Sivas'ın Divriği ilçesinde bulunan Cürek, bir zamanlar "Küçük Paris" olarak anılan canlı bir şehirdi. 2000'li yıllara kadar maden işletmesi sayesinde 2 bin kişinin yaşadığı bu modern şehir, lojmanları, okulu, hastanesi, sosyal tesisleri ve spor alanlarıyla Anadolu'nun gözbebeğiydi.

Şehit Polis Özel Harekat Müdürü Tufan Kansuva, Vefatının 5. Yılında Anıldı Şehit Polis Özel Harekat Müdürü Tufan Kansuva, Vefatının 5. Yılında Anıldı

Ancak maden işletmesinin özelleştirilmesi ve iş imkanlarının azalmasıyla Cürek, terk edilmiş bir şehre dönüştü. Harabeye dönen binaları, sessiz sokakları ve ıssız parklarıyla Cürek, adeta 1986'daki nükleer kazadan sonra sessizliğe bürünen Çernobil'i andırıyor.

Cürek Köyü Muhtarı İhsan Aydoğan, geçmişte bu kasabanın bir yaşam merkezi olduğunu söylüyor: "Burada olmayan yoktu. İlkokulu, ortaokulu, camisi, hastanesi, postanesiyle mükemmel bir yerdi. Özelleştirildikten sonra firma burasıyla ilgilenmedi. Kimisi emekli oldu, kimisi gurbete gitti. 2003'ten sonra bu hale geldi."

İlçe sakinlerinden Garip Ördek ise Cürek'in eski güzel günlerini anıyor: "Geçmişte herkesin gözdesi olan bir yerdi. Cürek deyince her şey vardı. Sanatçılar bile buraya geliyormuş. Güzel yemeklerin yapıldığı, güzel bir mekanmış. Küçük Paris olarak adlandırıyorlardı. Şuan ıssız ama havası çok güzel bir yer."

Cürek'in hikayesi, Türkiye'nin sanayileşme ve modernleşme çabalarının bir sonucu olarak ortaya çıkan birçok kasabanın kaderini yansıtıyor. Madenler kapanıp iş imkanları azaldıkça bu kasabalar da terk edilmeye başlıyor. Cürek'in ıssız sokakları ve sessizliği, bize geçmişin canlılığını ve geleceğin belirsizliğini hatırlatıyor.

Kaynak: iha