‘Kendine hak, daha ötesi layık gördüğü bu yaşam şekli sonu oluyor, farkında bile değil. Ya da farkında da başka türlü olması için, isteği ve çabası yok. Ben buyum diyor, başka da bir şey demiyor.’ Diyorsun ve devam ediyorsun;

‘Bu hayatın içinde kendini, kendi elleri ile yok ediyor. Benimsediği yaşam tarzı hem sağlığını hem yaşam düzenini hem ekonomik durumumuzu hem eş dost akraba ilişkilerini hem de aile içi ilişkilerimizi olumsuz etkiliyor.

Küslük, kavga gürültü derken hayatımızın tadı tuzu yok. Zaten bir arada olabildiğimiz çok kısıtlı zaman var. Onda da iyi olamıyoruz. Nasıl olabilelim ki. Sadece ben ve benim hayatım, ben böyleyim, beni değiştirmeye çalışmayın ve beni bana bırakın diyen biri ile ne konuşulabilir ne yapılabilir ne paylaşılabilir? Ortak bir yaşam nasıl sürdürülebilir? Nasıl aile olunabilir?

Yaşamının içinde tuttukları, sıkı sıkıya sarıldıkları ve asla söz söyletmedikleri, bir çarkın dişlileri gibi ömrünü ve ömrümüzü parçalıyor.

Bu durumun sadece kendisini etkilemediğini, hepimizin etkilendiğini asla kabul etmiyor. Ne söylesek, nasıl konuşsak, nasıl davransak, hiçbir yararı yok. Yıllardır evliyiz çocuklarımız boyumuzu aştı ama aynı tas aynı hamam devam ediyor. Hiçbir şey değişmedi, korkarım değişmeyecek. Ama bu hayat böyle nasıl devam eder onu bilmiyorum.

Tüm her şeye rağmen ve hâlâ;

‘’Benim, bugüne kadar kime ne zararım olmuş. Açta değiliz, açıkta değiliz, geçinip gidiyoruz. Sövmüyorum, dövmüyorum. Ağzım var dilim yok. Evime gelip gidiyorum, sesim soluğum çıkmıyor. Eve gelince şu köşemde oturup yatıyorum kimsenize karıştığım yok. Kendi halimizde yaşayıp gidiyoruz. Bence hiçbir sorun yok. Olayları sorun eden de büyütende sizsiniz. Beni bana bırakın, çekin ellerinizi yakamdan, hepimiz rahat edelim. Ben böyle iyiyim. Artık beni değiştirmeye çalışmaktan vazgeçin. BEN BUYUM ve DEĞİŞMEYECEĞİM’’ diyor.

Biz bir aileyiz ve birimizin her bir şeyi her birimizin her şeyini etkiliyor, etkileniyoruz. Nasıl etkilenmeyelim ki, her bir şey bizim içimizde yaşanıyor. Biliyoruz, görüyoruz, bizde yaşıyoruz. Onun parçalanmaya devam eden ömrünün her bir parçası hepimizi lime lime ediyor. Nasıl ‘hiçbir sorun yok’ diyor hayret ediyorum. İnsan nasıl bu kadar görmez olabilir, inanamıyorum. Hem ben hem çocuklarımız şaşkınız ve ne yapacağımı bilmez haldeyiz’.

Şimdi sana net bir bilgi vereyim;

‘’Kişi kendi hayatındaki durumların ve olayların kendisine ve diğerlerine zarar verdiğini kendisi kabul ederse ve değiştirmeye kendisi karar verirse ve değişimi ancak kendisi gereksinim olarak görürse ve kendisi isterse başlatabilir. Kişi kendisi için sorun ya da gereksinim olarak görmediği durumlar için sadece bir başkası istiyor diye değişmez!’’

Şu ana kadar tüm yaşadıklarınızı göz önünde bulundurarak ve atalarımızın söylediği şu sözü de dikkate alarak bu bilgi ile ne yapacağına kendin karar ver.

‘Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin’