Geri dönüşüm, yeniden kullandırılabilme veya değerlendirme olanağı olan atıkların tekrar üretime dahil olmasıdır. Geri dönüşüme çok uzun yıllardır gereklilik doğmuştur. Tüketici sayısının artması, savaşların olması, insanların bilinçsiz olması, doğaya tahribat verilmesi ve doğal kaynakların sınırlı olması geri dönüşümü zorunlu kılmıştır. Geri dönüşüm sayesinde hem doğa daha az kirleniyor, hem doğal kaynakların tüketimi aza indirgeniyor, hem ülke ekonomisine büyük katkı sağlanıyor. Hali hazırda ülke ekonomisi için böyle bir fırsat varken neden değerlendirilmesin ki?

Çöplerden sermaye elde eden, çöpleri doğru değerlendiren, çevresini koruyan ülke sayısı gün geçtikçe artıyor. Hatta öyle ki artık ülkeler birbirlerinden çöplerini istiyorlar.

Türkiye olarak Avrupa devletlerinden çok sonra geri dönüşüme atılmış olsakta, 1991 yılından itibaren ülkemizde de geri dönüşüm çalışmaları başlamıştır. Ülkemizdeki geri dönüşüm çeşitliliği yıllar boyunca artmıştır.

Ülkemizde geri dönüşüme katkıyı en çok belediyelerden görüyoruz. Belediyeler atık konusunda birbirleriyle yarışıyorlar. Plastik atıklar, kullanılmış yağlar belediyelerin yürüttüğü projelerden sadece bazıları.. Kimi belediyeler sokaklara geri dönüşüm kutuları koyarak tüketicilerin kağıt, cam, plastik, pil gibi farklı geri dönüşüm ürünlerini ayrıştırarak atmasını ve halkı bilinçlendirmeyi amaçlıyor. Ülkemizde geri dönüşüm  hakkında yapılan araştırmalarda görünüyor ki, belediyeler bu işin lokomotifi durumunda.

Kağıt  toplayıcıları ülkemizde geri dönüşüme çok büyük katkısı bulunuyor. Ayrılmayan kağıtları çöplerden her gün toplayan o insanlar, ülke ekonomisine uzun vadede verimli bir yatırım sağlıyorlar aslında.

Eminim hepimiz hurdacıları görmüşüzdür ama hiç merak ediyor musunuz o sattığınız hurdaların ülke için değeri nedir diye? Satacağınız her hurda ortalama 1,5 milyar Türk Lirası’nı tekrardan ülkemize kazandırıyor.

Devletimizin aldığı kararla ücretli poşet uygulamasına geçildi ve veriler bizlere gösterdi ki bu uygulama ile poşet kullanımı %80 azaldı. Şimdilerde ise ambalaj atıkları üzerine projeler düşünülüyor. Bazı Avrupa devletleri poşet kullanımını komple yasaklamayı planlamaya başladı bile. Ülkemizde de bu konu da adımlar atılıyor. Devletimiz bu konuda hassas davranırken, insanımızı öncelikle bilinçlendirmek gerektiğinin farkında. Bu yüzden kamu spotları, reklamlar, yeni uygulamalarla anlatmaya bilinçlendirmeye çalışıyor.

Şimdi bile bizler su seviyesi azalıyor, ormanlar yok oluyor gibi doğal yaşamın bitip tükendiğini görüp endişeleniyoruz. Uzmanlar gelecekte yeni doğan bebeklerin alerjik olarak doğacaklarını, sağlıklı birey olma şanslarının olmadığını, temiz suya temiz havaya muhtaç kalacaklarını söyleyerek tüketimin azalmasını ve geri dönüşümün kaçınılmaz tek çare olduğunu savunuyorlar.

Dünya, bu doğa, bu kaynaklar bizden öncekilerin değildi, bizimde değil. Bunlar yarınların, çocuklarımızın. Onların doğası, kaynakları, dünyası bizlere emanet,  emanete sahip çıkalım.