HANİFE KANAT

Her ebeveynin hayat romanında belirli bir dönemi kapsayan ve adına ‘ergenlik’ denen çocuğuyla ilgili bir anlaşılma, karmaşanın yaşandığı süreç  olmuş ya da olacaktır. Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen Sevim Ezgi Yeşilmen, ergenlik döneminde ebeveynlerin yapması gerekenler ile ilgili bilgi verdi.

Ergenlik dönemi karakter oluşumunun en önemli safhası olmakla birlikte velilerin en çok yorulduğu, hem fizyolojik hem psikolojik olarak dengelenme döneminde, bir nevi sınandıkları bir olgudur diyerek konuşmasına başlayan Yeşilmen; “Genel olarak ‘Erken ergenlik’12-14 yaş , ‘ergenlik 15-18 yaş ‘ ‘Geç ergenlik 18 yaş ve sonrası’ üç dönem olarak kategorize ediliyor. Burada den tehlke  olan dönem mutlaka destek alınması gereken geç ergenlik dönemidir.” ifadelerini kullandı.

Ergenlik döneminde ebeyvenlerin yapması gerekenler ve asla yapmaması gerekenlere değinen Yeşilmen; “Öncelikle yapılmaması gereken öncüllerle başlayalım; ergenlik dönemi konusunda çocuklarımıza kesinlikle ergen kelimesini kullanmamakla başlayalım. Ergenlik bizim için bir dönem adı olsa da onların arasında bir küfür kadar itici ve aşağılayıcı kabul edilmektedir siz gülsenizde o bunu hakaret olarak algılar. Fiziksel ve ya da ruhsal geçişleri çok hızlıdır bu konu ile ilgili de asla şaka kabul etmezler. Lütfen sempatikmiş gibi değil değişik ve ciddiymiş gibi tepkiler verelim. Kendini, ailesini, çevresini eveveynlerin mesleklerini ve dış görünüşlerini beğenmediği bu dönemde kesinlikle ‘ kusura bakma bu kadarız, işine gelirse, sen kimsin ki bizi beğenmiyorsun gibi çıkışlar onda öfke kontrol problemine, utanç duygusuna sürükler ve sonu önce sizi cezalandırmak ve bu uğurda belkide kendini cezalandırmak faturasını kesmesini beraberinde getirir. Ergenlikte ruhsal çalkantılar beraberinde hep anlaşılmıyorum, sevilmiyorum ve kabul görmüyorum endişesiyle birlikte stress bozukluğunu getirir bu sebepten kesinlikle gizli bir şekilde her daim gerek sosyal medyada gerek okulunda gerek yakın çevresinde daima yakın markajda olmanızda fayda var. Ama asla arkadaşlarını ya da karşı cinse olan ilgisini aşağılamayın. Karşı tarafı küçülterek ona yol gösterdiğinizi sanmayın. Bu sizle onun arasındaki köprüyü daha da koparır. Durumu şöyle özetleyelim yapılması gerekenler elbette bu yapmamız gerekenler dışında kalanlar ancak burada en önemli nokta Duygu Kelimelerini kullanmak bu çok önemli. Şöyle bir canlandırma hayal edin; Kapıdan giren bir ergenimiz var ve çantasını fırlatıp bu hayat berbat der gibi bi ses çıkardı ve odasına gidip kapıyı sertçe çarptı. An itibariyle ne yapacaksınız? Kesinlikle en az 2-3 dk durup akabinde odaya gidip asla kullanmayacağınız şablon soruyu yollamayacağı: ‘hayırdır ne oldu neyin var? ‘ bu soru şablon olduğundan size şablon bir cevap getirecektir: ‘bir şeyim yok!’ Ancak siz ona hayırdır öfkeli görünüyorsun dediğinizde o size: hayır öfkeli değil Üzgünüm diyecektir yani duygu kelimesi seni anlıyorum ancak yanlış da anlayabilirim haydi kendini anlat mesajı verir. Dolayısıyla her zaman onu anladığınızı, yargılamadığınızı ve sadece yanında olduğunuzu her daim duygu kelimelerine yer vererek ispatlayabilirsiniz. Her şeyden haberdar olmak istediğinizi belli etmeden haberdar olmayı çözmenin en güzel yolu onun yaşadığı olayları öğrendiğiniz anda zamanında sizinde aynısını yaptığınızı ve şuan kararı ona bıraktığınız mesajını vermektir. Unutmayın dönem geçici aile kalıcı bunu anlayacak ama bu bağlamda yalnız değilsiniz ve sabır en büyük kalkanınız.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.