Başkan Sevtap Haspolat açıklamasında; “Takvimler 24 Ocak 1993 tarihini gösterirken Ankara Karlı Sokak bir patlama ile sarsıldı. Haberler Gazeteci Yazar, Uğur Mumcu’nun evinin önünde, arabasına konan C4 tipi plastik bombanın patlaması sonucunda bir suikasta uğradığını ve yaşamını yitirdiğini yazdı. Yaşanan yıllar Türkiye’nin bir çıkmazda olduğu, faali meçhul cinayetlerin arttığı, siyasi ve ekonomik sıkıntıların tüm ülkeyi sarmaladığı yıllar olarak hafızalarımızda yerini aldı. Aradan 31 yıl geçmesine rağmen, başta Uğur Mumcu olmak üzere, onun gibi öldürülen birçok insanın katilleri bulunabilmiş değil. Bütün olumsuzluklara, adaletin yerine getirilmemesine, suçluların elini kolunu sallayarak gezmelerine rağmen, Uğur Mumcu, her yıl, 24 Ocak günü olduğunda, rahmetle anılan ve hüzün içerisinde hatırlanan bir gazeteci olmanın ötesinde bir sembol isim, hak hukuk ve adaleti savunan örnek bir insan olarak, unutulmayanlar arasında yerini almış bir kişi olarak hatırlanmaya devam etmektedir. Uğur Mumcu, yazdıkları ile, söyledikleri ile, araştırmaları ile yaşadığı zamana tanıklık eden, araştıran, sorgulayan ve haksızlıklar karşısında susmayan örnek bir insan olmasından dolayı bugün bizler Sivas’ta Cumhuriyet Halk Partisinin üyeleri olarak, onu anmaya, unutmamaya ve gelecek nesillere anlatmaya çalışıyoruz. 50 yaşında, arkasında onlarca eser bırakan, cesurca soruları ile sorulamayanları soran, bilgisi ile konuşulamayanları konuşan ve yazan bir gazeteci, yazar ve araştırmacı olarak en verimli bir dönemde bir suikast sonucunda hayata gözlerini kapatmasına rağmen geride çok kıymetli bir düşünce mirası bırakmıştır. Menfur saldırıdan 3 gün sonra 27 Ocak 1993'te Ankara Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedildiğinde geride hayat arkadaşı Güldal Mumcu’yu ve çok sevdiği çocukları Özgür ve Özge Mumcuyu gözü yaşlı ve gönlü buruk bir şekilde bırakarak aramızdan ayrılmıştır. Uğur Mumcu bedenen aramızdan ayrılsa da yüzbinlerce seveni ve onun düşüncelerini benimseyen okuru tarafından hiçbir zaman unutulmayacaktır. Toplumun her kesiminden Uğur Mumcu hakkında söylenen ve yazılanlara baktığımızda onun düşüncelerinin, tespitlerinin ne kadar değerli olduğunu her yıl vefat yıldönümünde bir kez daha anlıyor ve kavrıyoruz. Uğur Mumcu, bilinçli bir toplum olmanın, adaleti hâkim kılmanın, özgür olmanın yolunun düşünen, araştıran ve sorgulayan bireyler olmaktan geçtiğini, bunun içinde gerekirse canımızla olsa bile bir bedel ödememiz gerektiğini yaşarken öğretti. Bu öğretisini de her ölüm yıldönümümde bizlere tekrar hatırlatmaktadır. Bu vesile ile Uğur Mumcu’yu bir kez daha rahmetle anıyoruz. Ona uzanan kirli elleri 31 yıldır kınadığımız gibi bugünde kınıyoruz. Düşüncenin ve özgürlüğün kısıtlanmadığı, her şeyin konuşulduğu ve tartışıldığı, şiddetin ve vahşetin olmadığı bir dünya özlemimizi bir kez daha yineliyoruz.” ifadelerine yer verdi.