Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi Yaban Hayvanları Birimi, doğada yaralı halde bulunan yaban hayvanlarını hızlı bir şekilde tedavi ederek en kısa sürede doğal ortamlarına kavuşturuyor.

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi’ne bağlı Yaban Hayvanları Birimi, Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü ile yaban hayvanlarının tedavisi, rehabilitasyonu ve doğaya yeniden kazandırılması çerçevesinde oluşturulan protokol gereği, 2018 yılından bu yana aktif bir şekilde çalışıyor.

Birime, genellikle silahla vurulan, zehirlenen ya da doğada yaralanan, endemik dahil birçok farklı türden hayvan getiriliyor.

İyileşme sürecinden olumlu sonuç alınan ve tedavisi tamamlanan yaban hayvanları doğaya salınırken, tedavisi güç olan ve iyileşmesi mümkün olmayan hayvanlar ise birimde misafir ediliyor.

Yırtıcı kuşlara ‘yaz banyosu’

Konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine bilgiler veren Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Hayvan Hastanesi Yaban Hayvanları Birim Sorumlusu Doç. Dr. İrem Ergin, artan sıcaklıklarda bunalan yırtıcı kuşlara serinlemeleri amacıyla yaz banyosu yapıldığını belirterek, “Hayvanlarımız sıcaklarda çok fazla bunalıyorlar. Sıcağın çok fazla olması ister istemez bu hayvanlarda ısıya bağlı olarak ciddi sağlık sorunlarına sebep olabiliyor. Temelde onları serinletmek ve en azından refahlarını sağlayabilmek için en az günde iki kez olmak üzere duş aldırıyoruz” dedi.

“Burada bir seferde yüzün üzerinde hayvanı misafir ettiğimiz oldu”

Ankara’da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Coşkusu: Işık Şovları ve Etkinlikler Ankara’da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Coşkusu: Işık Şovları ve Etkinlikler

“Gelen hayvana göre değişiyor ama mümkün olduğunca bekletmeden hızlı bir şekilde tedavilerini, bakımlarını sürdürüp sonrasında hemen yine DKMP av koruma ekiplerine haber vererek onlarla birlikte bir iş birliğiyle doğaya salımlarını gerçekleştiriyoruz” diyerek yaban hayvanlarının tedavi süreçlerine ilişkin bilgiler de veren Ergin, şöyle devam etti:

“Tutmamızın en önemli sebebi tabii ki yaban hayvanı oldukları için buraya alışmamaları gerekmekte. Yavruları büyüyüp biraz daha ergen olana kadar tutuyoruz. Ancak tedavi ihtiyacı olanların etkin bir şekilde tedavilerini sonlandırdıktan sonra hemen rehabilitasyonlarını da hızlandırıp doğaya bırakılması çok önemli. Çok sınırlı bir yerdeyiz, bulunduğumuz alan itibarıyla da sınırlı. Ankara’nın ortasında bir fakülte olmasıyla çok geniş bir alanda olmamamız buradaki hayvanlarımızın da belli bir sayıda olmasını gerektiriyor. Burada bir seferde yüzün üzerinde hayvanı misafir etmişliğimiz var. Ama bahsettiğim gibi yaban hayvanında kesinlikle hızlı bir sirkülasyona girilmesi çok önemli. Hızlı tedavi, hızlı bakım, yavruysa büyütülmesi ve sonrasında hemen doğaya salınması.”

Yaban hayvanlarıyla ilgilenen sayısının az olması gerekiyor

Doç. Dr. Ergin, yaban hayvanlarının tedavisini fakültenin lisans ve lisans üstü ‘gönüllü’ öğrencilerinden oluşan bir ekiple yürüttüklerini aktararak, “Onlar bizim elimiz, ayağımız. Yaban hayvanlarıyla ilgilenirken çok fazla kişi değişiminin olmaması gerekiyor ve bu yüzden az sayıda gönüllüyle çalışıyoruz. Çünkü ister istemez bulaşın ve hayvanlara fazla insan temasının önlenmesi çok önemli” diye konuştu.

Yaban Hayvanları Birimi’nin tedaviye muhtaç hayvanların sürecinin tamamlanarak bir an önce doğaya salınması için kurulduğunu hatırlatan Ergin, “Burası herhangi bir ziyarete açık veyahut da herhangi bir görselliğin ön planda olduğu bir yer değil. Öyle bir hedefimiz de yok” dedi.

Ergin, kanat veya ayak kırığı yaşayan hayvanların tedavi sürecinin 6 aydan bir yıla kadar sürebildiğini kaydetti.

Yaban Hayvanları Birimi’ne getirilen endemik türlere ilişkin de bilgiler veren Ergin, “Ayı, vaşak geldi. Bozkurtlar iki-üç yıl bize misafir oldu. Ayı yavru olduğu için bakımı rahat oldu. Yaklaşık 3, 3 buçuk aylık bir sürede onun bakımlarını gerçekleştirdik ama ondan sonra tabii ki yine DKMP ile görüşülerek ona daha uygun olan bir merkeze gönderimini sağladık” ifadelerini kullandı.

Kaynak: iha