Yeni yılın barış, huzur, mutluluk ve başarı getirmesini temenni ediyorum. Bugünümüz dünümüzden daha iyi. Ama yarınımız da bugünümüzden çok daha iyi olmalı. Ama nasıl?

            Bu can alıcı sorunun çok cevabı var. Fakat biz bir kaç madde halinde sıralayalım. Zira yeryüzünün barışa adalete ve merhamete her zamankinden daha çok ihtiyacı var. Ve yine dibe vurmuş insanlığın her zamankinden çok huzura ihtiyacı var. Bu bizim elimizle neden olmasın ki?

            İslam insanlığın en son ve tek kurtuluş adası!..

            Ve özellikle Müslümanlar tüm insanlığın kurtuluşu için yeni bir umut olmak zorundalar...

            Ne yapmalıyız peki?

            1- İnsan olmalı, insan kalmalı, iyiliklerle yüreklere yürümeli ve insanca ölmeyi bilmeliyiz.

            2- Ahlaklı, anlamlı, adilane ve amaçlı iş ve oluş içerisinde olmalıyız.

            3- Akıl, vahiy ve bilim üçlüsünün işbirliğine devam etmeliyiz.

            4- Tüketim çılgınlığına son vermeli üretken olmalı özellikle de değer üreten bir konumda olmalıyız.

            5- Müşrik aklın dört ana kutsalı olan faiz, fuhuş, alkol ve kumar vb alışkanlıklarla mücadeleye devam etmeliyiz.

            6- Terör, ırkcılık ve mezhepcilik gibi illetleri bertaraf etmeliyiz.

            7- Kavgayı, kaosu, kargaşayı körükleyenlere değil kardeşliğe kapı aralayanlara prim vermeliyiz.

            8- Söylem ve eylemlerimizde insani, islami, vicdani ve fıtri olana özen göstermeliyiz.

            9- Sabır ve namazla Allah'tan yardım dilemeli, sabır ve dua ile Allah'a yönelmeli, sabrı ve takvayı kuşanarak direnç göstermeliyiz.

            10- “Allah'a davet eden, dürüst ve erdemli davranan ve 'Ellbette ben kayıtsız şartsız Allah'a teslim olanlardanım!” diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?” (Fussilet Sur, 41/33) ayetini içselleştirmeliyiz.

            11- “Gerçek erdem yüzlerinizi doğuya veya batıya döndürmeniz değildir. Fakat gerçek erdem kişinin Allah'a, ahiret gününe, meleklere, İlahi kelama, peygamberlere inanması, malı -ona sevgi duymasına rağmen- yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, isteyenlere ve özgürlüğü elinden alınanlara vermesi, namazı istikametle kılması, zekatı gönlünden gelerek vermesidir. Onlar söz verdikleri zaman sözlerinde dururlar, şiddetli zorluk ve darlıklara karşı göğüs gererler. İşte bunlardır sözlerine sadık kalanlar... Takvaya ermiş olanlar da bunlardır.” (Bakara Sur, 2/177) ayetiyle rotamızı çizmesini bilmeliyiz.

            12- “El alem ne der?” değil “Allah ne der?” demeliyiz. Adetlere göre değil ayetlere göre yaşamalı, kitabına uydurmayı bırakmalı kitaba uymayı bilmeliyiz.

            13- Bananeci, bireysel, bencil tavır ve davranışlardan kaçınmalı ben değil biz bilincini geliştirmeliyiz.

            14- Prof. Dr. Hasan ONAT Hocamızın dediği gibi; “Türkiye, kendi kök değerlerinden hareketle kendi özgün modernitesini yaratabilir. Bunun için, Batı standartlarının ilerisinde bir demokrasi yaratmanın, adaleti devletin dini haline getirmenin, özgürlüğü içselleştirmenin, bilginin gücüne sahip sahip olarak daha insani bir bilim ve teknoloji geliştirmenin İslam’ın bize yüklediği en mühim sorumluluk olduğunu bilmek yeterli olacaktır!”

            15- Maturidi’nin dediği gibi “Düşünmemeyi telkin eden her türlü his şeytan işidir!” Cehaletle savaşmalı, düşünmenin farz olduğunu bilmeli, birbirimizle uğraşmayı bırakmalı, bilim ve üretime odaklanmalı, yepyeni bir medeniyet iddiası gütmeliyiz. Unutmamalıyız ki; Medeniyetin kurucu ilkeleri bilim, san’at ve yüksek insani ilkeler / değerlerdir.

            16- Akletmeli, aklımızı hiç bir kişiye/kuruma teslim etmemeli, gassalın elinde meyyit misali teslimiyetci bir yapıdan uzak olmalıyız. Aklımıza, ruhumuza ve benliğimize vahiyle abdest aldırmalıyız.

            17- Taklitcilikten, tarafgirlikten, tehditkarlıktan, tekfircilikten,  tefrikacılıktan ve tek tipcilikten kaçınmalı,  hak ve hakikatten yana olmalıyız. Hakikate sahip olmak yerine hakikate talip olmayı becerebilmeliyiz.

            18- “Ve asla zulümde ısrar edenlerden yana eğilim göstermeyin. Yoksa, (ahirette) ateş size de dokunur; ve Allah'tan başka koruyucunuz olmadığına göre, o zaman (O'nun tarafından da) yardım edilmez size!” (Hud Sur, 11/113) ayeti gereğince Yeryüzü mazlumlarına, mağdrurlarına ve masumlarına sahip çıkmalı ve onlara kucak açmalıyız.

            19- “Siz ey iman edenler! Şeytanın adımlarını izlemeyin! Kim şeytanın adımlarını izlerse, iyi bilsin ki (Şeytan) sadece hayasızlığı ve akl-ı selime aykırı olanı emreder!” (Nur Sur, 24/21) ayetinin bilinciyle hareket etmeliyiz.

            Kısaca;

            2019'da yine Durmak yok, duaya, davaya ve duyarlılığa devam!...