimiz var. (Mümin 78) Kur’an-ı kerimde, Gayb bilgisinin cenabı hakkın mutlak inhisarında (Tekelinde) olduğunu ifade eden ayetler vardır: “Deki, Göklerde ve yerde bulunan hiç kimse gaybı bilmez. Ancak Allah bilir.” (Neml 65) Hz. Peygambere niçin mucize gönderilmiyor diyenlere, şöyle demiştir. “ Deki, Gayb ancak Allah’ındır.” (Yunus 20) Cenabı Allah’ın yedi kudretinde olan gayb âlemi yine onun tarafından bazı Peygamberlerine aralanmıştır. Mesela müşriklere verilecek azabın yakın mı uzak mı olduğunu Hz. Peygamberin bilmediği beyan edildikten sonra bazı Resulleri hariç hiç kimseye gaybı bilme imkânı vermediği şu şekilde tesbit edilmektedir: “Keşke bilseydim tehdit edildiğiniz azap yakın mı, yoksa Rabbim onu bir müddet erteledi mi? (Cin 25) Ayete göre bu cümleyi Hz. Peygamber söylüyor ve cenabı Allah ona bir sonraki ayetle cevap veriyor: “Gaybı sadece O, bilir ve O gaybına kimseyi bütünüyle asla muttali kılmaz.” Gaybın tamamını Resul de olsa kimseye bildirmem. Yine Hz. Peygamber’e “Niçin bir mucize gönderilmiyor?” diye soranlara şöyle cevap verilmiştir. “De ki gayb ancak Allah’ındır.” Bazı Resullere bildirilen gayb, ayetlerde şöyle ifade edilir: “O görülmeyeni bilendir. Gaybını kimseye göstermez. Ancak dilediği bir elçi bunun dışındadır.” (Cin 26-27) Bu ayetin tefsirin de Zeyd İbn Eslem’in oğlu Abdurrahman (ö. 182) şöyle diyor: “Allah gaybından Peygamberine istediğini indirir. Nitekim Hz. Peygambere de gaybı, Kur’an-ı indirmiştir. Onda gayıb çerçevesinde kıyamet günü olacakları bize bildirmiştir. Gayb’a muttali olanları Kur’an da Yüce Allah şöyle açılıyor: “Allah sizi Gayba muttali kılmayacaktır. Ama Allah kendi elçilerinden dilediğini seçer. (Al’i İmran 179) Gayıb Peygamber açısından üç zaman bölümüne ayrılmaktadır. 1- Geçmişin Gaybi haberleri. 2- Yaşanılan zamanın Gaybi haberleri (Hz. Peygamber devri.) 3- Gelecekle ilgili Gaybi haberler. Peygamberimize önceki ve zamanında ki gayıb haberlerden bir kısmının bildirildiği gösteren ayetler vardır. Mesela: “İşte bunlar gayb’ın haberlerindendir, sana vahyediyoruz. Ne sen, ne de kavmin, bundan önce bunları biliyor değildiniz.” (Hud 49) “Senden önce Peygamberler gönderdik. Onlardan sana (Kur’an da) bildirdiklerimiz var, bildirmediklerimiz var.” Mümin 78) Bu durumu açıklayan birçok ayet var. Biz son iki ayetle iktifa ediyoruz. Bunlardan da anlaşılıyor ki Geçmişte ve zamanın da olan gayp haberlerden bir kısmı Vahiy yoluyla Peygamber efendimize bildirilmiştir. Fakat gelecekle ilgili gayb haberlerden çok azının bildirildiği ki bunlar Öldükten sonra dirilme, hesap, mizan, bu ortamda yaşanacak bazı olaylar, Cennet ve cehennem bildirilenler arasındadır. Ancak, insanların asıl merak etmeleri gereken bu bilgiler olması gerekirken, bunları bırakmışlar, 1500 senedir kıyamet ne zaman kopacak diye tartışır dururlar. Bir zamanlar, Peygamber Efendimizin vefatından sonra yüz sene de kıyamet kopacak diye beklenmiş. Sonra beş yüzüncü sene kopar diye beklemişler. Daha sonra bininci sene muhakkak kıyamet kopacak demişler. Sade bunlarla da kalmamışlar, Kıyamet alameti diye birçok şey de üretmişler. Kıyametle ilgili Yüce Allah “Ben onun bilgisini kendimden dahi sakladım” demesine rağmen insanoğlu kıyamete tarih vermek için olmadık kehanetlerde bulunmuştur. Günümüz cemaat ve tarikatlarına göre kıyamet 2040 ve ya 22oo ler de kopacağı söylenmektedir. Hâlbuki Yüce Allah Kur’an-ı keriminde net açıklamalar yapmaktadır. Bu konuda çok ayet var ama biz bu bahsi Nazi’at suresinin son (42-43-44-45-46) beş ayeti ile bitirelim: “Ey Peygamber!” sana “kıyamet ne zaman kopacak” diye soruyorlar. Sen nerede onun vaktini bilmek nerede. Onun nihai ilmi Rabbine malum. Sen sadece onun azametinden korkanlara hatırlatıcısın. (Kâfirler) bu hakikati bizzat gördükleri gün, onlara san ki (Bu dünyada) bir akşam veya bir kuşluktan fazla kalmamışlar gibi gelecek.