24 Haziran gecesi, seçim sonuçları ile birlikte Türkiye artık yeni bir döneme başladı. O akşam Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz seçim sonuçlarını değerlendiren bir açıklama yaptı. Bakan Yılmaz’ın açıklamasında umut dolu kelimeler yer aldı. Ama en çok dikkat çeken iki kelimesi; ‘’İstikrar Kurumsallaşacak’’ sözü oldu.

Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca bu kurumsallaşma maalesef hiç yaşanmadı. Bu dönemlerde ülkeyi yönetenlerin arasında kişisel becerileri olanlar Türkiye’ye rahat nefes aldırdı. Ancak onlar gittiğinde yine darboğazlar, borçlar, yoksulluklar, yolsuzluklar kol gezdi. Ülke, ya yönetimdeki kişinin yetenekleri ile kalkındı ya da yeteneksizliği ile sıkıntılara düştü. Bir milletin kaderi bir kişinin yeteneğine bağlı kalmamalı. Hele ki Türk milleti gibi derin kökleri olan bir millet bu kadar aciz bir sistem ile sürünmemeli.

‘Kurumsallaşmak’ demek, ülkenin yönetimine kim gelirse gelsin gelişim çarklarının aynı hızla dönmesi demek. Kişilerin şahsi yeteneklerine bağlı olarak değil, sistemin gereği olduğu için gelişimin devam etmesi demek.

AK Parti’nin, 16 yılda yapmış olduğu hizmetlerini ‘İstikrarda Kurumsallaşma’ ile taçlandırması, gelecek yüzyılları garanti altına almak demek. Bu seçim o nedenle ‘tarihi seçim’ olarak adlandırıldı. Böyle bir sistemin Türkiye’de oluşturulma düşüncesi, kısa süre öncesine kadar ‘Masal’dan öteye geçmezdi. Ama şimdi bu kelimeleri ülkenin Bakanı dillendiriyor.

Hizmetin sınırı yok… 2002 yılında bu millet yol istiyordu, sağlıkta, eğitimde, yaşam kalitesinde insan muamelesi görmek istiyordu. Şimdi istekler çok çok farklı. Bu durum ülkenin nereden nereye geldiğinin en açık örneklerinden biri. Ülkenin geldiği bu noktada, şimdi milletin en büyük beklentisi ‘İstikrarda kurumsallaşmak’.