Başkanlıktan yapılan açıklamada, bu unsurların "küresel fesat merkezlerinin çirkin yüzünü açıkça ortaya koyduğu" ifade edildi.
Açıklamada, iletişim çağında dünyanın herhangi bir yerinde ortaya çıkan anlayışların, zaman ve mekan sınırı olmaksızın tüm dünyayı etkileyebildiği vurgulandı. İnsanlığın inanç, değer, algı ve kültür bakımından hızlı ve kapsamlı bir dejenerasyona maruz kaldığı ileri sürüldü. Bu sürecin en vahim yönünün, inanç ve ahlaka yönelik suikastlar karşısında milletlerin, toplumların ve özellikle genç nesillerin savunmasız kalması olduğu belirtildi.
Tarih boyunca insanlığın cahiliyeye hapsolduğu dönemlerde "fıtratı tahrip eden sapkın anlayış ve uygulamaların" var olduğuna dikkat çekilen açıklamada, günümüzde iletişim ve etkileşim imkanlarının "baş döndürücü" boyutlara ulaştığı, bu tür yaklaşımların yıkıcı etkisinin her zamankinden fazla olduğu ifade edildi. Açıklamada, bu tür yaklaşımların tüm insanlığı tehdit ettiği ve insanın maddi ve manevi gerçekliğini, varoluşsal değerini ve saygınlığını hiçe sayarak özüne yabancılaştırdığı belirtildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı, "cinsiyetsizleştirme" politikalarının her türlü yozlaşmaya zemin teşkil ettiği ve bu tür yaklaşımların toplumsal değerleri tehdit ettiği görüşünü savundu.