Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız, İl Genel Meclisi’nin dün gerçekleşen oturumuna katıldı. Meclis üyeleriyle tanışan ve Cumhuriyet Üniversitesi hakkında soruları yanıtlayan Prof. Dr. Yıldız, samimi açıklamalarda bulundu. 14 yıldır Sivas’ta olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yıldız, “Bu şehirde doğdum. Bu şehirde büyüdüm, öğrenciliğim de burada geçti. Bu şehir benim derdim. Hayatımın hiçbir döneminde bu şehire küsmedim, başka yere gitmedim. Marmara Üniversitesi’nden çağırdılar, Sivas’a hizmet edeceğim dedim. Burada bir şeyler yapmak istiyorum. 14 yıldır buradayım. Çok severek yaptığım mesleğimde derslere girmek ve öğrencilerimle bir araya gelmek benim en büyük huzurum. Profesörlüğün bir anlamı yok. Hocalık benim için en büyük görevdir. Rektörlüğe aday oldum çünkü bu şehrin evladıyım. Rektörlüğü makam olarak düşünenlerden değilim. Bu şehre hizmet etmek için buradayım. Cumhuriyet Üniversitesi Sivas’ın 1 numaralı markası. Bu üniversiteyi şehirden ayırırsanız büyük bir köy kalacak. Hep birlikte çalışmalarımızı yapalım” ifadelerini kullandı.

Meclis üyelerinin sorularını da yanıtlayan Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız, Tıp fakültesinde bazı sıkıntıların çözülmesi gerektiğine dikkat çekti.  

HASTANE ZARAR EDİYOR

Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi’nin zarar içerisinde olduğunu samimi bir dille ifade eden Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız, bir takım sıkıntılar yaşandığını da dile getirdi. Özellikle çocuk bölümlerinde hoca sıkıntısı sebebiyle hastaların başka şehirlere sevk edildiğini söyleyen Yıldız, “Üniversitede bizi en çok tıp fakültesi uğraştıracak. Tıp fakültesi hastanesinde bütün üniversitenin ve şehrin önemli kolu. Biz geldiğimizde 70 milyon TL zarar denmişti ama daha sonradan öğrendik ki bu daha fazla. Global bütçeye geçilmişti. Devlet her ay belli bir miktarda para veriyor. Örneğin 8 milyon TL para veriyor, bizim bu parayı tedaviden almamız gerekiyor. Biz gelinceye kadar her ay 1 milyon TL’nin üzerinde zararla gitmişiz. Şubattan itibaren o eksiği ödememiz gerekiyor. Geldiğimiz dönemden bugüne 1 milyon TL’nin üzerinde kara geçtik. Yeni bir çalışma da yapacağız. Şubatta 6 milyon TL para ödememiz gerekiyor. Sağlık bakanlığı ile görüşmelerimiz var. Hastanede hoca eksikliğimiz var. Bunun için uğraşıyoruz özellikle çocuk bölümünde. Bu bölüme gelen hastaları mecburen Kayseri veya başka yerlere gönderiyoruz. Bunun içinde bakanlıkla görüşmelerimiz var. Sivas’ta devlet hastanesinden doktorlardan yararlanma gibi bir durumumuz olacak” dedi.

YENİ HASTANE BİNASI YAPACAĞIZ

Tıp Fakültesinin taşınması amacıyla yeni hastane binası yapılması için çalışmalar başlattıklarını ve TOKİ yetkilileri ile görüştüklerini ifade eden Prof. Dr. Yıldız, “Hastane binamız çok kötü. Her yıl tadilat yapılıyor fakat bu tamirat ne kadar da yapsanız aynı şeye dönüyor. Yeni yapılan devlet hastanemizi gördüğümüzde birer kişilik odalar var, üniversite hastanemiz hala koğuş sistemiyle devam ediyor. Biz o bina yerine yeni bir bina yapılmasını istiyoruz. Geçen hafta daire başkanımızı gönderdik ve TOKİ yetkilileriyle konuşmalarını sağladık. Allah nasip ederse hastanemizi teknokent tarafına taşıyacağız.  5-6 katlı yatay bir hastane yapacağız” ifadelerini kullandı.

BÖLÜMLERİN DÜNYADA TANINMASI GEREKİYOR

Sivas’ta hasta göçü yaşandığını söyleyen ve markalaşamamanın getirmiş olduğu sıkıntıları yaşadıklarını ifade eden Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız “Hasta göçü var doğru, biz üniversitede tıp fakültesinde bazı bölümlerin Türkiye’de tanınır hale gelmesini istiyoruz. Sadece Tıp fakültesi için değil bazı fakültelerin de tanınması gerekiyor. Örneğin Malatya’da hastaneyi düşündüğümüz zaman karaciğer nakli ile tanınıyor. Antalya yüz nakli ile tanınıyor. Antalya yeni kurulmuş bir üniversitedir. Bizim burada yıllarca Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığından insanlar geldi, çok fazla vakayla karşılaştık. İki tane rektörümüz de aynı alanda çalışıyordu. Hem Mehmet Bakır hem İlyas Dökmetaş. Biz burada aşı üretemedik, ilaç üretemedik Ankara üniversitesi üretti. Burayla tanıtabilirdik. Biz istiyoruz ki Tıp fakültesinde bir bölümümüz tanınır hale gelsin. Böyle olması halinde bize gelecek öğrenci sayısı ve kalitesi de değişecektir. Hoca sayısı da değişir. Çocuk bölümlerinde problem olduğunu daha önce de söylemiştim. Nefroloji olmak üzere diğer bölümlerde hasta tedavi göremediğinde gidiyor. Şuan da ilgili alanlara hoca getirmek için ulaşıyoruz. Burayı kaliteli hale getirmek ve sorunu çözmek gerekir. Üniversitede yaptığımız çalışmalarda hocalara söylediğimiz şu; biz bilimsel olarak adımızı duyurmak zorundayız. Felan görüş filan görüş değil, zaman zaman böyle şeyler oluyor. Daha biz başlamadan bir şeyler oldu, yeni yönetim felancaları sürdü. Vakfı biz daha teslim almadan böyle haberler çıktı” şeklinde konuştu.

ÜNİVERSİTE FETH EDİLECEK BİR YER DEĞİL

Rektörlük görevine başlangıçtan itibaren bir söz söylediğini ifade eden  Rektör Yıldız, “Rektörlüğü teslim aldığımda söylediğim bir şey vardı. Cumhuriyet üniversitesi ne savunulacak son kale, ne de feth edilecek bir yerdir. Burası bir Üniversitedir. Bilim insanlarının çalışanların üretmesi gerekiyor. Ama çalışmıyorsa kusura bakmasın.  Üniversitede yolsuzluklar yapılmış, onu görevden bir başka yere aldığınızda felancalara şöyle yapılıyor. Bizim öyle bir derdimiz yok. Çalışsınlar, çalışanla ilgili hiç bir sıkıntımız yok. Hangi görüşte ve inançta olursa olsun çalışanla sıkıntımız yok. Üniversite bilimsel yönle öne çıkmalıdır” dedi.