Eş ilişkilerindeki en büyük hatalardan biri yaptıklarının ya da yapmadıklarının sorumluluğunu eşine yüklemek ve evlilikteki mutluluğunu eşinin değişmesine bağlamaktır.

Aşağıdaki düşünce ve konuşmaların kendi yaşamınızda olup olmadığını değerlendirin;

Ben de bir sorun yok, sorun eşimde. Eşim benim istediğim gibi hareket etse hiçbir sıkıntımız kalmayacak,

Ben zaten her şeyi yapıyorum, bizim sorunlarımızın tamamı eşimden kaynaklanıyor o değişirse hiçbir sorunumuz kalmaz.

Eşim bana bir adım gelse ben ona on adım giderim,

Eşim beni idare etmeyi bilmiyor. Ben kızar bağırır çağırırım ama içimde bir kötülük yok kısa sürede sakinleşirim o beni biraz idare etse ben bağırırken sesini çıkarmasa hiçbir sorunumuz olmayacak,

Bir şeyi yüz kere söyletiyor en sonunda beni bağırmaya mecbur ediyor. Bir söylediğimi bir dediğimde yapsa zaten sorun olmayacak.

Yıllardır aynı şey, bir insana bir şey bu kadar da söyletilemez ki. Bir de karşıma geçmiş bu şekilde söylediğin sürece yapmayacağımı öğren diyor. Sen bir kerede anlamadığın için ben böyle söylemek zorunda kalıyorum. Beni bu şekilde davranmak zorunda bırakan sensin,

Doğruyu söylediğimde kavga ediyoruz. Beni yalan söylemeye iten senin davranışların,

Çocuklara bağırmaya sen beni mecbur bırakıyorsun,

Giysilerime karışma diyorsun. Benim ne giydiğinde kızacağımı bile bile kızacağım şekilde giyiniyorsun sonra da karışıyorsun diyorsun. Onları giymezsen karışmama gerek kalmaz,

Bana değer vermiyorsun diyorsun. Değer görecek ne yaptın ki değer vereyim. Değer verecek şeyler yap ben de değer vereyim,

Bana sevdiğini söylemiyorsun diyorsun. Sana her dakka sevdiğimi söyleyecek değilim. Biz böyle yetişmişiz. Açta açıkta değilsin. Evin her ihtiyacını da karşılıyorum daha ne yapayım. Ayrıca sevmesem boşanırdım,

Hep seninle ilgileneyim istiyorsun. Evlenmeden önce böyle değildin bana sürprizler yapardın artık yapmıyorsun diyorsun. Artık biz sevgili değiliz evliyiz. Benden yeni sevgililer gibi davranışlar bekleme. İşler çok can sıkıcı, kendimi eve zor atıyorum. Zaten bütün gün başım şişiyor yorgun oluyorum bir de sen kafamı ütülüyorsun, evi bana dar ediyorsun, nefes aldırmıyorsun,

Beni hiç dinlemiyorsun diyorsun. Sana ne yaptın desem bir sürü dert anlatıyorsun, bana göre hiçbiri bir incir çekirdeğini doldurmaz. Nasılsın desem, bir sürü şikâyet suçlama. Saçma sapan bir sürü gereksiz laf. Başım kaldırmıyor. Doğru dürüst bir şey konuşmuyorsun ki seni ne dinleyeceğim,

Benimle hiç konuşmuyorsun diyorsun. Seninle ne konuşayım ki, sana şöyle şöyle yap diye akıl veriyorum, sorunlarına çare buluyorum. Hiçbiri kafana girmiyor, sen yine bildiğini okuyorsun. Benim dediğimi önemsemeyen, dediğimi yapmayan birine daha ne diyeyim ki,

Değerli okuyucularım yukarıdakilere benzer şekilde ve içerikte pek çok konuşma evlerimizde her gün kerelerce tekrarlanıyor.

Bu, suçlama içeren, beklentileri sitemkâr biçimde ve ima ederek ileten, sorumluluğu karşıya yükleyen konuşma ve davranış şekilleri, evlilik ilişkilerinin altını oyuyor ve eşlerin arasında kapatılamayacak mesafeler açıyor.

Diyorum ki;

Dikkat edin…

Kendinize, evlilik ilişkinize ve birbirinize bunları yapmayın… 

Önce kendinize, sonra evlilik ilişkinize, sonra da eş olarak birbirinize hak ettiği güzellikleri yaşatın…

Davranışlarınızın ve duygularınızın sorumluluğunu alın,

Suçlamayın,

Etkili dinleyin,

Hoş bakın,

Güzel konuşun, güzel davranın,

Yapabilirsiniz…