1979 senesinin ilkbahar aylarındayız. Yatanların içinde Avni Yazıcıoğlu, Abdullah Çakır ve Necati Hoca. Ocak yönetiminden Yusuf Özkan, Necati Tanış, Faruk Kaya, Salim Tan, Nezih Ekici, Mehmet Öç ve daha birçok ülkücü genç, yaşlarının baharında burada çile çekiyorlar.

Yine Çukur tarlada çıkan olaylarda bir kişinin linç edilmesinden dolayı idamla yargılanan Ahmet ve Hüseyin Çetin kardeşler, Kazım Keskiner, Osman Keskiner, Hüseyin Keklik, Kadir Akçil, Mehmet Urhan, namı diğer Kara Mehmet veya âşık ve daha birçok tutuklu buradalar.

Bir de Koyulhisar da bir polis memuru bir genci hamamda taciz ediyor. Onu da halka duyuruyor, insanlar toplanıp Karakolu taşlıyorlar. Türkiye’nin tamamında sıkıyönetim olduğu için emniyet güçleri Karakolu taşlayan 24 kişiyi yakalayıp tutukluyorlar ve Erzincan sıkıyönetim cezaevine gönderiyorlar.

Koyulhisar’lı 24 kişiden biri de sağ yanımda yatan Cengiz Keltek. Babadan kalma varlıklı bir arkadaş, inançlı, ahlaklı, benden Kur’an-ı Kerim okumaya başladı. 0 arada yeni gelenlere yapılan şakaları bana da yapmak istemiş cengiz kardeşim. Arkadaşlara, Hocanın altına yumurta koyalım mı? Demiş. Onlarda bana söylediler. Ben de ondan evvel kendisine bir yumurta şakası yapayım dedim. Cengiz’in çok derin uykusu var. Uyurken bir yumurtayı kırdım, yumurtanın ağından külotunun önüne biraz akıttım. Sabah Cengiz uyandı, “Hocam rüya görmedim ama hamamcı olmuşum her halde yıkanmam gerekir mi” dedi. Ben de “tabi ki yıkanmalısın” dedim. Sıcak su bulunmadığı için gitti soğuk su ile gusül yaptı. İkinci gün aynı oyunu tezgâhladım, Cengiz yine yıkandı. Üçüncü gün ben oyun yapmadım ama yine hamamcı olmuş. Cengiz herhalde belini üşüttün ondan hamamcı oluyorsun dedim. Arkadaşlardan birisi Cengiz’e seni Bekir Hoca hamamcı yapıyor” demişler. Yanıma geldi, Hocam beni sen hamamcı yapıyor muşsun, nasıl oluyor bu diye sordu. Ben de dedim ki, “Sen bana yumurta şakası yapacakmışsın, duydum senden evvel ben sana yaptım. Sen uyurken yumurtanın ağından biraz külotuna akıtıyorum. O kuruyunca katılaşıyor sende hamamcı oldum sanıyorsun” dedim. Kendisiyle kırk senedir dostluğumuz devam ediyor, şu anda İstanbul Avrupa yakasında kuyumculuk yapıyor.

Cezaevine geleli iki ay oldu artık bizde kıdemli olmaya başladık. Bu arada Sıkıyönetim mahkemesi hakkımda dosya hazırlamış onu getirdiler. Dosyayı okudukça hayret ve dehşet içinde kaldım. Meğer Sivas olaylarının en büyük suçlusu benmişim. Bir idam maddesi koymuşlar ki merhum Menderes’i idama götüren madde. Halkı birbiri aleyhine kışkırtarak katliama sebep olmaktan suçlanıyorum. İdamdan başka bir de 235 sene hapis cezası isteniyor. Cezaevinde meşhur oluyorum, herkes sen neymişsin öyle diyorlar. Nihayet beklenen vakit geliyor ve ilk mahkemeye çıkıyorum. İlk defa bir mahkemeye çıkıyorum hem de askeri mahkeme. Karar hâkimi Rahmi isminde Erzincanlı bir hâkim. Savcı ise Sivas’ta ifademi alan Refik Kıvılcımlı idi. ilk mahkemede ifade verme sırası bana geliyor hâkim beni ifadeye kaldırmadan benim hakkımda bir şahit dinleyeceğini söylüyor. Şahitlik yapmaya gelen Mehmet Havan isminde bir polis memuru. Bu kişi, savcı bey Sivas’ta benim ifademi alırken orada sivil olarak bulunan iki kişiden biri. İfadesine başlayan Polis: “O gün olayların başladığı yer olan çukur tarla ile Kolej mevkiinin birleştiği yerdeydik. Daha çok Sünnilerin yaşadığı çukur tarla mevkiinden bir gurup insan Kolej’e doğru saldırdı. Başlarında Bekir Çöl vardı ve arkasında bin kişi vardı. Bekir Çöl onlara vurun derse vuruyorlardı, durun derse duruyorlardı” dedi. Dehşet içinde bu yalan ifadeleri dinlerken ben ümit ediyorum ki şimdi hâkim şahitlik yapan polise bizi teşhis ettirir. Fakat teşhis yapmadan bana hitap ederek Bekir Çöl, söyle bakalım bu ifadeye ne diyorsun, dedi.

Ben söz alarak, “Sayın hâkim, ben bekledim ki, beni bin kişinin içinde tanıyan bu memura soraydın, burada Bekir Çöl kim diye? Hâkim Bey: “Teşhis Sivas’ta yaptırılmış” dedi.

Ben bana kurulan tuzağı yeni anlamaya başladım ve Hâkime şunları söyledim: Sayın Hâkim, “Savcı Bey Sivas ta ifademi almaya odasına alınca yanında sivil iki kişi oturuyordu. Ben içeri girince yanındakilere hitaben bizim meşhur Bekir Çöl işte bu dedi. 0 iki kişiden biri benim aleyhime biraz evvel ifade veren polis memurudur. Eğer Savcının yaptığı teşhis bu ise beni bu kişiye tanıtarak teşhis yaptı dedim. Bu ifademle Hâkim Beyin benim hakkımda lehime bir anlayışı oluştu. Bu mahkemenin ikinci üzücü tarafı ise, Sivas olaylarından içinde kardeşim Ali’nin de olduğu kırk kişi daha tutuklandı. Bir de Sivas olayları sanıklarını çok göstermek için Ülkücü memurlar derneği hakkında “Oba” ismi adı altında gizli örgüt kurmaktan dava açılmıştı. Onlardan da sekiz kişi tutuklandı. Nazım Bali, merhum Ali Ateş, Mustafa Tunç, merhum Sulhattin Gülmez ve merhum Naki Hocaoğlu da tutuklanmışlardı.