acı gerçekler ilaç olabilir… Batı çürümüş değil; örgütlü ve eğitimli. Okulları bizimkilerden iyi, kentleri bizimkilerden temiz. İnsan hakları düzeyi yüksek ve sosyal yardım konusunda daha örgütlü. Batılılar, çoğunlukla sorumlu ve dakik kişiler. Bunlar, Batılılardan edindiğim tecrübelerim. Batılıların ilerlemelerinin karanlık yönünü de biliyorum ve bunun gözümden kaçmasına izin vermiyorum. Hakikat, İslam en iyisi! Ama biz en iyisi değiliz. Batı’dan nefret etmek yerine onunla rekabet etmeliyiz. Kur’an bize bunu emretmiyor mu? “Hayırlı işlerde yarışın!” (5/48) Olgun anlamda Müslümanlığımızı ve insanlığımızı gerçekleştirmek için hukuk, ahlak, siyaset, ekonomi, eğitim, kültür ve diplomasi gibi temel insani alanlarda yapıcı ve dinamik bir şekilde hayırda yarışma bilincine ve pratiğine sahip olmak, farz-ı ayn düzeyinde bir gerekliliktir!” Bu sözler 1997 yılında Tahran’da İKO zirvesinde konuşan Aliya İZZETBEGOVİÇ’e ait.

                Ve yine Aliya derki;

                "Ben olsam, Müslüman Doğu'daki tüm mekteplere, 'eleştirel düşünme' dersleri koyardım. Batı'nın aksine Doğu, bu acımasız mektepten geçmemiştir ve birçok zaafın kaynağı budur!"

                Müslüman camianın zayıf olduğu alanlardan eleştirel düşünme, farz-ı ayn düzeyinde gereklidir. Taklitcilik ve ezbercilik denilen bir hastalık bünyemize sirayet ettiğinden bu yana belimizi doğrultamaz olduk. İbn-i Haldun’un dediği gibi;

                Akletmek Müslümanlar tarafından terk edildi ve bu yüzden zelil bir hale düştüler!”

                Ne acı bir durum değil mi?

                Bir zamanlar ilim bilim ve teknoloji de, tıp matematik ve astronomi de  bir numara olan müslümanlar ne oldu da zelil bir duruma düştüler?

                Can alıcı soru bu olsa gerek!.

                Bu konuda Prof. Mehmet GÖRMEZ’in; Bugün bütün Müslümanların varlığını tehdit eden üç büyük düşmanı vardır. Bunlar Cehalet, fakirlik  ve tefrikadır. Son yıllarda dördüncü düşman varlığımızı tehdit ediyor. O da şiddet ve terördür!” tesbitine katılmamak mümkün değil.

                Bu konuların her biri ele alınması gerekiyor. Fakat cehalet üzerinde  birazcık fazlaca durmak gerekiyor.  Ne yapıp edip cehaletle başa çıkmamız gerekiyor. Zira;

                “Tek iyilik bilgi, tek kötülük cehalettir!” (Sokrates)

                “Cehalet, ayrıcalıklı sınıfın elinde ustaca kullandığı tehlikeli bir silahtır!” Carl Marks

                “Cehalet masumiyet değil, bir günahtır!” Robert Browning

                İslam’ın ve insanlığın en büyük düşmanı olan cehaleti yenmek ilimle, bilgiyle, hikmetle, marifetle ve eğitimle mümkündür.

                Çünkü eğitim, dünyayı değiştirmek ve dönüştümek için en güçlü en etkili silahtır.

                İslam’ın ilk emri “Oku!” olduğu halde  o emre sırt dönmek elbetteki cehaletin ordusunu güçlendirir. Zira;

                “Dünyanın en büyük cezaevi cahil insanın kafasıdır!” Montaigne

                “Hiç bir şey eyleme geçen cahillik kadar tehlikeli olamaz!” Konfüçyüs

                İslam dünyasından maalesef iyi fotoğraflar gelmemektedir.

                “Zalimlerin çarkı, cahillerin çalışmayan kafalarıyla döner!” Victor Hugo

                 Batı/l paradigmaların yerli piyonları İslam dünyasını birbirine katmışsa, ölen de öldüren de “Allahu Ekber!” diyorsa, şiisi de sünnisi de “hakikat benim!” diyerek ötekileştiriyorsa, emperyalist haçlı ruhu her İslam ülkesinde yeniden canlı ve diri tutuluyorsa durmak ve düşünmek gerek mez mi?

                İslam gibi güçlü ve etkin  bir dine sırt dönen müslümanların yeryüzünün yaşanmaz hale gelmesinde hiç mi suçları yoktur?

                Kısaca;

                Taklitci, birbirini tekfir edici,  tefrikacılık yapan, tahripkar tavır ve tutum sergileyen müslümanların başta olmak üzere sorumluluk bilinci kuşanmış herkesin“Çalışmak!.. Başka yol yok, hem nasıl? Canlarla, başlarla!” diyen Üstad Mehmet Akif’in çağrısına kulak vermeleri gerekmez mi artık?

                Cehaletle savaşımız sürmeli...

                Zira esaretten kurtulmak için cehaleti yenmeliyiz...

                Yeryüzüne adalet, barış, erdem, hak, hukuk, aydınlık, ferahlık, kardeşlik ve özgürlük gelecekse bunun yolu cehaleti bertaraf etmekten geçer. 

                İsterseniz sözü Merhum Neşet ERTAŞ’la bağlayalım;

                “İlimsizlik, bilgisizlik yüzünden, cehalet hortlayıp çıkar mı çıkar,

                Sevgisizlik ve saygısızlık yüzünden insan insandan bıkar mı bıkar!”

                Vesselam!...