“Üç kişiye acıyınız: Zenginlikten sonra fakir düşene, şerefli iken zelîl olana, cahiller arasında kalan âlime.”

“Üç kişiden korkunuz: Merhametsizden, müraîden, mürtekipten.”

“Üç musibetten uzaklaşınız: Zulümden, zelzeleden, ‘bilirim’ iddiasında olan cahilden.”

“Üç kişiye el uzatınız: Hastaya, garibe, muhitinde anlaşılmayan bedbahta (bu yüzden kalabalığın arasında yalnız yaşayana.)”

“Üç türlü davranış kaba ve sahtedir: Kendini belli eden sanat, nümayişçi ahlak, kendine güvenen dindarlık.”

“Üç kişi karanlıkta kalmıştır: Aşkından çok talâkatını kullanan, imanını iddia yapan, aklın meyvasından lezzet almayan.”

“Üç hâkimin hükmünde hata aranmaz: Kalbin, kaderin, ölümün.”

“Üç yerde insan kendini tanır: Tövbede, zalimin kahrı altında, son nefesinde.”

“İnsanlar içinde kendini bilenler şu üç kişidir: Rüzgârı bile incitmeyenler, kendi adlarını söylemekten utananlar, Allah’ın emaneti olan insanlara katı katı gözlerle bakmayanlar.”

“Üç türlü insan Allah’tan uzaktır: Rahatlarını hesaplayarak hizmetten kaçanlar (hizmet ehli olmayanlar), duygulu olduklarını ileri sürüp de sefalet sahnelerinden uzak duranlar, sefil ruhlarda feyz arayanlar.”

“Üç şeyin hududunda durmasını bilmelidir: İsteklerin, aklın, hayatın.”

“Üç şeyden ayrılınca diğer üç şeye geçmede acele etmelidir: İnsanlardan ayrılınca ibadete, hareketten çıkınca huzura, dünyaya vedalaşınca uhraya.”

Bu sözler Merhum Nurettin TOPÇU’nun “Var olmak!” adlı kitabından alıntılardır.

İnsan doğan insan, insan kalmalı, insanca değer üretmeli, insanı önemsemeli, insanca ölmeliinsanlığının kalitesini/kalibresini artıracak her türlü ilişki ve iletişime kapı aralamalıdır.

Yanlışı, ahlaksızlığı, zulmü, kötülüğü meşrulaştırmaya, ‘güzel göstermeye’ kalkışmak ‘İNSAN’ olmanın önüne set çekmek demektir. Şeytanın ve şeytanlaşmış insanların en mühim işi ‘işlenen kötülükleri güzel göstermeye’(15/49) çalışmak; hakikatin peşinde olmayı itibarsızlaştırmaktır.

“İnsan ruhunda hakikate, hayra ve güzelliğe götüren üç yeti vardır: Zeka, duygu, irade.”

”Talebe, hakikatler peşinde koşmayı meslek edinen insandır, gayesi manevi olgunlaşma olan bir mesleğin insanıdır, mekteplerin diploma müşterisi ve istikbalin mevki dilencisi değildir!” diyerek isyanın dahi ahlaklı olması için kalem oynatan ve insan olmanın üçlerini yazan Merhum Nurettin TOPÇU ve O’nun gibi hak ve hakikat davasına adanmış ömürleri çok okumalı ve okutmalıyız.

Daha doğrusu her alanda daha çok okumalar yapmalıyız.

Hayatı, Kur’an’ı, insanları, olayları, kainatı, tabiatı, doğayı. Hemde vahyi merkeze alarak okumalar yapmalıyız. İlk emrin “Oku!” olduğunu unutmamalıyız. Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu’nun dediği gibi: "Bilgi kendine kayıtsız kalan kişileri ve toplumları affetmez!" Bilgi, bilginler ve bilimsel buluşlar yarınlarımıza ışık tutacak bir fırsattır. Bu fırsatları yeni yetişen neslin lehine çevirmek zorundayız.

Zira İslam İnsanlığın son kurtuluş adasıdır. İnsan ile islam arasındaki engelleri kaldırmak ise en onurlu bir davranıştır. Bu onurlu davranışı sergileyebilecek yetiye sahip olanlar ise hak ve hakikat davasının gönüllü neferleri oalcaktır.

Selam olsun onlara ve onların izinden aşkla, adanmışlıkla ve adamlaşarak yol alanlara!...