Son yıllarda ki en gerilim dolu sezonunu yaşayan Sivassporumuz 50. Kuruluş yıldönümünde sezonu şampiyon tamamlayarak bizlere inanılmaz bir mutluluk yaşattı. Zafer sarhoşu olan taraftarlarımız bir haftadır kutlamalara aralıksız devam ediyor. Kaybettiğimiz bir şeyi kazanmamız, o şeye yeni sahip olmamızdan daha çok sevindirdi bizi. Süper ligde ki son yıllarda kaybettiğimiz heyecanı geri bulmamızdan dolayı olsa gerek. İnanın şampiyonluktan çok bu heyecanın geri gelmesine seviniyorum. İnşallah bu sevince ortak olan herkes yeni sezonda da aynı heyecanla takımına sahip çıkar. Yönetim kurulumuzun yeni yaptığı kongre de, onların eski motivasyonunu geri getirirse bu işi daha kolay yürüteceğimizi düşüyorum. Ama önce yönetim kurulu için iyi dileklerde bulunalım. Patron onlar, tüm yetki onlarda… O zaman işin yönetim kısmına bir göz atalım.

Başkan Mecnun Otyakmaz önderliğinde 11 yıllık süper lig maceramızdan sonra geçen sezon küme düştük ve çok sıkıntılı günler yaşamaya başladık. Yönetim kurumuzun süper ligde yaptığı işler çok önemli ve başarılı olsa da son yıllarda tam bir felaket yaşadık. 3 yıl üst üste küme düşmeye oynarken yapılan ya da yapılmayan transferlerle yönetim kurulumuz kredilerini doldurmuş, neredeyse taraftarın tamamı isyan etmeye başlamıştı. Takımı 3 yıl Aatıf ve Cicinho’nun sırtına yüklemiş, sonunda kaderimize razı olmuştuk. Akhisar’dan kaleci Setkus’un hatasıyla yenilen gol ve ümitlerin bitmesiyle, tribünlerden İstifa sesleri yükselmiş, Sivas’ta ya da dışarıda yaşayan herkes faturayı tamamen yönetime kesmişti. Büyük protestoya rağmen başkan Otyakmaz, maraton tribününe giderek taraftardan özür dilemiş ve her şeyi düzelteceğini söylemişti. Öyle de oldu. Tabi detaylar çok önemli. Sonuç ne olursa olsun süper lige yükselecek kalitede bir kadro kurulmadı. 4 yıldır çekilen forvet sıkıntısına çare bulunamadı. Düşe kalka bitirilen ilk yarının ardından yine transferde hüsran yaşadık. Emre Kılınç haricinde hiçbir hamle yapılmadı. Sancılı geçen koca sezonda 3 hoca değişikliği yapmamız, sezon başında planlanmayan ve verilen sözü tutacak kalitede bir ekip kurulmadığını gösteriyor bize. Süper lig tecrübeli futbolcularımız, rakiplerin 11 yıl süper lig oynamış Sivassporla karşılacak olması, favori Eskişehir’in maddi sorunlar yaşayıp sıkıntılı bir sezon geçirmesi, yine rakiplerin kalitelerinin çok üst düzeyde olmaması gibi birçok faktöründe süper lige yükselmemizde faydasının olduğunu düşünüyorum. Güle oynaya da yükselmeyi beklemiyoruz ama çok fazla sorun yaşadığımız gerçeğini de unutmayalım. Önümüzde ki sezon süper lig ekiplerine bakıldığı zaman çok fazla işimizin olduğunu düşüyorum. Bu sezon oynayan ve takım için faydalı olabilecek 7-8 futbolcu dışında takımın tamamı gönderilmelidir. Kimisi yaş kriterine, kimisi süper ligi kaldıramayacak kalitede olması sebebi ile bir şekilde gönderilmeli, 14-15 transfer yapılarak yeni bir Sivasspor yaratmalıyız. Şampiyonluğa oynadığımız sezon paf takımın grubunda şampiyon olması ve oradan bir adam bile takıma kazandıramamış olmamızı da göz önünde bulundurursak, alt yapıyla alakalı bir felaket yaşadığımız doğru. 13 yıldır Ziya Erdal dışında hiçbir ismi ne kulübe ne de Türk futboluna kazandıramamış olmamız, aslında yönetim kurlumuzun takımı nasıl yönettiği ile alakalı bir durum. Bütçeye göre transfer yap. Yıl sonunda ne olursa olsun borcumuz olmasın yeter. Süreklilik yok, çıtayı yükseltme yok, hedef yok. Bu sıradan yönetim anlayışından çıkıp, işi bilenlere yani ehline teslim etmedikten sonra bunun değişeceğini çok düşünmüyorum. Yeni sezonda süper lige hazırlanacak ekibe göre yönetim rengini belli edecek, bu işi bir müddet daha götürüp götüremeyecekleri o zaman belli olacaktır. Samet hoca ile devam kararının alınmasını, olumlu bir adım olarak değerlendiriyorum. Sergen hocaya sormadan takımı kurup, kamp döneminde ; ‘Al hoca takım bu, ne yaparsan yap’ denmeden, işi hocaya bırakmamız durumunda daha pozitif şeyler yaşayacağımızdan eminim. Ya da hocanın istediği isimlere bakılarak hocanın vizyonuna göre de transferler yapılmamalı. Bir transfer komitesi oluşturup hocanın istediği isimlerin yanı sıra o mevkiiye daha faydalı olabilecek isimlerle harmanlanıp, iyi isimleri takıma kazandırmamız gerekli. Yani herkesin fikirleri alınmalı, her mevkii için 3-4 alternatife sahip olacak bir ekiple çalışmalıyız. Söylediğimden çok uzak bir yönetim anlayışına sahip olsak ta, biz aklımızdakini söyleyelim istedik. 4 Büyüklerin dışında Başakşehir, Osmanlı, Antalya gibi takımların ofans bölgelerinde oynayan isimlere göre defans hattı kurulmalı. Orta sahada 90 dakika çalışacak bir ekibe ihtiyacımız var. Şuan ki ofans hattımızı yedek olarak düşünüp yeni bir ekip kurmamız halinde, yedek kulübesini de zenginleştirmiş oluruz. Sadece son 3 cümle bile, ne kadar çok işimizin olduğunu anlatıyor. ALLAH yardımcımız olsun…

