Etkili iletişimin birçok becerisi var.

Ben diyorum ki;

“İletişimin en mucizevi becerisi, dinleme becerisidir”

Dinleme becerisinin hakkının verildiği ilişkiler, derin bir huzur içerir.

İnsanın en önemli gereksinimlerinden biri, yaşamındaki önem verdiği kişiler tarafından içinde bulunduğu durumun, en saf hali ile anlaşılmasıdır.

İnsan içinde bulunduğu durumu kendi dilince ve kendine özgü yöntemleri ile onun için önemli olan kişilere anlatma eğilimindedir. Herkesin bir hikâyesi var ve herkes o hikâyelerini satmak ister. Çoğunlukla bu satışın karşılığında almak istediği ise sadece anlaşıldığını hissetmektir. İnsan bu alışveriş sorunsuz gerçekleştiğinde, ilişkisine ilişkin tam bir tatmin duygusu içinde olur.

Yakın ilişkilerinde anlaşılma konusunda tatmin duygusu içinde olanların hayata ilişkin bakışları ve duruşları bambaşkadır. Bakışları olumlu ve hoşgörülü, duruşları ise dimdiktir.

Dinleme becerisi iyi olan kişi, dinleme sırasında sadece etkili dinleme tekniklerini kullanmaz.

Çünkü;

 Bilir ki, sadece teknik kullanıldığında, o dinleme çok yüzeysel kalır. Tabiri caizse, “karşıdakine geçmez”. O dinlemenin içine doğal insani özellikler katılmalıdır. Ancak, dinlemenin teknik becerileri ile ilgiyle, merak ederek ve can kulağı ile dinleme, birleştirildiğinde “gerçek bir dinleme” gerçekleşebilir.

Eğer yaşamınızda yakın ilişki içinde olduğunuz kişiler arasında bir kişi bile sizi çok iyi dinliyorsa çok şanslısınız. Yani ne mutlu size…

Yolunuz iyi dinleyen birinden geçti ise yaşadıklarınız ve hissettikleriniz muhtemelen şu şekilde olmuştur;

Çekinerek başladığınız konuşma, derinlere gitmiştir,

Karar vermekte zorlandığınız bir konuda karar verebilmişsinizdir,

Sözünü ettiğiniz konunun düşünemediğiniz birçok yönü olduğunu fark etmişsinizdir,

Çekingen bir kişi olduğunuzu düşünürken aslında ne kadar rahat ve konuşkan birisi olduğunuzu görmüşsünüzdür,

Dünya yıkılmış ve altına kalmış gibi hissederken içinizde yeni ümitlerin yeşerdiğini hissetmişsinizdir,

Kendinizi dertlerle yoğrulmuş ve boğulacak gibi hissederken yeniden doğmuş gibi olmuşsunuzdur,

Kendinizden ümidi kesmişken ve benden bir şey olmaz diye düşünürken kendi değerinizi iliklerinize kadar hissetmişsinizdir,

Kendinizin bile o ana kadar farkında olmadığı gizli kalmış düşüncelerinizi fark edip rahatça ifade edebildiğinize şaşırmışsınızdır,

En aptal hissettiğiniz bir anda zihninizin berraklaştığını ve zihninizde harika fikirler oluştuğunu fark etmişsinizdir,

Hiçbir eylemde bulunmadığınız halde dert ettiğiniz o yüklerinizden kurtulduğunuz görmüşsünüzdür,

O sizi perişan edip yaşama sevincinizi elinizden alan bazı düşüncelerin sizin ürettiklerinizden ibaret olduğunu yani gerçekle hiçbir ilgisi olmadığını şaşırarak fark etmişsinizdir,

Yaşamınızın anlamsız ve kendinizin değersiz olduğuna inandığınız bir zamanda aslında bu durumun gerçek dışı olduğunu ve sizi esir alan olumsuz düşüncelerinizden kaynaklandığını görmüşsünüzdür,

Yukarıdakileri yaşamanızın nedenleri;

Size akıl verilmesi değil,

Öneriler sunulması değil,

Teselli edilmeniz değil,

Yatıştırılmanız değil,

Sakinleştirilmeniz değil,

Nasihat edilmesi değil,

Sizin adınıza bilgece kararlar verilmesi değil,

Tılsımlı büyülü sözler söylenmesi değil,

Sizin yerinize düşünülmesi ya da harekete geçilmesi değil,

Sadece etkili bir şekilde dinlenilmeniz…

Peki siz nasıl dinliyorsunuz?