Sivas Valiliğimiz, Sivas İl Özel İdaremiz ve Sivas Belediyemizin kültürel ve sanatsal anlamda faaliyetlerini yakından takip ediyoruz. Bizleri bilgilendirici ve eğitici çalışmalara imza atıyorlar. Bundan bir ay kadar önce oyuncu Ahmet Yenilmez ve yönetmen Mustafa Mesut Uçakan’ın katıldığı “Bakmak ve Görmek” isimli konferans ilimizde yapılmıştı, çok katılmak istememe rağmen şehir dışında olmamdan dolayı katılamamıştım. Bu konu hakkında bir yazı yazmak istiyordum, geç kaldım ama nasip bugüneymiş. Konu harikaydı özellikle emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Görmeye, baktığımızdan ibret almaya çok ihtiyacımız var. Etrafımızda görme engelliler var, gözü ışıktan mahrum, o yüzden dış dünyayı fiziken idrak edemiyorlar. Bir de baş üzerinde gözü olan, dünyanın bütün harikalarıyla karşılaşıp gözünü bile çevirmeye tenezzül etmeyenler var.

İnsanlar çok çeşitli bakış ve görüşe sahiptir. Bazıları dikende gül görür, bazısı sevapta günah, bazıları ise, günahta sevap görür. Güzeli çirkin gören de, çirkini güzel gören de insandır. Özü gören de insandır. Görmek istemeyerek gönül ve göz perdesini kapatan da insandır. Elimizi gözümüze kapasak, ardımızı göremeyiz, hava karanlıksa ışık yoksa bir metre önümüzü seçemeyiz. Ama görüyormuşuz gibi kalplere yorum yapmaktan kaçınmayız. Sahabe hanımlardan Ufeyre bin El-velid’in şöyle söylediği rivayet edilir: “Kalbin Allah Teala’ya karşı kör olması, dünya gözünün kör olmasından daha şiddetlidir. Allaha yemin ederim ki, Allah Teala’nın beni muhabbetinin künhüne vasıl kılması karşılığında bütün azalarımı almasını arzu ederdim.” (es-Safedinektu’l- himyan)

“Gönül gözü görmeyen, can gözünü neylesin. Sözü hoş söylemeyen, ten dilini neylesin.”

“Bakmak ayrı, görmek ayrı. Görmek istemeyene şişe dibindeki cam kalınlığında gözlük de taksan görmez.” Mucurlu Mustafa Efendi “âmâ kimdir” sorusuna şu cevabı verir; “âmâ gözleri görmeyene denmez, didar-ı Hakk’ı görmekten mahrum olana denir.” Mevlâna Hazretleri ne güzel söylemiş; “İnsan gözdür, görüştür, gerisi ettir. İnsanın gözü neyi görüyorsa değeri odur…”

Bakmak ancak gözle olur, görmek akıl, kalp ve gözün devreye girmesiyle gerçekleşir. Bakmak bir göz hareketi, görmek ise gönül ve şuur faaliyetidir. Bakarken üstünkörü geçeriz, görüşte inceler, seçer ve sezeriz. Görmek, akıl etmek, tüm kalbimizle hissetmektir. Yani sizin anlayacağınız, görmesini bilen bir kişi için, fiziki gözün kör olması onun görme engelli olduğu anlamına gelmez. Belki de bakma engelli diyebiliriz.

Kendini dinle tefekkür et bir an,

Ara ver seyreyle yaradılanı,

Fırsatın kaçarsa gelmez ki zaman,

Hisset içinde bulunduğun anı.

Göz gezdir etrafa tanı canlıyı,

Görmeyi dene bırak boş bakmayı,

Unutma aldığın nefeste sayı,

Pişman olma iyi tanı dünyayı.