Anneler günü, babalar günü, gibi belirli gün ve haftalarımız vardır. biz insanların tarihin belirli günlerinde değil her zaman hatırlanmasından yanayız. Pazar günü babalar günüydü o günler de aklıma şehit babaları, kader mahkumu kardeşlerimizin babaları ve babasını kaybetmiş çocuklar aklıma gelir. Birde engelli babaları var ki hatırlanması gerek diye düşünüyorum.

 Bu yazımda bir engelli kardeşiniz olarak kendi babamı yazmak, ve diğer engelli çocuğu olan babalara da hatırlatma yapmak istiyorum.

 Fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalmadan sevgi içerisinde büyüyen bir çocuk oldum. Babam Konya nın Ereğli ilçesinde tarım ve bahçeciliğin fazla olmasından dolayı bahçe ilaçlama işiyle uğraşırdı. Sonraları ilaçlar sağlığına zarar verdiği için nakliye arabalarının az olduğu zamanlar, at arabası sürer, evimizin maişetini sağlamaya çalışırdı. Bahçivanlık, ve tarlalarda da işçi olarak çalıştığı olurdu.

 Birçok zaman gittiği yerlere beni de götürür, küçükken at arabası sürmek istediğimde itiraz etmez, elime atın dizginlerini verirdi. Bahçe ilaç motorlarını görmek istediğimde motora su doldurur beni o merakımdan da mahrum etmezdi. Bazen Tarlalarda bahçelerde beraber çalışır, tabi küçük bir çocuk ne kadar çalışabilirse bende kendimi çalışmış sayar, yevmiye isterdim.

Mahalle kahvemize gittiğinde yanında beni de götürür, sosyal hayattan ayrı tutmazdı. Oyun oynamasını bilmezdi ama çay içer sohbetlere katılır gelirdik.

Bir siyasi partinin delegesi olmuş siyaseti de bilen bir insandı. Okula başlayacağım zaman beni büyük şehirlerde ünlü göz doktorlarına götürmek ister, bunun için meclis önlerinde parti binalarında çareler arardı. Sayesinde birçok siyasetçiyle tanıştım, Konya milletvekili rahmetli Hasan AVŞAR, la tanışmış sıksık görüşür olmuştuk. Ben ona hasan dede demeye başlamış, Ereğliye geldiği zamanlar babamla yanına gider olmuştuk.

 Bir dönem Ereğli belediye başkanlığı yapmış olan Ali Talip ÖZDEMİR’le tanışmış, rahmetli Alparslan TÜRKEŞ ve ERBAKAN hocayla konuşma fırsatı yakalamıştım.

Babam her zaman konuşmama fırsat verir kendi sıkıntılarımı kendimin anlatmasını isterdi.

Toplantı meclislerinde, misafirliklerde nerede konuşulacak, nerede susulacak babamdan öğrendim, ilk öğretmenimdi benim.

 Her zaman kendisini ilkokul mezunu diplomasız, mükemmel özel eğitimci gibi düşünür, bilgi donanımının diplomayla kazanılmayacağına inanırım.

 Ailem beni hiç incitmezdi, ancak bende onları kırmaya korkar, sevgileri azalır mı, diye düşünür büyük yaramazlıklar yapmazdım.

Maddi durumumuzdan dolayı büyük karne hediyeleri istemez, başarılı bir karneden sonra lokantada yediğim bir etli ekmek en büyük hediye olurdu benim için.

Aldığı parayı hak etmek için çok çalışmaya özen gösterirdi babam, paramızın da bereketli olduğuna inanır, evimizde az paraya rağmen hiç bir şeyin eksikliğini hissetmezdim.

 Yatılı ilkokula başlayacağım zaman bir hafta babamı yanımdan bırakmamıştım, oda benden ayrılamamıştı. Daha sonra Babamın akşam otellerde kalıp, gündüzleri haber vermeden alışıp alışmadığımı kontrol etmek için beni okul duvarının arkasından izlediğini öğrendim.

 Türküleri çok severdi babam, bana da sevdirdi. Çocukluğumda “ela gözlüm ben bu elden gidersem” türküsünü akrabalarım söylettirirlerdi. Mahsuni şerifin “dumanlı dumanlı oy bizim eller” türküsünü babamı özlediğim zamanlarda dilimden düşürmezdim.

 Yalnız kaldığım zamanlarda da babamın söylediği türküleri müzik aletimde aça, r duygulanırım, eski sanatçıları, rahmetli Yıldıray çınarı dinler bir kere daha çocukluğuma giderim.

 Sevgili engelli çocuğa sahip babalar, hepinize selamlar. Anneler bir çocuk için vazgeçilmezdir, evlatları için birçok fedakarlığa göğüs geren annelerdir, ancak babalarda bireyin yetişmesinde, iyi bir insan ilişkileri geliştirmesinde, öz güven kazanmasında çok önemlidir. Çocuğun yetişip evlendiği dönemlerde bile erkeğin örnek aldığı bir şahsiyettir

 Babam Annemle hiç kavga etmez, annem kızdığı zaman sesini çıkarmaz sinirinin geçmesini bekler, gülümser şakalar yapardı. Bizde onu örnek almaya çalıştık, bizde baba olduk, ama hep korkuyorum, ya babam gibi iyi kalpli bir baba olamazsam diye.

Babamın ve tüm babaların ellerinden öpüyorum.

 

Selman DEVECİOĞLU