"Her kim şan ve şeref istiyorsa bilsin ki, şan ve şeref bütünüyle Allah'a aittir. Güzel sözler ancak O'na yükselir. O sözleri de yararlı iş yükseltir. Kötülükleri tasarlayıp düzenleyenler var ya; işte onlar için ağır bir azap vardır. Ayrıca onların tasarladıkları düzenler de boşa çıkar!" Fatır Sur, 35/10

       "Ben Müslümanım!" diyen bir kimseye yakışan en güzel şey izzetli, şerefli ve itibarlı olmaktır!..

       "Nush ile uslanmayanın hakkı tekrir, tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir!" bir atasözüdür. "Din nasihattir!" diye ashabına üç kez tekrarlayan peygamberimiz Hz. Muhammed(sav)'dir. "En iyi nasihat ise örnek olmaktır!" diyende Malcolm X' dir. Bu sözlerden ders almak ta bize düşer!...

       "Kişinin maleyani/boş/lüzumsuz/gereksiz olan şeyleri terk etmesi/hayatından silip atması Müslümanlığının güzelliğindendir!" buyurur peygamberimiz (sav). İşte böyle davranan Müslüman ne güzel Müslümandır değil mi?..

Şair der ki:

      "Kaç Müslümanlardan sığın müslümanlığa!.."

Çok doğru ve yerinde bir tesbit. Cidden tuzu kuru, duyarsızlaşan, değersizleşen, bukalemun, çok okuyan ama okuduğu ile amel etmeyen, kibir abidesi, güce tapan, güc sarhoşu olmuş, ilmiyle amil olmayıp bel'am'laşan, kendi kendine yettiğini sanan, mezhepcilik illetine yakalanmış Müslümanlardan sığınmak lazım Müslümanlığa!..

      Pakistanlı hacılar, büyük İslam âlimi Muhammed İkbal'e hacdan dönerken hurmalar ve zemzemle gidince İkbal onlara, ‘Hacılarım getirdiğiniz hediyeler için teşekkür ediyorum. Ama hacdan dönerken keşke Hz. Ebu Bekir'in sadakatini, Hz. ömer'in adaletini Hz Osman'ın hayâsını, Hz. Ali'nin de ilim ve cesaretini getirseydiniz onlarla Pakistan devletini kurardık.' demiştir. İbretlik bir bakış açısı değil mi? 

       Hz. Ebu Bekir'in sadakatini, Hz. Ömer'in adaletini, Hz. Osman'ın hayâsını, Hz. Ali'nin de ilim ve cesaretini hayatına taşıyan Müslüman ne güzel Müslümandır değil mi?..

Aklına, ruhuna ve benliğine vahiyle abdest aldıran, Allah'tan başka ilah tanımayan, sahte rabler edinmeyen, Allah'tan başka kimseyi la yüs'el kılmayan, körü körüne taklitten kaçınan, gassalın elinde meyyit misali olmayan, Allah adına yada bir başkası adına aldatmayan, haşhaşilikten uzak duran Müslüman nede güzel bir Müslümandır!..

       Fussilet Suresi 41. Ayet ne müthiş bir ayet. Rabbimiz şöyle buyuruyor: "Kur'an kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler mutlaka cezalarını göreceklerdir. Şüphesiz o, çok değerli ve sağlam bir kitaptır. Geçmişte ve gelecekte batıl ona karışamaz (onu hiçbir şey bozamaz). O (Kur'an), her yaptığını bir hikmete göre yapan ve övülmeye layık olan (Allah) katından indirilmiştir!" İşte böylesi muhteşem hayat kitabı Kur'anı tozlu raflardan indirip, süslü kılıflardan çıkartıp hayat rehberi edinen başucu kitabı kılan bir Müslüman ne güzel Müslümandır değil mi?..

     "Allah’a davet eden, dürüst ve erdemli davranan ve 'Elbette ben kayıtsız şartsız Allah’a teslim olanlardanım!' diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?" (Fussilet Sur, 41/33) ayetine kulak vererek hayatına yön veren her tür asabiyetten, ırkçılıktan, mezhepcilikten ve ötekileştiricilikten uzak duran, İslâm’la insan arasına gerilen somut ve soyut her tür engeli kaldırmak için yoğun çaba sarfeden Müslüman ne güzel Müslümandır değil mi?..

      "Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim!" diyen Resul(as)'ın ahlakını sorduklarında Hz. Aişe (ra) validemiz "Siz hiç Kur'an okumaz mısınız? O' nun ahlakı Kur'andı!" diyerek cevap vermiştir.

       O yüksek ahlak sahibi Resul(as)ün şu sözünü hatırlatmadan geçemeyeceğim."Sizin en hayırlınız aile efradına iyi davrananınızdır!" Kısaca Allah ile, Resulü ile, ailesi ile, yakınları ile, kitap ile, doğa ve tabiat ile, ölüm ile barışık yaşayan, tüm kazanımlarını ahlak ile taçlandıran Müslüman kötü olabilir mi hiç?

       Selam ve dua ile!..