Ülkemiz hakkında birçok konuda konuşurken herkesin söylediği artık dillere pelesenk olmuş sözler vardır. “Bu ülkenin düşmanı çok, dış mihraklar, Türk düşmanları, düşman ülkeler…” gibi ve bunlara benzer birçok sözler eminim duymuşsunuzdur. Her ülkenin düşmanı mutlaka vardır bu yadsınamaz gerçek lakin her şeyi düşmana yıkmak, her kötü olayı olguyu düşmandan bilmek cehaletin göstergesidir.

              Ülkemizde üretimimizi yaparsak, bilime odaklanır teknolojiye ayak uydurur, geleceği okuyabilir ve ona göre hızla adapte olup hazırlanırsak o bahsedilen düşmanları zaten yenilgiye uğratmış oluruz. Ancak bizler ne ilimle ne bilimle ilgilenmiyoruz, teknolojiye uyum sağlamıyoruz, eğitimi umursamıyoruz, geleceğe yönelik yaptırım yapmıyoruz sonra “Ee düşmanlar yüzünden bu hale geldik.” diyoruz. Kendimizi kandırmayı bırakalım.

               Bu ülkenin tek sorunu bu bahsettiğim konular değil. Bu coğrafya üzerinde üniversitesini okuyup bitirip iş bulmaya çalışan binlerce gencimiz var. İşsizlikten çok zor şartlarda yaşamaya çalışan, atanamadığı için intihar eden nice insanımız mevcut. Diğer bir açıdan baktığımızda ise üç dört tane yerden maaş alan, işe gitmeyen bolluk içinde yaşayan insanlarımızda mevcut. Adalet terazisi çoktan kırılmış, altında kalana yazık oluyor.

                 Fizik mezunu öğretmeni, kimya mühendisi, sınıf öğretmeni, mimar, işletme mezunu bu gençler çöpten kağıt topluyor, kıt kanaat geçinmeye çalışıyor. Emeklilik yaşı çoktan gelip geçmiş 70 yaşını geçen bazı insanlarda çifter çifter ya da üçer dörder maaş alıyorlar. Böyle bir adaletin gölgesinin dahi olmadığı ülkede, başka düşmana ihtiyaç yoktur.