Süper lige yükselmemize kuşkusuz en çok sevinenlerden birisi bendim. Bir futbol aşığı olarak bir çok ligi takip ediyorum. Avrupa’da ki büyük liglerde oynanan oyunlara baktığımız zaman bizim TFF 1. Lig’de olmamızı hazmedemiyor, yine küme düşecek olsak da 1 yıl da olsa tekrar süper lige yükselelim istiyordum. Süper ligden düşen bu ekip hemen hemen aynı isimlerle bir alt ligde şampiyon oluyorsa, bu ligin kalitesinin ne denli düşük olduğunu gösteriyor. Yeni yayın ihalesi ile de bu kalite farkı daha da çok artacak. Maalesef yetkililer böyle olmasını istiyor. Bu halde birkaç yıl sonra TFF 1.Lig’den Süper lige yükselecek ekiplerin, takımı tamamen değiştirmesi gerekecek. Büyük bütçelerle kurulan takımların karşısında oynamak gerçekten çok zor olacak. Bundan sonra da yönetim kurulumuzun 1 yıllık değil, 10 yıl, 20 yıllık planlar yaparak ilerlemesi gerekli. Maddi sorunlar yaşamamamız için de alt yapıya zerre ayrılmayan vaktin artırılması ve çok fazla ilgi gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. Şuan kurulacak ekibin kalitesi ve yönetimin takıma vereceği önemi bekliyoruz. Süper lige yükselemeseydik artık miadını doldurmuş bir yönetim olacaktı karşımızda. Hatalarını telafi eden yönetim kurulumuzu kamuoyu gözüyle değerlendirecek olursak, bir şans daha bulmaları, onlarında kendilerine gelmeleri için bu süper lig bulunmaz bir hediye olmuştur. İnşallah arzuladığımız gibi bir kadro kurar, en azından süper ligde kalıcı olup, sonrasında da her sene daha iyi işler yaparak ilerleriz. Sivasspor çok büyük bir marka ve değerdir. Sahip çıkan emek veren herkese yürekten teşekkür ediyorum. Sivasspor’a ne kadar sahip çıkar ve yükseltirsek, onunla birlikte bizlerde yükseliriz. Yani Sivasspor varsa bizde varız, Yoksa Kimse yok!..   

Önümüzdeki sezon sadece köşe yazılarıyla değil, medyanın her alanını kullanarak Sivasspor’da yaşanılan gerçekleri daha detaylı ele alacağız. Tv, Radyo, Gazete ve sosyal medya üzerinden sizlerle birlikte daha iyi organize olacağımızdan eminim. Bugün bizleri % 1’lik kefeye koyanlar, yarın yüzde oranımız hakkında ne düşünecekler acaba. Sivasspor’da işlerin doğru yürümesi adına hiçbir fedakarlıktan kaçmadan sonuna kadar doğruların yanında olacağımdan kimsenin şüphesi olmasın. Kalın sağlıcakla…

- - - -