MELDA GENEŞ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Spor Salonu’nda düzenlenen ‘Türkiye Yüzyılı’ Tanıtım Toplantısı’na katılarak açıklamalarda bulundu.

EMPERYALİSTLERİN ÜLKEMİZ ÜZERİNDEKİ HESAPLARI HİÇ EKSİK OLMADI”

Cumhuriyetin, bir asırlık geçmişinin önemli bir kısmında, kendi içinde barışık yaşayamadığını belirten Erdoğan; “Emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki hesapları hiç mi hiç eksik olmadı. Bu kirli hesaplarda kullanılan maşalar da hiç eksik olmadı. Dün vardı bugün de aynı. Ülkemiz, millî iradenin üstünlüğüne dayanmak yerine vesayet güçlerinin güdümünde kalan yönetimlerin elinde, altın kıymetinde yıllarını heba etti.” ifadelerini kullandı

Şehit Başbakan Adnan Menderes’in, “Yeter söz milletin!” diyerek başlattığı demokrasi ve kalkınma hamlesinin, idam sehpasında kesintiye uğradığını, rahmetli Turgut Özal’ın “Devlet, millet içindir!” diyerek ülkeyi tekrar demokrasi ve kalkınma rotasına sokma girişiminin, koalisyon dönemlerinin kaosu içinde kaybolup gittiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Aynı şekilde rahmetli Demirel’in, rahmetli Ecevit’in, rahmetli Erbakan’ın, rahmetli Türkeş’in ülke ve milletin hayrı için başlattıkları girişimler, hep darbe ve vesayet duvarına çarptı. Ülkemiz, vesayet yoluyla Cumhuriyetle demokrasiyi birleştirmekten hep kaçınan, hatta bunları birbirinin alternatifi gibi göstermeye çalışan bir zihniyetin elinde ciddi sıkıntılar çekti.” şeklinde konuştu.

Milletin teveccühüyle ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendikleri 2002 Kasım ayında böyle bir Türkiye mirası devraldıklarını söyleyen Erdoğan; “Ülkemizin ulaşmış olması gereken kalkınma ve milletimizin sahip olması gereken demokrasi seviyesiyle, bulunduğumuz yer arasındaki fark çok büyüktü. Biz işte bu anlayışla, Türkiye’yi 20 yıl boyunca, hep ‘Durmak yok, yola devam’ diyerek büyüttük, geliştirdik, güçlendirdik, zenginleştirdik.” diye konuştu.

"TÜRKİYE'Yİ 20 YIL BOYUNCA GELİŞTİRDİK, GÜÇLENDİRDİK, ZENGİNLEŞTİRDİK"

20 yıl boyunca sadece Türkiye için çalıştıklarını ifade eden Erdoğan; “Milletimizin teveccühü ile ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimiz 2002 Kasım'ında işte böyle bir Türkiye mirası devraldık. Elbette Cumhuriyetimizin ilk 80 yılında da başlatılan, bir kısmı neticeye ulaştırılan güzel işler vardı. Ama ülkemizin ulaşmış olması gereken kalkınma ve milletimizin sahip olması gereken demokrasi seviyesiyle, bulunduğumuz yer arasındaki fark çok büyüktü. Biz işte bu anlayışla, Türkiye'yi 20 yıl boyunca, hep ‘Durmak yok, yola devam’ diyerek büyüttük, geliştirdik, güçlendirdik, zenginleştirdik. Tıpkı 15 Temmuz'da olduğu gibi, yeri geldiğinde bize canı pahasına sahip çıkan milletimizin desteğiyle, ülkemizin asırlık kayıplarını 20 yılda telafi edecek çalışmalar gerçekleştirdik. Sanılmasın ki bu 20 yıl dikensiz gül bahçesi misali, sadece çalışmakla geçti. Yurt içinde ve yurt dışında, emperyalistlerin, vesayetçilerin ve darbecilerin ne kadar aparatı varsa, hepsi de üzerimize salındı. Yeri geldi bildiriler yayınladılar, yeri geldi tuzaklar kurdular, yeri geldi bürokratik oligarşiyi, yeri geldi terör örgütlerini harekete geçirdiler, hatta partimizi kapatmaya kalktılar. Bunlarla kalmayıp doğrudan silaha da sarıldılar. Biz hiçbir zaman şikayet etmedik, hep mücadele ettik. Demokrasi ve kalkınma adımlarımıza çelme takılmaya çalışıldığında, çözümü sadece milletin sinesinde, milli iradenin gücünde aradık.” açıklamasını yaptı.

 “12 EYLÜL ANAYASASI’NIN RAF ÖMRÜ DOLDU”

“Türkiye Yüzyılı” ilk hedeflerinden birisinin “yeni anayasa” olduğunu vurgulayan Erdoğan; “Hücrelerine kadar vesayete hizmet etmek üzere hazırlanmış 12 Eylül darbesi anayasasının raf ömrü çoktan dolmuştur. Bu doğrultuda başlattığımız girişimlerin bazıları Meclis safhasında, bazıları daha teklif aşamasında, muhalefetin destek vermemesi sebebiyle, akim kalmıştır. Her şeyiyle milli iradenin ürünü yeni bir anayasayı ülkemize kazandırmak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ilk hedeflerinden biridir.” dedi.

“GELİN BİRLİKTE KONUŞALIM”

Tüm kesimleri Türkiye vizyonuna katkı vermeye çağıran Erdoğan; “Biz Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını, aynı zamanda Türkiye'de siyaseti üslubuyla, tarzıyla, işleyişiyle, sonuçlarıyla değiştirecek yeni bir dönemin de miladı haline getirmek istiyoruz. Türkiye yüzyılı için yapılacak her katkı bizim için çok kıymetlidir. Gelin, 29 Ekim 2023'e kadar Türkiye Yüzyılı’nı konuşalım, tartışalım, tekliflerimizi ortaya koyalım. Gelin, ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonunu birlikte oluşturalım, birlikte inşa edelim. Gelin, Türkiye Yüzyılı’nı yeni bir milli mutabakat zemini haline dönüştürelim. Gelin, Türkiye Yüzyılı’nda demokrasimizi, katılımcı demokratik bir Cumhuriyet kimliğiyle taçlandıralım. Gelin, Türkiye  Yüzyılı’nda ülkemizi, bir asırdır enerjimizi yiyip tüketen her türlü taassuptan arındırıp, siyasetin eksenini emek ve eser üzerine yeniden kuralım. Gelin, Türkiye yüzyılında ülkemizdeki özgürlüklerin çerçevesini, pozitif özgürlük anlayışıyla tekrar çizelim.” diye ifade etti.