Müslüman anne babadan olmanın, müslüman bir memlekette yaşamanın haklı gururunu yaşıyoruz. 

            Küçüklere; “Ne zamandan beri Müslümansın!” diye sorulduğunda ise “Kalu beldan beri!” cevabını vermesini isteriz.

            Bu soruların içini kimse doldurmayı düşünmez. Çünkü Müslümanlık ciddiyet isteyen, sorumluluk gerektiren bir dindir.

            “Müslüman olmam neyi gerektirir?” sorusunu kimse kimseye sormaz. Yıllar öncesinde Üniversiteli yıllarımızda elimizde düşmeyen iki kitap vardı.  Fethi YEKEN’in “Müslüman olmam neyi gerektirir?” ve M. Ali Haşimi’nin “Müslüman’ın Şahsiyeti!” adlı kitabı. Küreselleşen bir dünyada yaşamanın zorlukları ile hepimiz biliyoruz.

            Yeni yetişen nesle iyi bir gelecke bırakmak zorundayız. Hayatımızı yeniden İslam’ın dinamikleri ile dizayn etmek zorundayız.

            İslam’a yönelik oluşan olumsuz algıları kırmak ve insanlığı İslam’ın özü ile yeniden buluşturmak zorundayız.

            İslam’ın insanlık için en son kurtuluş adasıdır. İnsan ile islam arasında ki engelleri kaldırmak ve kabaran iştahalarımıza dur demek zorundayız.

            “İslam nedir?” diye sorarım kendi kendime;

            Bizler İslam’ın neresindeyiz?

             Müslüman olarak bize düşen görev nedir?

            Milletler dünyevileşme, değersizleşme ve duyarsızlaşma hastalığına yakalanmışlar.

            Terör, Irkçılık, Mezhepcilik  gibi illetleri milletlerin başında bela.

            İnsanlar Faiz, çıplaklık, alkol ve kumar mübtelası olmuşlar.

            Yoksulluğun, yolsuzluğun, yalnızlaşmanın girdabına sürüklenen kitleler can çekişiyor.

            Düşünüyorum! Düşündükçe kahroluyorum!

            Neden mi ?

            “Tut şunu döşeyelim abi!” diye bir reklam var ya hepimiz biliriz. Hangimiz “Tut şunun ucundan. Engelleyelim şu kötülükleri yayalım şu güzellikleri!” deriz...

            Bir masaya dört kişi oturduğumuzda elimizde yolda kalmış darda kalmışlar için ürettiğimiz projelerimiz var mı?

            “Bana değmeyen yalan bin yıl yaşasın!” deyip hep topu başkalarına mı atarız?

            Ne kadar dertlisiniz o kadar insansınız!

            Derdiniz ne ise dininiz de odur. Dertli kulların   yardımcısı yaratandır. Bakara Suresi 112. Ayette Rabbimiz; “Evet, gerçekten her kim tüm benliğini Allah'a teslim eder ve iyilik yapanlardan olursa, Rabbi katında mükafatını görecektir; ve böyleleri ne korkacak, ne de üzülecekler!”

            Kurtuluşun reçetesini veren Allah’a kulak veren bir kimse nasıl olurda insanlık için umarsız ve duyarsız olabilir ki?

            Ve yine Rabbimiz Hacc Suresi 77. Ayette buyurur ki; “Siz Ey imana erişenler! [Allah'ın huzurunda] eğilin, yere kapanın ve [yalnızca] Rabbinize kulluk edin; ve iyi işler yapın ki, kurtuluşa, esenliğe erişesiniz!”

            Kulluğu Allah’a değilde Allah’ın yarattığı kullara yapmakta ne ola ki?

            “Allah ne der?” demeyip “El alem ne der?” putuna sarılmakta neyin nesi?

            Bir Müslüman Mü’min Suresi. 66. Ayette; "Rabbimden bana hakikatin bütün kanıtları verildiği için, Allah'ı bırakıp da yalvardığınız varlıklar[dan hiç birine] kulluk yapamam; ben âlemlerin Rabbine kendimi teslim etmekle emrolunmuşum!"  buyrulduğu gibi bir tavır sergilemekten niye imtina eder ki?

            Niye bir kimse hala şuculuk, buculuk, sencilik, bencilik hastalığına tamah eder ki?

            Var mı Allah’tan daha doğru söz ortaya koyabilecek?

             “Müslümanım Elhamdullilah!” sözünü hayat taşıyarak, iyiliklerle yüreklere yürüyerek, ev ev merhamet şebekeleri kurarak, mazluma kol kanat gererek, zalime meydan okuyarak, Allah’tan başka hiçbir kimseye kulluk etmeyerek, Resulün hayatını hayatımıza taşıyarak, ötekileştirmeyi bertaraf ederek, taklitcilik, tekfircilik ve tefrikacılık hastalığından uzak durarak takvayı yani sorumluluk bilincinin kuşanarak hayata müdahil olmaya var mısınız?

            Var mısınız hayatlara dokunmaya vahiyle, akılla, bilimle, değerlerle, merhametle, adaletle ve iyiliklerle? Kısaca;

            Rahatımızdan  konforumuzdan taviz vererek, uykularımızın kaçma pahasına, işin deli divanesi olarak “Müslümanım Elhamdulillah!” sözünün içeriğini doldurmaya var mısınız?